NEW YORK (İHA) - ABD temasları kapsamında Princeton Üniversitesi'nde konuşan Başbakan Erdoğan Türkiye'de yapılacak olan Ermenistan ile Türkiye arasındaki maç konusunda Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'a seslendi.
Erdoğan, "Ermenistan Cumhurbaşkanı Türkiye'de yapılacak olan Ermenistan ve Türkiye milli maçına 'gelirim, gelmem' gibi yaklaşımları göstermemesi lazım. Geçenlerde gazeteciler bana sordu 'Ne düşünüyorsunuz' diye. Ben de sadece şu cevabı verdim. 'Bizim Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, Türkiye Ermenistan milli maçını izlemeye gitti' dedim. İşte ön yargıları ortadan kaldırmak, eğer bir mütekabiliyet varsa, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı oraya rahatlıkla gidebiliyorsa, size düşen de rahatlıkla Türkiye'ye gelebilmektir.
Yani bunun için 'şunu yaparsan gelirim' demek bana göre uluslararası diplomasi de artık çöpe atılmış olan düşüncelerdir. Bunlara biz artık prim vermiyoruz. Nitekim biz bu ülkeyle ikili ilişkileri, komşuluk ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde yürüteceğiz. Benim ülkemde şuanda vizesi olmayan 40 bin civarında Ermenistan vatandaşı var. Biz onları iade etmiyoruz. Türkiye'ye geldiklerine göre herhalde bir sebebi var diyoruz ve şuanda ülkemizde yaşıyorlar" şeklinde konuştu. Konuşmasında İran ile ilişkilere
de değinen Erdoğan, "İran'ı uluslararası toplumda, endişeye neden olan nükleer programı konusunda daha şeffaf ve işbirliğine açık bir yaklaşım benimsemesi için cesaretlendirmeye çalışıyoruz. Bu hassas ve önemli konunun hep çözüm yöntemi olarak hep diplomasiyi ve diğer barışçıl girişimleri görüyoruz" dedi. Bazı kesimlerin "İslami terör" ifadeleri kullandığını ifade eden Erdoğan, "Bu çok çirkin ve kabullenilemeyecek bir yaklaşım. İslam, terörü asla kabul etmez. Çünkü İslam'ın kelime anlamı barıştır. Barış çerçevesinde bir medeniyet oluşturmuş olan din, insanın ölümüne müsaade eder mi? Hiçbir semavi din insanların ölümüne müsaade etmez. Bunu ne Hristiyanlık'ta ne Musevilik'te görürsünüz" şeklinde konuştu. Türkiye ile AB ilişkilerine değinen Erdoğan, "50 yıl geçti. Kapısında bu kadar bekletilen başka ülke AB'de yok. Acaba niye bu kadar bekletiyorlar? Kabul edilen ülkelere baktığım zaman o ülkelerle ülkemi mukayese ediyorum. Birçoğundan çok çok öte olan Türkiye var. Ancak sudan bahanelerle maalesef devamlı öteleniyor. Ama biz de dersimizi çalışıyoruz. Diyoruz ki eğer almayacaksanız, almayacağız deyin. Eğer alacaksanız da durmadan yeni yeni kurallar üretmeyin. Maç başladı, maç esnasında bunlar penaltının kurallarını değiştiriyor. Böyle şey olur mu? AB müktesebatı var. Bunun içinde olmayan şeyi nereden çıkardınız, nereden çıktı bu penaltının kuralı, belliydi bu kural. 'Yok' diyorlar, Türkiye olunca bu böyle. Bunu kendilerin de söylediğimiz de hakikaten 'haklısınız' diyorlar. Ama içlerinden bir tanesi diyor ki, 'yok haklı değilsiniz'. Şu anda enerji olayı var. Biz NABUCCO'da transit ülkeyiz, en önemli ayak biziz. Her şey tamam, imzalar atıldı ama enerji başlığını hala geçemiyorlar. Neden? Verilen cevap şu, güney Kıbrıs 'evet' demiyor. Peki Güney Kıbrıs AB'ye nasıl girdi. Bu nasıl adalet. Adalet istiyoruz. Bazı çevreler tam üyeliğimizin yerine bazı alternatifler üretmeye çalışıyorlar, imtiyazlı ortaklık gibi. Fransa maalesef bunun başını çekiyor. Temenni ederiz ki bundan sonra bir daha söylemez. Bu da hiç yakışık almıyor, hiç böyle bir şey yoktu, bu rivayette sonradan çıktı. Yola çıktığımızda böyle bir şey yoktu" ifadelerini kullandı.