Eroğlu, BM Genel Sekreteri başta olmak üzere uluslararası topluluğun bunu gerektiği şekilde değerlendireceğine inandığını ifade etti.
Eroğlu, sürdürdükleri müzakerelerin Hristofyas'ın iddia ettiği gibi üniter bir devleti bir federasyona dönüştürmeyi değil, yeni bir ortaklığı öngördüğünü vurgulayarak, "İki toplumlu, iki kesimli, federal bir yapıyı öngören bu ortaklıkta eşit statüde iki kurucu devlet bulunacaktır. Kullandığı lisanda Hristofyas'ın gerçek anlamda kurucu devlet kavramını dahi hazmedemediği görülmektedir" dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Hristofyas'ın BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, Hristofyas'ın, Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye'ye karşı bilinen iddialarını tekrarladığını ve bunu yaparken saldırgan bir dil kullandığını kaydetti. Hristofyas'ın her şeyden önce sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti" görüntüsü altında işgal ettiği makamın kendisine ait olmadığını ve ne Kıbrıs Türk halkı ne de Kıbrıs'ın tümünü temsil ettiğini bilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, şunları dile getirdi:
"Hristofyas'ın söyledikleri ne prosedür ne de içerik açısından doğruları yansıtmakta, tarihi gerçekleri saptırmakta ve uluslararası kamuoyunu Kıbrıs'ta devam etmekte olan görüşme süreci ile ilgili olarak yanıltmayı amaçlamaktadır. Türkiye 1974'te adayı işgal etmemiş, Kıbrıs Türk halkını mutlak imhadan kurtarmış ve adaya barış getirmiştir. Asıl işgal, Hristofyas yönetiminin 1960 ortaklık cumhuriyeti sandalyesini işgal etmiş olmasıdır ve bu işgal hala sürmektedir. Sürdürmekte olduğumuz görüşmeler
Hristofyas'ın iddia ettiği gibi üniter bir devleti bir federasyona dönüştürmeyi değil, yeni bir ortaklığı öngörmektedir. İki toplumlu, iki kesimli, federal bir yapıyı öngören bu ortaklıkta eşit statüde iki kurucu devlet bulunacaktır. Kullandığı lisanda Hristofyas'ın gerçek anlamda kurucu devlet kavramını dahi hazmedemediği görülmektedir."
"HRİSTOFYAS'IN AÇIKLAMALARI TAM BİR ÇARPITMA"
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Hristofyas'ın Kıbrıs Türk tarafının "üzerinde önceden mutabakata varılan yakınlaşmalardan gerilediği" şeklindeki iddiasının ise "tam bir çarpıtma" olduğunu belirterek, "Üzerinde mutabık kalınmış konuları dahi açıklamaktan kaçınmakla kalmayıp, Kıbrıs'taki iyi niyet misyonu çerçevesinde görüşmeleri sürdüren Genel Sekreter'in dahi elde edilen yakınlaşmaları açıklamasına engel olan Hristofyas'ın kendisidir" dedi.
Hristofyas'ın bununla kalmayıp görüşmelerin devam ettiği ve kritik ve belirleyici bir safhaya ulaştığı bir dönemde görüşmelerin amaç ve ruhuna ters düşen provokatif faaliyetlerde bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bunların başında son günlerde Kıbrıs adası etrafındaki denizlerde bölge ülkeleriyle tek yanlı olarak imzaladığı anlaşmalar çerçevesinde denizaltı hidrokarbon yataklarından faydalanmaya yönelik faaliyetlerin geldiğine dikkat çekti.
"ÖNERİMİZİ KULAK ARDI ETTİ"
Eroğlu, buna karşı garantör ve anavatan Türkiye ile işbirliği içerisinde hak ve çıkarlarını korumakta kararlı olduklarını vurgulayarak, "Bunu yapmakla Hristofyas, kendisine bu tür tek yanlı ve Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını hiçe sayan girişimlerden vazgeçmesi ve bunları görüşmeler yoluyla elde edilebilecek bir uzlaşı sonrasına ertelemesi konusunda yaptığımız öneriyi kulak ardı etmiştir" dedi.
Adada adil ve yaşayabilir bir uzlaşıya yönelik görüşmelere odaklandıklarını; buna ters düşen ve zaten karmaşık bir konu olan Kıbrıs sorununu daha da karmaşık hale getirdiği aşikar tek yanlı faaliyetlere karşı olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:
"Birleşmiş Milletler kararları arkasına saklanarak Hristofyas'ın Kıbrıs'ın geleceğini tek yanlı olarak kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye yönelik faaliyetleri, iki taraf arasındaki ilişkileri zedelemek ve çözümü zorlaştırmaktan başka bir yararı olmuyor. İlgili Birleşmiş Milletler kararları, sorunun iki taraf arasında eşit düzeyde yapılmakta olan görüşmeler yoluyla hallini öngörmektedir. Görüşmelerin zemini de, parametreleri de belli olduğuna göre bu konuda yeni tartışmalar yaratmaya çalışmak, yalnızca Rum tarafının bu konudaki siyasi isteksizliğini gösterir.
Sayın Genel Sekreter başta olmak üzere uluslararası topluluğun sayın Hristofyas'ın tek yanlı olarak işgal ettiği bu kürsüyü kullanarak saldırgan ve yanıltıcı beyanlarda bulunmasını gerektiği şeklinde değerlendireceğine inanıyoruz. Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumu ve sürdürmekte olduğu provokatif faaliyetlere karşın BMGS'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde görüşmeler yoluyla bir uzlaşı arayışında yapıcı tutumunu sürdürmekte kararlıdır."
İHA