Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ile eşi Zehra Sarar'ın Odunpazarı Sümer Mahallesi'ndeki evlerinde geçen yıl mayıs ayında yaşanan soygunla ilgili tutuklanan Moldova uyruklu eski hizmetçi Lulia Dragusan ve sevgilisi Alexandr Aricov ile 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı. Eskişehir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya Cemalettin Sarar ile haklarında 47’şer yıla kadar hapis cezası istenen tutuklu sanıklar katıldı. Tutuksuz 4 sanık ise gelmedi.
Soygunun yaşandığı gün İstanbul’da olduğunu belirterek, suçlamaları kabul etmediğini söyleyenLulia Dragusan, kamera kayıtlarının incelenmesini istedi. Dragusan, "2017 yılında Sarar çiftinin yaşadığı konutta çalışmaya başladım. İki ay çalıştıktan sonra işten ayrıldım, İstanbul’a geri döndüm. 9 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Eskişehir’den ayrıldıktan sonra Moldova’ya geri döndüm. Daha sonra çalışmak için İstanbul’a geldim. Eski işyerimde tekrar çalışmaya başladım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Sarar Ailesi'nin yanında çalışırken Zehra Sarar ziynet eşyalarını çıkartıp, kutulara yerleştirmemi isterdi. Parmak izim o nedenle çıkmıştır. Olayın yaşandığı gece konuta girenlerin arasında yoktum. İstanbul’da arkadaşımın yanındaydım. Birlikte şarap içip, fotoğraf çektirdik. Arkadaşımın kaldığı adresin etrafındaki kamera görüntülerinin incelenmesini istiyorum. Bu suçu işlemedim" dedi.
Diğer tutuklu sanık Alexandr Aricov da suçlamayı kabul etmeyerek, soygunun yaşandığı gün Eskişehir’de olmadığını savundu. Aricov, "Ben Sarar Ailesi'nin bağ evinde bahçıvan olarak çalışıyordum. Bir süre sonra işimden ayrılıp İstanbul’a gittim. Bir daha Eskişehir’e geri dönmüş değilim. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.
Eşi Zehra Sarar’ın yurt dışında olduğu için duruşmaya katılamadığını belirten Cemalettin Sarar ise sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Zararınını 10 milyon liradan fazla olduğunu belirten Sarar, “Olay gecesi eşim ile birlikte konutta oturuyorduk. Dış kapının üzerinde her zaman anahtar bulunur. Konutun girişinde güvenlik görevlikleri bulunuyor. Bu şahıslar telleri keserek içeri girmişler. Eve kar maskeli üç kişi girdi. Şaka yapılıyor zannettim. Benden 1 milyon euro ile 1 milyon dolar vermemi istediler. ‘Bu kadar para yok’ diyerek, ceketimin cebindeki 2 bin 600 liraya yakın parayı verdim. Salonda 2 kişi vardı. Gelen bir kişi de içeri girer girmez yukarıya çıktı. Evin içerisini bilen biriydi. 'Para yok' dediğimde kasanın anahtarını istediler. Daha sonra beni alıp yukarı kattaki yatak odasına çıkartılar. Bir kişi de eşimin yanındaydı. Eşime ‘kasanın anahtarını ver’ diye bağırdım. Vermeyince darbettiler. Daha sonra beni aşağı kata indirdiler. Eşim ile ikimizin el ve ayaklarını bağladılar. 'Alın her şeyi götürün' dedim. Çok korkmuştuk. Yaklaşık bir saat bağlı kaldık. Eşim bir elini bağdan kurtararak, makasa ulaştı. İpleri keserek kurtulmayı başardık. Kendilerinden şikayetçiyiz” şeklinde konuştu.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı, Mart ayına ertelendi.