İSTANBUL (AA) - MUSTAFA DALA - Siyasi analist, Sudan ve Afrika uzmanı Esma el-Hüseyini 6 yıl önce Güney Sudan'ın Hartum yönetiminden ayrılmasını "Kelimenin tam anlamıyla yıkıcı bir deneyim." olarak nitelendirerek, bağlayıcı olmayan ve gayrimeşru bir referandum gerçekleştiren Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) bu tecrübeden çok uzak olmadığını belirtti.
Güney Sudan isyancıları Hartuma karşı 1955-2005 yılları arasında yarım asır boyunca savaştı. Ayrıldıktan sonra Sudan'ın petrol gelirinin yüzde 75'ini alarak müreffeh bir ülke olmayı hedefliyordu.
Petrol gelirinin yanında Güney Sudan'nın sahip olduğu yüksek tarım potansiyeli vardı. Ayrıca 2011 yılında 8 milyon olan nüfusuna karşın 11 milyon büyükbaş hayvana sahip olması bir diğer güvence olarak görülüyordu.
Uluslararası ve komşu ülkeler tarafından Irak'tan ayrılması istenmeyen IKBY'nin aksine Güney Sudan başta ABD olmak üzere hem uluslararası güçler hemde komşu ülkeler tarafından desteklenmiş hatta Sudan'ın kendisi bile bu bölünmeye rıza göstermişti.
Güney Sudan'ın ayrılmasını aceleci bir süreç olarak niteliyen siyasi analist Hüseyini, Söz konusu bölünmenin ülkedeki siyasi durumun olgunlaşması ve hudut boyları gibi ihtilaflı konuların giderilmesinden önce gerçekleştiğini belirtti.
- Güney Sudan elindeki kaynaklara rağmen açlık sınırına geldi
Hüseyini, "Uluslararası toplum Güney Sudan'ın bölünmesi konusunda hevesliydi. Ancak bölünme sonrası yeni doğan devleti ayakları üzerinde durmadan tek başına bıraktılar." dedi.Güney Sudan'ın elindeki zengin petrol, su, ziraat ve hayvan kaynağına rağmen açlık sınırında ve çöküşün eşiğinde bir ülke haline geldiğini aktaran Hüseyini, BM'nin Güney Sudan'daki 5 milyon 200 bin insanın gıda güveliğinden yoksun olduğu yönündeki raporunu hatırlattı.
Bağımsızlık için varlığına güvenilen ülke'deki pertole de değinen Hüseyini, Güney Sudan, Hartum'un petrol ihracatına uyguladığı yüksek harç sebebiyle petrolden istifade edemediğini ve petrol gelirlerinin düşmesiyle üretimin de azaldığının altını çizdi.
Ayrılık referandumunun oybiriliği ile kabul edilmesine rağmen, sahadaki gerçeklerin değişmediğini aktaran Hüseyini, Güney Sudan'ın müreffeh bir yaşamdan uzakta olduğuna işaret etti.