İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Annan Planı görüşmeleri yapılırken, Sayın Denktaş'ın temsilcileri olarak Mehmet Ali Talat, oğlu Serdar Denktaş yazılı tam yetkiyle yanımızda bulundulardı. Karaları beraber aldık" dedi.
Ekonomide hedefi tutturduklarını söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin yakın vadeli en büyük hedefi, ekonomisini rayına oturtmakla birlikte Avrupa Birliği (AB) ile müzakereye hazırlanmaktır" şeklinde konuştu.
İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) 41. Olağan Genel Kurul Toplantısı, İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım ve yönetim kurulu üyeleri ile Genel Kurul Toplantısı Kurucu, Mütevelli ve Vakfı Destekleyen Kurum ve Kuruluş Başkanları ile temsilcilerinin katılımıyla yapıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldikleri 3 Kasım seçimlerinden sonra hükümetin ekonomide kat ettiği başarıları anlattı. Faiz oranlarında gözle görülür bir düşüş olduğundan bahseden Erdoğan, "Reel faiz yüzde 35 iken, yüzde 10'lara geriledi. İç borçlanma faiz oranlarında düşüş yaşandı. Faizlerde 1 yıl içindeki düşüşün ekonomimize sağladığı tasarruf 7 trilyondur. AB'den tarih aldığımda borç seviyemiz de düşecektir. Hedef ise enflasyonu tek haneye düşürmek. Geçen yıl yüzde 18 ile bunu tamamladık. Bu yıl bu oran yüzde 14 oldu. Yıl sonu enflasyon hedefimiz yüzde 12'dir. Enflasyonla mücadelede yakalanan başarı, Türkiye'yi en ilgi çekici ülkelerden biri haline getirdi. Bu yıl enflasyon beklentisi hedefin altında çıktı. Dünya finans çevreleri de bunu görüyor. Dış ticaret hacminde de hedefi yakalayacağız. Piyasayı yakalamak, pazarı oluşturmak ayrı çaba sarf edilmesi gereken bir alan. Bunun tedbirlerini hep beraber alacağız. Ara mallara doğru ithalatta bir yönelme var. Bu, ihracattaki yükselişimizden kaynaklanıyor. Temennimiz, ara maları daha çok üretir hale getirmek ve dünyada yerine almak. Üreticimiz, yatırımcımız buna zaten yönelmeye başladı. İş dünyasıyla her gittiğimiz gezilerin meyvelerini toplamaya başladık. Bunu başardığımız zaman istihdamın arttığını göreceğiz. Atıl kapasiteyle çalışan bazı sektörleri de kalkındırmak zorundayız" dedi.
Karamsarlıktan kurtularak umudu yaşam haline getirmek gerektiğini de sözlerine ekleyen Erdoğan, "Bardağın boş tarafıyla uğraşmak bizi bir yere taşımaz. Ekonominin de bir reel politiği var. Bunu yakalamamız lazım. Ne yazık ki bazı siyasilerin sorun üreten beceriksiz yanı var. Siyaset çözüm üretme, problemleri çözme sanatıdır. Kıbrıs meselesi de, AB meselesi de bizim için bu konulardan biridir. AB konusunda da Kıbrıs konusunda da bugün dayanışma ruhu maalesef oluşamamış, siyasi bir dayanışma oluşamamıştır. AB üyesi ülkeler tek tek dolaşılmamıştı. Biz görevi devralmadan tek tek dolaşmaya başladık. Bize 'Hangi sıfatla dolaşıyorsunuz?' diyorlar. Kabul görüyorum. Mesele üzümü yemek, bizim bağcıyla bir sorunumuz yok, bunu başaralım. Türkiye'nin nasıl bir ekonomik gelişme içinde olduğunu felaket tellalları dışında herkes görüyor" şeklinde konuştu.
"GSYH BAKIMINDAN DÜNYANIN 21. ÜLKESİYİZ" Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da (GSYH) hedefleri yakaladıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Yıllar yılı pozitif tek bir gösterge bulmakta zorlandığımız ekonomimiz için, GSYH fazlasıyla iyi bir gelişme. GSYH bakımından AB üyesi bir çok ülkeden daha fazla sıçrama yaptık. Milli gelirimizi dolar bazında yüzde 30 arttırdık. GSYH bakımından dünyanın 21. ülkesiyiz. Bu tabloda en az bizim kadar, özel sektörümüzün ve sıkıntılara fedakarca direnen vatandaşlarımız da başarılı. Hedef deyince aklımıza AB geliyor. Türkiye'nin yakın vadeli en büyük hedefi, ekonomisini rayına oturtmakla birlikte Avrupa Birliği (AB) ile müzakereye hazırlanmaktır" diye konuştu.
Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier'in Türkiye'nin AB'ye girmesi için sarf ettiği sözlerin yanlış anlaşıldığından da bahseden Erdoğan, Brüksel'de yapılan ara zirvede Barnier'in düşüncelerini net bir şekilde dile getirdiğini, Kopenhag Kriterleri'yle AB tam üyeliğinin ayrı şeyler olduğunu belirtti.
"KIBRIS VE AB ÜYELİĞİ KONUSUNDA SON DERECE İYİMSERİM" Konuşmasının sonunda, bugün gerçekleştirilen tarihi 24 Nisan referandumun içinde görüş bildiren Başbakan Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı sert bir dille eleştirdi. Gerek Kıbrıs konusunda, gerekse AB üyeliği konusunda son derece iyimser olduğunun altını çizen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: "Etkili, yapıcı ve hazırlıklı diplomasi çizgimizin sonuçlarını almaya başladık. Türkiye'nin dünyanın örnek ülkelerinden biri olarak gösterileceği günler yakındır. İKV'nin bu amaca yönelik çalışmalarını biliyorum. Bugün yapılan referandumun sonuçlarını farklı yerlere çekmek bana göre samimiyetten uzaktır. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, hiçbir zaman KKTC hükümeti ve vatandaşların menfaatlerini göz ardı etmemiştir, yarın da etmez. Hükümetimizi Kıbrıs'ta karalama gayreti içindeki çalışmaları samimi bulmuyorum. Hükümetimizi tam aksine Kıbrıs'a denizin altından suyu, enerji nasıl bağlayacağız onu düşünüyoruz. Bu güne kadar niye yapılmadı? İstiyoruz ki şimdiden alt yapısını halletsin. Yarın Türk sanayicisi, turizmci oraya girdiği zaman alt yapısı hazır olsun. Annan Planı görüşmeleri yapılırken, sayın Denktaş'ın temsilcileri olarak Mehmet Ali Talat, oğlu Serdar Denktaş yazılı tam yetkiyle yanımızda bulundulardı. Karaları beraber aldık. Siz bundan sonra kalkıp karalamaya başlayacak, olayı 9 bin sayfaya bağlamaya çalışacaksınız, bu olmaz. Bu kararı verenlerden hangisi 9 bin sayfa okumuştur? Biz bunu uzmanlarımıza veririz, bize özetini getirirler. 150 sayfayı getirdi, bunu okudum. Bunun üzerinden çalışmalarımızı yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığı'nda yüzlerce eleman çalıştırıyoruz. Bunlar niçin var? Bunları gömemezlikten gelmek, hele bu camianın içinden çıkarak gömemezlikten gelmek, samimiyetin dışına çıkmıştır."