DHA- Erdoğan konuşmasında Suruç’taki saldırıyla ilgili olarak teröre karşı uluslararası bir işbirliği içerisinde mücadelenin verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Artık icraata geçmenin zamanı geldi” dedi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Bugün saat 13 civarına Şanlıurfa Suruç ilçesinde bir terör vahşeti yaşadık. Bu terör vahşetinde 28 vatandaşımız ne yazık ki öldü, 100’e yakın vatandaşımız yaralı. Bu terörü icra edenleri huzurlarınızda şahsım milletim adına lanetliyorum. Terörün dini, ırkı, milleti, vatanı yoktur. Ve teröre karşı uluslararası bir işbirliği içerisinde bu mücadelenin verilmesi gereği ortadadır. Bunu yıllardır hep söylüyoruz ama söylemekle kalmayıp artık icraata geçmenin zamanı geldiğini de özellikle ifade etmek istiyorum. Ölenlere rahmet diliyorum, yaralılara Allahtan şifalar temenni ediyorum.”
“Barış Harekâtı, Kıbrıs İçin Olduğu Kadar Tüm Türk Milleti İçin de Tarihî Bir Dönüm Noktasıdır”
KKTC’de düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı anma törenlerine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması, Ada’daki tarafların yanı sıra, Doğu Akdeniz başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya olumlu yansıyacaktır. Çözümle birlikte Ada ekonomisi güçlenecek, pek çok proje hayata geçirilebilecektir. Biz diğer muhataplardan da vizyoner bir bakış açısı ile süreci kolaylaştırmalarını bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı anma törenlerine katıldı. Beraberindeki bakanlar ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin ardından bir konuşma yaptı.
Kıbrıs Türk Halkı’nın barış ve özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’nın 41. yıl dönümünde orada bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamlı yıl dönümünde, Kıbrıslı kardeşlerimizin sevincini, coşkusunu, gururunu gönülden paylaşıyoruz. Kuşkusuz Barış Harekâtı, Kıbrıs için olduğu kadar tüm Türk milleti için de tarihî bir dönüm noktasıdır” dedi.
“SURUÇ’TAKİ TERÖR EYLEMİNİ ŞAHSIM VE MİLLETİM ADINA LANETLİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında Suruç’ta meydana gelen terör eylemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bugün Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde bir terör vahşeti yaşandığını ve bu vahşette 28 vatandaşımızın öldüğünü, 100’e yakın vatandaşımızın da yaralı olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, olay ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu terörü icra edenleri huzurlarınızda şahsım ve milletim adına lanetliyorum. Terörün dini, ırkı milleti, vatanı yoktur. Teröre karşı uluslararası bir işbirliği içerisinde bu mücadelenin verilmesi gereği ortadır. Bunu yıllardır hep söylüyoruz. Ama söylemekle kalmayıp artık icraata geçmenin zamanın geldiğini de özellikle ifade etmek istiyorum. Ölenlere rahmet diliyorum. Yaralılara Allah’tan şifalar temenni diliyorum.”
“HUKUK VE EŞİTLİK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Bugün Kıbrıs Türk’ünün özgür yaşama, Ada’nın eşit sahibi olarak varlığını sürdürme hakkı için verilen mücadelenin en şerefli günü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, 41 yıl önce bugün, uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarımızı kullanarak, Kıbrıslı kardeşlerinin varlığına kasteden bir teşebbüsü akamete uğrattı” diye konuştu. Kıbrıs Türkünün, Barış Harekâtı’ndan aldığı güçle, hukuk ve eşitlik mücadelesini güven içinde sürdürme imkânı bulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin kesintisiz bir şekilde sürdürülerek, kararlı ve azimli bir şekilde bugünlere taşındığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1963’ten bu yana devam eden varoluş mücadelesinin, Kıbrıs Türk’ü için başlı başına bir kahramanlık destanı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin önderleri olarak bilinen merhum Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ı rahmetle andığını ifade etti. Bu mücadelede canlarını seve seve feda eden, her biri kahramanlık abidesi olan tüm şehitlerimizi rahmetle, şükranla ve hürmetle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs gazileri arasında ölenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara ise sağlıklı, uzun ömürler dilediğini aktardı ve “Hiç şüphesiz, bugün yıldönümünü kutladığımız tarihî mücadelenin en büyük mimarları şehit ve gazilerimizdir, onların fedakârlıklarıdır. Rabbim onlardan razı olsun” diye konuştu.
KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE BM’NİN ROLÜ
Kıbrıs meselesinin, yarım asırdır uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin gündemini işgal ettiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, her zaman iyi niyetle ve samimiyetle hareket ettiğini; adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözümü arzu eden, bunun için gerekli iradeyi ortaya koyan, her zaman Türk tarafının olduğuna dikkat çekti. Kıbrıs Türkü’nün, maruz bırakıldığı baskılara, uğradığı haksızlıklara rağmen, çözüm noktasındaki duruşunun takdire şayan olduğunu ve sorunun gerçek mağduru olmasına rağmen aynı ilkeli tavrını devam ettirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs sorununun; Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini ve meşru haklarını teminat altına alacak şekilde, kapsamlı bir çözüme kavuşturulması, önceliğimiz olmayı sürdürüyor” ifadelerine yer verdi.
“KIBRIS TÜRK TARAFI, ÇÖZÜM YÖNÜNDEKİ İRADESİNİ MÜTEADDİT DEFALAR ORTAYA KOYDU”
Şimdiye kadar bu yöndeki her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve Birleşmiş Milletlerin çabalarına destek verdiklerinin, vermeye de devam ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Müzakerelerin yeniden başlamasından memnuniyet duyuyoruz. Müzakere sürecine hâkim olan mevcut olumlu atmosferin değerlendirilerek, daha fazla vakit kaybedilmeden, çözüm yolunda mesafe kat edilmesini ümit ediyoruz. Herkesin bildiği gibi biz, sorunun çözümü konusunda her zaman bir adım önde olduk. Sayın Annan’a görüşmeleri başlatırken söyledim; ‘Biz Türkler olarak Rumların her zaman bir adım önünde olacağız, yeter ki siz bu süreçte dengeyi sağlayın’ diye. İsviçre’de Burgenstock’ta yaptığımız görüşmelerde yine biz önde olduk ve masadan kaçar duruma geldiler. Ve Sayın Annan’a orada önde olacağımızı hatırlattık. O da hatırlatmayı yaptı. Hatırlayın, referandumlarda Kuzey Kıbrıs’taki Türk kardeşlerim sözlerinde durdu, ama Güney sözlerinde durmadı. Biz Türk’e yakışanı yaptık. Şimdi de yine aynı şekilde diyoruz ki, onlar da kendilerine yakışına yapsınlar ve bu politikasını aynen muhafaza eden Kıbrıslı Türkler karşısında, siyasi eşitlik noktasında biz de Güney’den aynı tavrı bekliyoruz. Temennimiz, sürecin en kısa zamanda sonuca ulaştırılmasıdır. Kıbrıs Türk tarafı, çözüm yönündeki iradesini müteaddit defalar ortaya koydu. Artık, Kıbrıs Rum tarafının da buna samimi bir şekilde karşılık vermesi, uzlaşmayı esas alan, geleceğe odaklanan bir anlayışla meseleye yaklaşması gerekiyor. Bu konu, iç politik kaygılara, taktik manevralara kurban edilemeyecek kadar önemlidir, kıymetlidir.”
“KIBRIS TÜRK HALKI İLE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasının Ada’daki tarafların yanı sıra, Doğu Akdeniz başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya olumlu yansımalarının olacağına, çözümle birlikte Ada ekonomisinin güçleneceğine, bugün hayal dahi edilemeyen pek çok projenin hayata geçirilebilmesinin mümkün olacağına değinerek, “Biz, diğer muhataplardan da süreci bu şekilde ele almalarını, vizyoner bir bakış açısı ile süreci kolaylaştırmalarını bekliyoruz” dedi. Kıbrıs Türk halkının, hayat kalitesini daha da üst düzeye çıkaracak istek ve iradeye sahip olduğunu bildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uzun soluklu mücadelede, Kıbrıs Türk’ünün ekonomik açıdan daha güçlü bir düzeye gelmesi için, onlarla şimdiye kadar elbirliği ve dayanışma içinde olduklarını ve çabanın kararlılıkla süreceğini açıkladı.
“ARZUMUZ, TÜRKİYE’DEN GELEN SUYUN KIBRIS’IN SADECE KUZEYİNE DEĞİL, TAMAMINA HAYAT VERMESİDİR”
Kıbrıs Türk halkının ve aslında tüm Kıbrıs adasının su sorununa çözüm bulacak, adanın verimli topraklarına Anavatan’dan su getirilmesini sağlayacak projede sona yaklaşıldığını ve bitimine sadece 1,5 km’lik bir mesafe kaldığını haber veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu proje, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz bağın sembolü olacak, birlik ve dayanışmayı yeni bir fiziki bağla pekiştirecektir. Burada şunu açıkça ifade etmek isterim: Bizim arzumuz Türkiye’den getireceğimiz bu suyun Kıbrıs’ın sadece kuzeyine değil, Ada’nın tamamına hayat verebilmesidir. Biz, bu suyun sadece kurak topraklara değil, çoraklaşan gönüllere de hayat suyu olmasını temenni ediyoruz. Diğer doğal kaynaklarla birlikte, bu projenin, taraflar arasındaki çok boyutlu iş birliğinin bir unsuru olmasını gönülden istiyoruz.”
KKTC’NİN EĞİTİM VE ÖĞRETİMDEKİ TECRÜBESİ
KKTC’nin turizmde Kuzey Kıbrıs’ın adeta bir patlama yaşadığını, eğitim ve öğretimde 70 bini aşkın öğrencisiyle uluslararası camiada farklı bir yere yerleştiğini hatırlatan ve bu başarılarından dolayı Kıbrıs Türk halkını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bölgenin en önemli turizm ve eğitim merkezlerinden biri haline getirmek ortak hedefimizdir. Geride bıraktığımız 10 yılda, bu hedefe ulaşma noktasında çok önemli mesafe kat ettik. Ancak önümüzde daha alınması gereken ciddi bir yol bulunuyor. Uygulamaya koyduğumuz reformları kararlı bir şekilde devam ettirerek, gündemimizdeki projeleri bir an önce bitirerek, yeni işbirliği projeleri geliştirerek hedeflediğimiz seviyeye ulaşabileceğimize inanıyorum. Türkiye, bu alanlardaki engin tecrübesi ve birikimiyle Kıbrıslı kardeşlerinin yanındadır, bunu böyle bilesiniz.”
Kıbrıs Türk’ünün bu topraklarda geleceğe korkusuz bir şekilde bakarak, barış ve huzur içinde yaşamasının Türkiye için önemli olduğunu ve Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türk’ünün yanında yer aldığını ve buna gelecekte de devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sorunların üstesinden bundan sonra da elbirliğiyle geleceğiz. Anlayış ve gönül birliğimizi muhafaza ederek, atılması gereken adımları kararlılıkla atacak, ortaya çıkabilecek sıkıntıları da geçmişte olduğu gibi birlikte aşacağız” şeklinde konuştu.
“KIBRIS TÜRK HALKI, ADA’NIN ASLİ UNSURUDUR”
Kıbrıs Türk Halkının, asli unsuru olduğu bu güzel adada bir daha 1974 öncesindeki acı dolu günlere dönmeyeceğini sözlerine ekleyen ve Mehmet Akif Ersoy’un, “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” dizelerine atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz müddetçe, inşallah istikbalimiz bugünlerimizden çok daha aydınlık, çok daha parlak olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, Barış Harekâtı’nda emeği olan, katkısı olan herkesi şükranla, minnetle anıyorum. Bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen, kanlarıyla buraları vatan eyleyen tüm Mehmetçik ve mücahitleri rahmetle, hürmetle yâd ediyorum. Allah, kardeşliğimizi, dayanışmamızı, gönüldaşlığımızı daim etsin diyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın Kıbrıs Türk Halkına ve tüm milletimize kutlu olmasını diliyor; sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.”