MADRİD - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Fransa'daki gelişmelerin kendilerinin de moralini bozduğunu ifade ederken, "Fransa'nın tutumu, Türkiye'de Avrupa Birliği aleyhtarlığını körükleyebilecek bir gelişme olacaktır" dedi.
Babacan, Avrupa Birliği Başkentleri turu çerçevesinde Madrid'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan" yasa teklifine bağlı gelişmeleri değerlendirirken "Fransa'daki gelişmeler, açıkça bizim de moralimizi bozdu. Biz ifade özgürlüğü için çalışırken, Avrupa Birliğinin kurucusu bir ülkenin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı bir adım atması, Avrupa Birliği'ne olan şüpheleri artıracaktır" diye konuştu.
Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye'nin yılmadan reformları sürdürmesinin önemine dikkati çeken Babacan, "Avrupa Birliği ülkelerinin yaptığı her uygulamaya mükemmel diyemeyiz. Ancak kötü, bize örnek olmamalı. Sonuçta ne olacağından bağımsız olarak asıl amacımız, standartları ve Türk halkının refahını yükseltmektir. Türkiye'nin reform sürecinin, başka ülkelere örnek olması da bizim açımızdan önemlidir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Avrupa Birliğinin gelecekte daha da güçlenmesi, küresel bir güç haline gelmesi ve bölge istikrarı için önemli bir ülke olduğunu belirten Babacan, "Her şeye rağmen, AB'deki can sıkıcı gelişmelere karşı sabırlı olmalıyız. Türkiye çok büyük bir ülke. AB üyeliğinde de özel bir ağırlığı olacak bir ülkedir. Avrupa Birliği'nin istikrarı ve güvenliği için Türkiye'nin üyeliği önemlidir" ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği başkentlerini dolaşarak, Türkiye'nin, Birlik içindeki imajını güçlendirmeyi amaçladıklarını ifade eden Babacan, tarama sürecini Cuma günü başarıyla bitireceklerini söyledi.
Babacan, bundan sonra ise fiili müzakere sürecinin başlayacağını, ancak bu sürecin, Bulgaristan ve Romanya'nın da tam üyeliği ile birlikte, 27 Avrupa Birliği başkentinin onay sürecini gerektirmesi açısından zorlu olacağını kaydetti.
Avrupa Birliği başkentlerine yaptıkları ziyaretlerde, bu ülkelerin Dışişleri, AB'den sorumlu bakanları, Maliye ve Ekonomi bakanları, parlamenterleri, iş çevreleri, sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve basın kuruluşları ile görüşmeler yaptıklarını anlatan Babacan, muhataplarını Türkiye'deki gelişmeler konusunda ilgilendirdiklerini belirtti.
Babacan, "Kıbrıs sorununa" ilişkin soruya karşılık, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin temel görüşlerinin devam ettiğini, Kıbrıs'ta kısmi ya da geçici bir çözüm bulunacağını ümit ettiklerini vurguladı.
Sadece Kıbrıs yüzünden Avrupa Birliği ile bir "tren kazası" olmaması gerektiğini belirten Babacan, böyle olması halinde süreçten AB projesinin de zarar göreceğini, projenin zarar görmesi durumda ise AB'nin artık katılımcı, çoğulcu bir yapıdan daha içine kapalı yapıya bürünmüş bir birlik haline geleceğini kaydetti.
Babacan, Fransa'da "sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan" yasa teklifine ilişkin de, Türkiye'den 301. madde gibi ifade özgürlüğüne ilişkin konularda istekte bulunulurken, Fransa'daki gelişmelerin tezat oluşturduğunu kaydetti.
Babacan bu konuda, "Biz ifade özgürlüğünü savunurken, Fransa, Kopenhag kriterlerine karşı bir hareket içinde. Biz bu reformları kendimiz için yapıyoruz. Fransa'nın tutumu, Türkiye'de Avrupa Birliği aleyhtarlığını körükleyebilecek bir gelişme olacaktır" dedi.