ANKARA (İHA) - İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar sonucunda anne ve babalarını kaybeden çocukları evlat edinmek isteyen ünlülerin bu girişimine Filistin'den onay çıkmadı. Gazze'deki çocukların ülkelerinden ayrılmalarını istemeyen Filistin, Türk Kızılayı ile görüşerek yetimhane yapılması konusunda anlaştı.
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Nebil Maruf ve Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, konuya ilişkin İHA'ya açıklamalarda bulundu. Evlat edinilmesi yönünde birtakım zorluklar bulunduğunu belirten Büyükelçi Maruf, "Biz Filistinli çocuklarımızı Filistin'den ayırmak istemiyoruz. Akrabaları filan da göndermezler. En son bu bir irtica olacak, sadece Türkiye için değil genel olarak söylüyorlar. Biz alternatif bir teklifte bulunduk. Orada bir yetimhane bulunsun ve yardımlar oraya gitsin. Hem de Filistinli kalmış olurlar" dedi.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali de sanat, spor ve iş dünyasından Gazze'de yetim kalmış çocukların Türkiye'ye getirilmesi için kendilerine başvuruların yapıldığını belirterek, bunlar içerisinde Ünal Kahraman, Hakan Şükür, Sümer Ezgü, Abdullah Ercan ve Kıraç'ın kendilerine başvurduğunu söyledi. Çocukların evlat edinilmesi konusunda birtakım problemler olduğunu anlatan Küçükali, Filistin Büyükelçisi ile konuyu görüştüklerini ve ikinci planı devreye koyacaklarını belirtti. Küçükali, "Orada bir yetimhane yapıp, çocukları Türk insanının şefkati ile beslemek, her birine buradan bir baba-anne bularak oradaki eğitimlerini tamamlatmayı planlıyoruz. Şu anda proje halindedir. Ham bir fikirdir şu anda, bunu daha yeni görüştük. Bunu Dışişleri Bakanlığımıza arz edeceğiz. Kabul görürse orada bir yetimhane yapmak suretiyle bakmayı planlıyoruz. Bunun için bizim başkanvekilimiz Gazze'de yer tahsisi ile ilgili görüşüyor. Onun protokolünün yapılması durumunda da çalışmalara başlayacağız" diye konuştu.
Filistin'in çocukları kendi ülkelerinden ayırmak istememesini anlayışla karşıladıklarını ve bunun bir devlet politikası olduğunu kaydeden Küçükali, "Çocuklarımızı biz yetiştiremedik başka yerlerde bakıyorlar demek bir devlet için çok kolay bir iş değil. Biz bu çocuklara orada da bakmak istiyoruz. 600 civarında çocuk öldü. Bir o kadar da yaralı çocuk var. Bu çocukların düzgün eğitim alması ve barışçıl bir ortamı sağlamalarını istiyoruz. 10 yaşındaki çocuğa soruyoruz 'Büyüyünce ne olacaksın?' diye. Bizim ülkemizde öğretmen, doktor olacağım der, ama orada şehit olacağım diyor. Çocuklar sadece bir yere odaklanmışlar; ölmek ya da öldürmek. Bu önyargıyı çocukların kafasından silmek lazım. Oraya göndereceğimiz pedagoglarımızın Arapça'yı da iyi bilmeleri gerekiyor ki çocukları dünya barışına hazırlayalım. Kızılay bunların üstesinden gelir" şeklinde konuştu.