Fenerbahçe Başkan vekili ve Basın Sözcüsü Nihat Özdemir, Fenerbahçe'ye karşı çifte standart uygulanmakta olduğunu belirterek, "Ya Fenerbahçe Spor Kulübü'nün aldığı cezalar çok fazla, ya da rakiplerimizinki çok az." dedi
Fenerbahçe Yönetim Kurulu, Galatasaray maçı nedeni ile alınan üç maç saha kapatma ve Aziz Yıldırım'a verilen 1 yıl hak mahrumiyeti cezalarıyla ilgili olarak Faruk Ilgaz Tesisleri'nde bir basın toplantısı düzenlendi.
Nihat Özdemir'in yaptığı açıklamanın tam metni:
"Bugün 3 ayrı konuda kulübümüze karşı takınılan tavır ve yapılan uygulamalar ile ilgili bazı noktalara dikkat çekmek istiyoruz. Bunlar; kulübümüze yöneltilen asılsız ve tamamen karalamaya yönelik iftiralar karşısında yetkilik kurumların takındığı tutum, Galatasaray maçının ardından kulübümüze verilen 3 maç seyircisiz oynama cezası ve Başkanımıza verilen 1 yıl hak mahrumiyeti cezasını kapsamaktadır.
Hatırlanacağı üzere 29 Kasım 2006 tarihinde bir basın toplantısı düzenlemiş ve kulübümüze yöneltilen mesnetsiz iddialara yanıt vermiş, konunun derinlemesine araştırılmasını talep etmiş ve devletimizi göreve çağırarak gereken tüm araştırmaların yapılmasını istemiştik.
O tarihte de dikkat çektiğimiz bir nokta vardı. O da söz konusu çirkin saldırıların, profesyonel futbol takımımızın tam da çok önemli maçlarının arifesinde yapılmış olması idi. Şükürler olsun ki takımımız tüm bu saldırılara ve art niyetli uygulamalara karşın, söz konusu dönemde oynadığı maçlardan başarılı sonuçlar alarak Turkcell Super Ligini lider olarak tamamlamış, UEFA kupasında bir üst tura yükselerek ülkesine puanlar kazandırmış, Avrupa arenasında Türkiye'yi temsil eden tek takım olarak kalmıştır.
Ancak Celta Vigo ve GS maçlarımızın öncesine denk getirilen kulübümüze yöneltilen çirkin suçlamalar ile ilgili iddialar ile uğraşmak zorunda kaldığımızdan başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimizin büyük çoğunluğu takımımızı İspanya deplasmanında yalnız bırakmak zorunda kalmışlardır.
Ama ne acıdır ki standart dışı uygulamalar tur, atlamak için Frankfurt maçına çıkacağımız gün bile devam etmiştir. Mutat olarak Perşembe günleri kararlarını açıklayan profesyonel futbol disiplin kurulu takımımıza verdiği 3 maç seyircisiz oynama cezasını da yine hemen UEFA kupası maçımızın öncesine denk getirmiştir.
Bu da yetmezmiş gibi maçın hemen ardından adeta sevincimize gölge düşürmeye çalışırcasına bu defa da anlaşılamaz bir şekilde başkanımıza 1 yıl hak mahrumiyeti cezası verildiğini duyurmuştur. Burada şuna da dikkat çekmek isteriz ki teamül gereği olmasına rağmen bizim UEFA kupası maçımızı izlemeye federasyondan bir tek yönetici gelmemiş ve başarımızın ardından bir tebrik ya da kutlama mesajı bile yollanmamıştır.
Fenerbahçe'nin başarılı olması futbolun tepesindeki yönetimi bu kadar rahatsız mı etmektedir? Diğer takımların deplasmandaki karşılaşmalarına bile giden federasyon yöneticileri neden Fenerbahçe'ye karşı böyle bir tutum içerisindedir?.Fenerbahçe Spor Kulübü bu ülkenin takımı değil midir?
Bu noktada Türkiye'de futbolu düzenlemekten sorumlu olan kulüplerin ve futbolun gelişimine katkı sağlaması, onları teşvik etmesi ve yardımcı olması gereken Türkiye Futbol Federasyonu ile ilgili bazı ufak saptamalar yapmak istiyoruz.
Düzenleyici kurumlar demokratikleşme düzeyi en üst seviyede olan toplumların belkemiğidir. Özerk yapıda kurulan bu kurumların ana görevi sorumlu bulundukları sektörlerde herkese eşit mesafede olarak adil bir rekabet ortamı sağlamaktır. Bu bağlamda biraz sonra sizlerle paylaşacağımız bilgi ve örnekler doğrultusunda Futbol federasyonunun adil bir rekabet ortamı yaratmakta ne kadar başarılı olduğunu kamuoyunun takdirine bırakmak istiyoruz.
Az sonra sizlere bazı karşılaştırmalar yapmak üzere örnekler vereceğiz bunlar maalesef çok sayıdaki benzer örneğin arasından bizim seçip sizlere ve kamuoyuna hatırlatmak istediklerimizdir. Aslında hiçbir zaman olmamasını dilediğimiz az sonra izleyeceklerimiz maalesef stadlarımız da ve sahalarımızda sık sık yaşanmaktadır.
Ancak, TFF ve bu işin başındaki yetkililer eğer Fenerbahçe'yi ağır şekilde cezalandırır, başkalarının yanlışlarına göz yumar, talimatlarda ve yasalarda değişiklikler yapacak kadar meseleyi ileri götürürlerse korkarım bu olaylar tekrarlanmaya devam edecek ve yapılan haksızlıklara duyulan tepki tribünlere de sıçrayacak ve taraftarlar arasındaki infiali daha da ciddi boyutlara taşıyacaktır.
Futbol dünyamızda adaleti sağlamaktan sorumlu, başta TFF olmak üzere Merkez Hakem Kurulu, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu gibi Federasyona bağlı Kurumların çifte standart yaklaşımları Türk Futbolunu bölünmeye ve kaos ortamına sürüklemektedir.
Göreve geldiği tarihten bu yana Türk Futbolunun ne bugünü ne de geleceği için yeni hiçbir katma değer üretmeyen, somut proje gerçekleştirmeyen Federasyonun, geçtiğimiz bir yıl içindeki tek misyonu bizden olanlar ile olmayanlar şeklinde tarif edilebilecek ayrışmayı derinleştirmek olmuştur. Bu ayrıştırma anlayışında kulübümüz, federasyon tarafından bizden olmayanlar safında görülmüş ve sadece bu anlayış ile adaletsiz pek çok kararın muhatabı olmuştur.
Bu ayrıştırma anlayışına kulüplerimizin tamamının karşı olduğuna inancımız tamdır. Adalet herkese lazımdır. Adaletin terazisindeki sapmanın lehlerine görüntüsüne aldananlar sonunda tüm sektörü tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmış olarak gördüklerinde bugün yaşadıkları geçici sevinçten ziyadesi ile üzüleceklerdir.
Bu yüzden birazdan izleyeceğimiz görüntülere konu olan tüm kulüplerimiz bu açıklamanın bir kulübün yararına değil tüm futbol sektörünün yararına açıklamalar olduğunu unutmamalı açıklamalarımızın müşterek yüksek değerlerimizi korumaya yönelik olduğunu anlamalıdır. Rakiplerimiz ile olan sportif rekabetimiz futbol sahasındadır. Kurulların vermiş olduğu adaletsiz kararlardan avantaj elde etmek için çaba sarf etmek veya bu avantaj sebebi ile yanlış karar ve uygulamalara sessiz kalmak tüm futbol ailesine yönelik büyük bir kötülüktür.
Biraz sonra göreceğiniz gibi ve onlar haricinde Federasyon tarafından bugüne kadar gerçekleştirilen Hakem atamaları, Verilen cezalar, Mevzuat değişikliği, Dosyaların görülüş hızı, Kırmızı kart cezaları ile uygulamalar belirli bir standart taşımamakta kulüpten, kulübe ciddi değişiklikler göstermektedir. Bu meyanda yukarıda izah ettiğimiz bu hususlardaki tüm uygulamalar ya kulübümüz aleyhine sonuçlanmış ya da aynı hususlarda rakiplerimize avantaj sağlayan farklı uygulamalar yapılmıştır.
Söz konusu Fenerbahçe olunca, benzer olaylarda farklı tarifeler uygulayan federasyonun ne kantarı ne topuzu kalmıştır.
Yukarıda futbol yönetiminde son bir yıl içinde karşılaştığımız farklı uygulamalara çarpıcı örnekler verdik. Bunun yanı sıra sizlerin dikkatini son zamanlarda Federasyon'un camiamıza karşı, camiamızda derin endişe uyandıran uygulamalar üzerine de çekmek istiyorum.
Bu tarihten yaklaşık 2-3 ay önce Federasyon YK üyesi bir kişi Rize'de gazetecilere FB teşvik şikesi yapıyor iddiasını ortaya atmış daha sonra bu iddiasını ulusal basınımızda görev yapan çok değerli gazetecilerimiz önünde tekrarlamıştır. Birkaç hafta evvel de bir meczup benzer iddialar ile şerefli camiamızı karalamaya tenezzül etmiştir. Bu nasıl bir tesadüftür?
Her iki iddianın da kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir şekilde incelenmesi için resmi başvurular yapmamıza rağmen ilk başvurumuza hiçbir cevap alamadık. İkinci başvurumuz sürüncemede bırakılırken, aynı konuda bu meczup şahsın düzmece iddiası Federasyon tarafından dikkate alınıp incelenmiş ve fakat ne acıdır ki bu konudaki Federasyon incelemesi de olayın soruşturma zaman aşımına uğradığı şeklindeki tespit ile sonlandırılmıştır.
Bu kararın ardından kulübümüze gönderilen ve kamuoyuna da açıklanan Federasyon görüşünde "Talep gelirse özel inceleme yaparız" gibi ne suya ne sabuna dokunan, kulübümüz üzerindeki haksız, yakışıksız isnadın olumsuz etkisini sürdüren bir ifadeye yer verilmiştir.
100 yıllık şerefli camiamıza atılan bu çamurun Türkiye Futbol Federasyonu tarafından bu denli yüzeysel bir şekilde ele alınıp sonuçlandırılmasını asla kabul etmiyoruz.
Bu noktada "zamanaşımına" ilişkin ortaya çıkan hukuki durumla hiçbir şekilde bağlı olmaksızın, konunun tüm yönleri ile aydınlatılması, camiamız üzerine atılan lekenin silinmesi ve konunun bir daha konuşulmamak üzere neticelendirilmesi için spordan sorumlu devlet bakanımızdan 3813 sayılı yasadan aldığı yetkisine dayalı olarak konu hakkında gerekenleri yapmasını arz ediyoruz.
Ve hatta talebimiz Türk sporunun daha temiz bir geleceğe sahip olması için geriye dönük 10 yıllık bir inceleme yapılması futbolun fair play ruhuna ve temel ilkelerine gölge düşüren her tür olayın ve sorumlularının mutlaka kamuoyuna ilan edilmesi ve bu kişi ve olaylar hakkında gerekli tüm yasal işlemlerin yapılmasıdır.
Bu arada bu hafta Aktüel dergisinde de ortaya atılan milli maç ile ilgili şike iddialarının da araştırılmasını talep ediyoruz. Amacımız her alanda yapılacak soruşturma ve araştırmalar ile artık ciddi bir sektör ve ekonomik değer haline gelen futbolumuzun bir daha benzer iddialar ve söylemler ile karşı karşıya kalmasının önlenmesidir. Yapılacak bu inceleme sonucunda atılan her iddianın doğruluğunun tespiti halinde tüm sorumlarının hukuken ve etik olarak gereğini yapacağını vicdani rahatlıkla ve samimi olarak tüm spor kamuoyuna ifade ediyoruz.
Son olarak şunu belirtmek isteriz ki; Fenerbahçe Spor Kulübü her tür zorluğa ve engele rağmen kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda doğru bildiği yolda yürümeye devam edecektir. Taraftarlarımız bu zorlu mücadelede sakin olmalı kulüplerinin ve başkanlarının arkasında olduklarını göstermelidirler. Ancak bu bağlamda sorumlu taraftarlık bilincini unutmamalı ve camiamıza yakışır bir şekilde kulübümüzü hep destek tam destek anlayışı içinde desteklemelerini önemle rica ederiz.
100. yılımızda bizlerle uğraşan zihniyetin farklı cephelerden de saldırmaya devam edeceğini geçmişte de olduğu gibi tekrar hatırlatmak isteriz. İkinci yarıda bu bilinç ile tribün ile son derece dikkatli davranmanızı beklediğimizi bilmenizi isteriz.
Tüm basını da bu noktada olayların takipçisi olması haksızlıklar ve Türk futbolunu kirletmeye çalışanların karşısında tavır almaya davet ediyoruz. Ve basının da bu tür olaylarda herhangi bir ayrım gözetmeksizin Türk futbolunun temiz bir düzene kavuşması için elinden geleni yapmasını istiyor ve Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu noktada üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."
Başkan Vekilimiz Nihat Özdemir'in yaptığı açıklamada, konuyla ilgili olarak örnek teşkil edilen karşılaşmalar ve bu karşılaşmalarda yaşanan olaylar hakkında bir video gösterisi düzenlendi.
Hukuksal İşlerden Sorumlu Asbaşkanımız Şekip Mosturoğlu gösterilen video görüntülerinin ardından söz alarak, 69. maddede yapılan değişiklikle daha önceden stadyumda edilen küfür nedeniyle ceza alması gereken kulüplerin tüm cezalardan kurtulduğunu söyledi.
Şekip Mosturoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Galatasaray-Beşiktaş maçında yapılan kötü ve çirkin tezahüratın ceza kuruluna sevk edilmesinin ardından talimatta değişiklik yapılarak Beşiktaş kulübü Kayserispor maçını seyircisiz oynamaktan kurtulmuştur. Galatasaray-Sivasspor ve Galatasaray-Sakarya maçlarında yapılan küfürler TV'den duyulmasına rağmen sarı-kırmızılı kulübe ceza verilmemiştir. Bu hafta sonu Galatasaray ve Beşiktaş'ın kupa maçlarında yoğun şekilde küfür edilmiştir ve şu an bu iki kulübe verilecek cezayı beklemekteyiz.
Ligin ilk haftasında oynanan Kayseri Erciyes karşılaşmasında Appiah kafa atmamış ancak kafa atmaya teşebbüs etmiştir. Federasyon raporunda ise Appiah'ın tokat attığı yazılarak 3 maç cezaya çarptırılmıştır."
Şekip Mosturoğlu, Aziz Yıldırım'a verilen cezayla ilgili olarak ise şu görüşleri aktardı:
"Başkanımız Aziz Yıldırım'ın sözleri olsa olsa eleştiri sınırının aşılması olarak değerlendirilebilir, oysa ki verilen ceza yetkinin zorlanmasıdır. Aynı durumda diğer kulüplerin yaptığı daha ağır açıklamalara aynı tür cezalar verilmemiştir. Bunun örnekleri ise şöyle: Galatasaray yöneticisi Adnan Polat, Cüneyt Çakır ve Cem Papila hakkındaki açıklamalarının ardından herhangi bir işlem görmemiştir. Yine Adnan Polat'ın bir diğer açıklamasıyla da ilgili işlem yapılmamıştır."
Son olarak söz alan Başkan Vekilimiz Nihat Özdemir, "Hiçbir rakibimizi zan altında bırakmak istemiyoruz. Verdiğimiz örnekler çifte standardı göstermektir. Ya Fenerbahçe Spor Kulübü'nün aldığı cezalar çok fazla, ya da rakiplerimizinki çok az. Fenerbahçe Spor Kulübü her türlü zorluğa ve engellemelere rağmen doğru bildiği yolda ilerleyecektir. Taraftarımız sakin olmalı, Kulüplerinin ve Başkanlarının yanında olduklarını göstermeliler; ancak taraftarlılık duruşlarını da unutmamalılar. Bizimle uğraşan zihniyetin farklı cephelerden de geleceğini de yine hatırlatmak istiyoruz. Bu aşamada basınımızdan da olayların takipçisi olması ve bu durumları değerlendirmesini ve bu değerlendirme sonrasında gerekli tavrı almasını bekliyoruz" dedi.