Eşiyle fuar için gittikleri Dubai’de gözaltına alınan ve burada müebbet hapse çarptırılan Bayırbucak Türkmen Dağı Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Derneği eski Başkanı ve iş adamı Mehmet Ali Öztürk’ün avukatları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Türk iş adamı Mehmet Ali Öztürk ve eşi Emine Öztürk, ticari faaliyet için gittikleri Dubai’de otellerine yapılan bir operasyon ile 20 Şubat 2018 tarihinde gözaltına alınmışlardı. Kafalarına siyah torba geçirilerek çöl ortasında bir merkeze götürüldüklerini söyleyen çift, burada bir hücreye atılmıştı. Emine Öztürk ertesi gün Türkiye’ye gönderilirken, Mehmet Ali Öztürk’ten 3,5 ay sonra haber alınabilmişti.
Mehmet Ali Öztürk 3,5 ay sonra kendisiyle iletişime geçildiğinde tutulduktan hemen sonra işkence altında sorgulama başladığını söyleyerek, “Sorgulamalarda soğuk suda yatırıldım. Sırtıma demir bağlanmış vaziyette ve kollarım gerilerek 3 gün uyumama müsaade edilmeden tutuldum. Defalarca beyin felci geçirdiğimi söylememe rağmen kafama tekme ve yumruklarla vuruldu. Aç bırakıldım ve ne olduğunu bilmediğim iğneler yapıldı” demişti.
Öztürk işkence sürecinden sonra yaptığı telefon görüşmelerinde ise kendisinden sorgulamalar sırasında iddiaya göre sürekli Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yalan yanlış ifadeler verilmeye zorlandığını aktarmıştı. Öztürk konuşmayı reddettiğini, bu nedenle daha ağır işkenceler gördüğünü de söylemişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen Öztürk’ün eşi ve avukatları, olaya ilişkin suç duyurusunda bulunarak sorumluların bulunmasını ve Öztürk’ün serbest bırakılmasını talep etti.
"Cumhurbaşkanı ve Türkiye aleyhine şeyler söylemesi isteniyor"
Adliye önünde açıklama yapan avukat Mete Gençer olayın sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyleyerek, "Mehmet Ali Öztürk bir iş adamıdır ve bir sivil toplum gönüllüsüdür. Eşi ile Dubai’ye gıda fuarına gidiyorlar orada haksız bir şekilde gözaltına alınıyorlar. 1 sene boyunca kendisinden haber alınamıyor, eşi ertesi gün bırakılıyor. Bu sürede işkencelere maruz bırakılıyor. Kendisinden Cumhurbaşkanı ve Türkiye aleyhine şeyler söylemesi isteniyor. Zorla beyan almaya çalışılıyor. Kendisi bunları söylemediği için kurmaca bir yargılama ile tercüman olmadan, büyükelçimiz duruşmaya alınmayarak ve orada avukat hakkı verilmeden bir yargılama yapılarak müebbet hapis kararı verildi. Oğluyla da tehdit edildi kendisi. Amerika’da oğlu sorgulanırken görüntülerini alıp kendisine gösteriyorlar oğlun elimizde denilerek. Biz bu konunun ilgilileri ile ilgi suç duyurusunda bulunduk” şeklinde konuştu.
"Bize kelepçe vurdular, mafya olduklarını düşündüm"
Emine Öztürk ise olay günü 5-6 kişi tarafından etraflarının sarıldığını ve eşinin telefonunun alındığını söyleyerek “Dışarı çıkarıp bize kelepçe vurdular, başımıza bir şey geçirdiler götürdüler. Ben arabada çok ağladım. Bir arada gözlerimi açtılar çölün ortasında gidiyorduk. Mafya olduklarını düşündüm. Bizi bir odanın içine götürdüler pasaportlarımızın resmini çektiler. Eşimi orada son kez gördüm. Ayırdılar bizi, sabah beni uçağa bindirip Türkiye’ye gönderdiler. Havaalanının orada gözlerimi açtılar. Eşimle 3 ay sonra konuşabildim. 1 yıl boyunca mahkeme sürdü. Savunma hakkı vermediler eşime. Eşimin nerede olduğunu bilemedik. Kimse bilgi alamadı. Mahkemeden 1 yıl sonra Abu Dabi’de bir cezaevine gönderildiğini öğrendik” dedi.