Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye Söyleşileri’ne katıldı.
Bir dizi ziyaret, program ve açılışa katılmak üzere Eskişehir’e gelen Erdoğan, öncelikle Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Nevruz alanını gezdi. Burada ok atan, demir döven ve kıl çadırdaki öğrenciler ile sohbet eden Erdoğan, daha sonra uluslararası öğrencilere yönelik düzenlenen Türkiye Söyleşileri’ne katıldı.
Söyleşide konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, yurtdışından okumak içi gelen öğrencilere seslenerek, ilerde Türkiye ile ülkelerinin bağlarını güçlendirmeleri için çalışmaları gerektiğini ifade etti. Eren, “Gönül coğrafyamızda soydaş ve akraba topluluklarımızla işlerimiz kurarken birlik ve beraberliğimizi tesis etmeye de çok fazla önem gösteriyoruz. Nevruz aynı zamanda birlik ve beraberlik demektir, Türklerin bir bayramı ama birlik ve beraberliğimizi ilim, irfan ve hikmet ile donatarak yarına taşımamız lazım. Eğitim bu anlamda çok çok önemli bir enstrüman. Biz YTB başkanlığı olarak uluslararası burslar neticesiyle hem Türkiye’deki deneyimli, ilgili ülkelere aktarılmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz, hem de dünyada sosyal eşitsizliklerin azaltılmasında bir rol model olarak Türkiye modelinin Türkiye burslar marifetiyle nasıl uygulandığını da göstermeye çalışıyoruz. Sizlerden istirhamımız, tabi Türkiye’de eğitim alıyorsunuz. Türkiye’de üniversite hayatını geçiriyorsunuz. Öncelikle ülkenize döndükten sonra Türkiye ile ülkeniz arasında siyasi ekonomik, iktisadi, toplumsal ilişkilerin gelişmesine destek olmanız, katkı sunmanız. Türkiye’nin verdiği mücadeleyi, Türkiye’nin içinden geçtiği süreçleri yakinen sizler müşahede ediyorsunuz. Bu süreçler hakikatten kolay süreçler değil. Ama bir olursak Nevruz ruhuna, 21 Mart’a beraber sahip çıkarsak, bu birlik ve beraberlik şuurunu uluslararası çerçevede aldığınız eğitim ile ilim, hikmet ve irfanla donatarak ben eminim ki 21. Yüzyıl çok daha güzel bir dünya kuracağız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“16 yıldır Türkiye’de girdiği bütün seçimleri kazanabilmiş”
Düzenlenen söyleşide, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı olduğu dönemden itibaren dinamik bir hayata sahip olduğunu ve bu dinamizm ile nasıl başa çıktığına ilişkin soruya cevap veren Bilal Erdoğan, “Önümüzde bir model var. Cumhurbaşkanımızın şu anda seçim ortamında nasıl çalıştığını takip edenleriniz vardır. Aşağı yukarı altmışın üzerinde ile gidip, yüzün üzerinde miting ve konuşma yapmayı düşünün. Bunu kırk elli günde yapıyorsunuz. Dün Eskişehir’de Kütahya’da mitingler yaptı. İnsanlar yolunu çevirdiği zaman hayır demiyor ve orada da duruyor. Onlara selam veriyor, onlarla fotoğraf çekiniyor, taleplerini dinliyor. Bu nedir, bu kadar güçlü bir lider bile, 16 yıldır Türkiye’de girdiği bütün seçimleri kazanabilmiş, dünyada bu kadar farklı coğrafyalarda teveccüh gören, özellikle mazlum insanlar nezdinde bir ümit olarak görülen bir lider bu kadar çalışıyorsa, bir an bile dinlenmeyi, nefes almayı düşünmüyorsa, biz de bunu hayatımız boyunca önümüzde bir baba olarak, model olarak gördüysek demek ki kendi hayatımın da hakkını vermem gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Maalesef bizim batılılaşmamız sadece şekilci kaldı”
Son 16 yılda Türkiye’nin bir özgüven patlaması yaşadığını söyleyen Erdoğan, “Aşağı yukarı 18. yüzyıldan başladı, 200 yılı aşkın bir süre bizim aydınlarımız batılılaşmanın çok iyi olduğunu aktardılar, buna inandılar ve karar vericilerimiz de bunlardan etkilenerek, batılılaşarak iyi olacağımızı, gelişeceğimizi savundular. Ama maalesef bizim batılılaşmamız sadece şekilci kaldı. Yani batılılaşmaktan biz şapka takmayı anladık, batılılaşmaktan alfabemizi değiştirmeyi anladık. Batılılar gibi giyinmeyi, konuşmayı, dilimize daha çok kelime almayı anladık. Ama batının fennini, ilmini, bunları alırken, şekilcilik yaparken, batının asıl önemli ve kalkınma için değerli olan bütün insanların ortak malı olan ilmini, fennini, mühendisliğini almadık. Böyle olunca da şekli bir batılaşma yaşarken insanımızı geliştirecek, bizi ileriye götürecek bir değişimi de yaşayamamış olduk. Dolayısıyla şu anda Cumhurbaşkanlığımızın liderliği döneminde, bu 16 yılda ülkemiz de bir öz güven patlaması yaşadı” şeklinde konuştu.