İSTANBUL (İHA) - Alaattin Çakıcı'nın para kasası olduğu iddia edilen Erol Evcil hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, Bursa Cumhuriyet Savcısı Ferruh Gün tarafından hazırlanan 158 sayfalık iddianamede, 35 müşteki, Erol Evcil ve Hüseyin Kayapalı'nın da aralarından bulunduğu 145 şüpheli ve 66 müşteki şüpheli yer aldı.
İddianamede, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş., SSK Bursa İl Müdürlüğü, Türkiye İş Bankası A.Ş.'nin Evcil'den alacağı olan toplam 367 milyon 718 bin 336 YTL nedeniyle mağdur konumunda yer alırken Evcil'e ait iş yerlerinde çalışan 29 kişi ise maaş ve tazminatlarını alamadıkları için iddianamede müşteki olarak yer buldu.
İddianamede, 'Çete kurarak kara para akladığı' gerekçesiyle hakkında 26 yıla kadar hapis cezası istenen Erol Evcil'in, suçtan elde ettiği malvarlığı değerlerini aklayarak toplum içerisinde saygın ve güçlü bir konuma gelmeye çalıştığı ileri sürüldü. Örgüt içersinde Evcil'in tartışmasız ve karşı çıkılmaz lider konumunda olduğu, kendisine en yakın adamların ise Hüseyin Kayapalı, İlyas İç, Hakan Karakurt, Yusuf İlhan, Fettah Erdam, Ahmet Büyükdoğan, Mehmet Atak, Halil İbrahim Uysal olduğu ifade edildi. Örgüt disiplini ve hiyerarşisi muhafaza edilerek şifreli konuşmalar ile gizlilik unsuru da göz ardı edilmeden, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi için devamlı bir birlikteliğin söz konusu olduğu da vurgulandı.
İddianamede, 93 madde halinde yer verilen deliller arasında Hüseyin Kayapalı'nın talimatı ile Engin Eren tarafından tutulan yaklaşık 20 milyon YTL'lik para alışverişlerini içeren defter ve Erol Evcil tarafından cezaevinden yazılan mektuplara da yer verildi. Deliller arasında yer alan İş Bankası kredi belgelerinde Evcil'in sahte çekler vererek ve yanıltıcı kredi araştırma tutanakları düzenleyerek İş Bankası'ndan 200 milyon dolar civarında kredi alıp bankayı dolandırdığı ve Evcil'in cezaevinden yazdığı mektuplarda Hüseyin Kayapalı'dan "banka" diye bahsettiği, cezaevinde 40 bin mark harcadığını, 20 bin markını rüşvet olarak verdiğini, diğerleri ile de telefon ve silah getirttiğini söylediğine yer verildi.
Deliller bölümünde yer verilen TMSF'nin bir yazısında da Evcil'in el konulan Sümerbank, Demirbank, Egebank, Toprakbank ve Türkbank'tan aldığı kredilere ilişkin toplam borcunun 129 milyon 96 bin YTL olduğu kaydedilen iddianamede, Erege Metal firmasının genel müdürü Muammer Bilgiç'in bilgisayarından elde edilen ve "Sayın Erol Evcil" diye başlanan yazı da yer aldı.
Yazıda 'Erege Metal Demir Çelik Fabrikası' ile 'Sider Sivas Demir Çelik İşlemesi Fabrikaları'nın' sahibinin Erol Evcil olduğu, tartışmalı bir şekilde ele geçirdiği firmada da KDV adıyla müşteriden almış olduğu parayı devlete ödemeyerek oluşturduğu fon ile şirketini finanse ettiği, bununla da yetinmeyen ve bir de çok ucuza fabrika alan bir kişi olduğu belirtildi.
Erol Evcil hakkında yürütülen soruşturmada, 17 Şubat 2006'da adamalarının hesaplarına tedbir konduğu, bu tedbirin kaldırılmasının ardından Evcil'in parayı nakit olarak İstanbul'da aldığı kaydedilerek, Fırat Ardıç'ın bir başkası ile yaptığı görüşmede de Erol Evcil'in 4 milyon dolar ile İstanbul'un ortasında kaldığını, parayı helikopterle getirmesini istediğini ancak kendisinin getirmediğinden arasının bozulduğunu söylediği anlatıldı.
Evcil'in Çakıcı ile olan ilişkileri, sahip olduğu firmalar ve daha önce yargılandığı davalara ilişkin ayrıntılı bilgiler verilen iddianamede, telefon dinleme tutanakları geniş bir yer tuttu. İddianamede, Evcil'in kamu kurum ve kuruluşlarına olan trilyonlarca lira borcu nedeniyle kendi adına ticari faaliyette bulunmadığı, gayrimenkul ve araç edinemediği, bu nedenle de ticari faaliyetlerini etrafından bulunan örgüt üyeleri, yakın akrabaları ve adamları adına sürdürdüğü öne sürüldü.
Soruşturma kapsamında hazırlanan 27 Temmuz 2006 tarihli bilirkişi raporunda ise Erol Evcil ile Hüseyin Kayapalı tarafından, kara para aklamak amacıyla çok sayıda kişiden oluşan bir organizasyon oluşturulduğunun, 1999-2006 yılları arasında çeşitli bankalardan 316 farklı kişi adına mevduat ve yatırım hesapları açıldığının, organizasyonun en az 48 milyon 22 bin YTL kara parayı akladığının altının çizildiği ifade edildi.
İddianamede, 3 ayrı döneme ilişkin teftiş raporlarında da 1995 yılı rakamı ile 1 trilyon liraya varan sermayesinin kaynağının anlaşılamadığının bildirildiği kaydedildi. Hüseyin Kayapalı ile Erol Evcil'in tanışıklıklarının 1990'lı yıllara dayandığı, aralarında hem tespit edilen hem de henüz deşifre edilemeyen miktar ve yöntemlerle para trafiği olduğu belirtilen iddianamede, Nesim Malki'nin öldürülmesi olayının azmettiricisi olarak Erol Evcil'in cezaevine girmesinin ardından Hüseyin Kayapalı'nın servetinde hayal ötesi artışların yaşanmasının bir tesadüf olmadığıda ifade edildi.
Devlete milyonlarca YTL borcu olan Erol Evcil'in korumalarının giyim kuşamlarından konaklamalarına, lüks araçların masraflarından yeme içmelerine kadar birçok maliyeti karşıladığı belirtilen iddianamede, sergilenen görünümün halkın gözünde devletin bir zaafı olarak algılandığı, kamu güvenliğini ve barışını tehlikeye soktuğu iddia edildi.
"KARA PARAYI AKLAMAK İÇİN BANKACILIK SEKTÖRÜNÜ KULLANDILAR"
İddianamede yer alan bazı sanıkların, örgüt liderinden aldıkları talimatlar gereği, bankada mevcut hesaplarını uzun süre kullandırdıkları, örgütün amaçlarına hizmet etmek için gönüllü oldukları, ayrıca suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama bilinciyle hareket ettikleri belirtildi. Bursa, İstanbul ve İzmir'de bulunan bankaların şube müdürü olan 9 kişinin, bilirkişi raporları ile tespit edilen pek çok şüpheli para hareketi hakkında bildirimde bulunmadıkları veya geç bildirimde bulundukları ifade edildi. Şube müdürlerinin, işlem gören paranın gerçek sahibinin Erol Evcil veya Hüseyin Kayapalı'nın olduğunu ve paranın suçtan elde edilen değer olduğunu bildikleri belirtildi. Soruşturma kapsamında örgütün aklama suçunu özellikle bankacılık sektöründe yaptıkları, yoğun eylemler ile gerçekleştirdikleri, parayı riske atmamak için örgüt üyeleri ve liderlerinin her banka işleminden önce kendileri ile yakın olan ve tanıdık banka müdürleri ile çalışmayı alışkanlık haline getirdikleri kaydedildi.
İddianamede 14 sanığın ise örgüt liderleri Erol Evcil ve Hüseyin Kayapalı'nın koruması adı altında silahlı güç oluşturdukları, özellikle polis memurlarının bu grup içinde bulunmaları sağlanarak, örgütün silahlı gücünün kolaylıkla oluşmasının sağlandığı iddia edildi. Örgüt liderine şehir içerisinde, toplum tarafından açıkça görülür şekilde etten duvar örerek, aşırı saygılı davranarak yüksek bir konum elde etmesini sağladıkları, bu şekilde toplumda korkutucu güç olduklarının tespit edildiği kaydedildi. İddianamede, şu iddialara yer verildi:
"Erol Evcil yıllardan beri pek çok şirket kurmuştur. Şirketlerinin hemen hemen tümünde vergi borçlarını ödememiştir. Vergi borçlarının gerçekçi olarak belirlenmesini önlemek amacıyla her türlü muhasebe hilelerine başvurmuştur. Sigorta primlerini ödememiş, sigortasız iççi çalıştırmıştır. Sahte fatura ve belgeler düzenlemiş, paravan şirketler üzerinden karmaşık alışveriş işlemleri gerçekleştirmiştir. Banka görevlileri ile iş birliği yaparak, yanıltıcı raporlar düzenlettirip, kendisine yüksek oranlarda kredi verilmesini sağlamıştır. Şirket hisselerini devamlı olarak yakınlarının üzerinde tutmuş, devleti hileli davranışlarla zarara uğramasını sağlayarak dolandırmıştır. Evcil, çok yüksek miktarda kara para olarak adlandırılan hukuk dışı sermayeyi, bankacılık sektörünü kullanıp iş dünyasına girmiş, yatırımlar yaparak, gayrimenkullar alarak aklamaya çalışmıştır."