ŞIRNAK (İHA) - Irak'ta başlayan ve bugüne kadar 20 kişinin hayatını kaybettiği kolera salgınından dolayı Şırnak'ın Silopi ilçesinde bulunan Habur Sınır Kapısı'nda da sağlık taramaları başlatıldı. Habur Sınır Kapısı'na, Şırnak ve ilçe hastanelerinden geçici görevlendirilen doktorlar gönderildiği belirtildi.
Savaş sonrası ciddi sağlık sorunlarının yaşandığı Irak'ta, bulaşıcı hastalıklar kol geziyor. Irak'ın kuzeyinde yaklaşık 2 bin kişi salgın hastalıktan dolayı hastanelere başvururken, Süleymaniye ve Kerkük kentlerinde kolera salgınından dolayı 20 kişinin hayatını kaybettiği öğrenildi. Başlayan Kolera salgını sebebiyle 2 bin kişi hastanelere başvururken, Irak sınırında bulunan Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı'nda da sağlık taramaları başlatıldı. Habur'dan giriş ve çıkışlarda sağlık
kontrollerinin sağlanması için bölgedeki hastanelerden doktorlar takviye olarak sınır kapısına gönderiliyor. Habur'da yapılan sağlık taramalarıyla ilgili yetkililerden bir açıklama yapılmazken, Türkiye'ye gelen vatandaşlar girişte sağlık kontrolünden geçtiklerini söyledi.
Habur Sınır Kapısı'ndan Irak'a geçen şoförler kendi önlemelerini alırken, salgının olduğu bölgelerden tedirgin olduklarını söyledi. Irak'a geçmek için kuyrukta bekleyen kamyon şoförü Ahmet Gök, her türlü sorunu göze alarak Irak'a gittiklerini belirterek, "Sadece salgın hastalıkları değil oradaki bütün pisliği göze alarak gidiyoruz. Irak'taki salgın hastalığından bilgimiz var. Bizde ona göre tedbirlerimizi aldık. Gıda ve ihtiyacımız kadar suyumuzu Türkiye'den alıyoruz. Irak'tan hiçbir şekilde gıda veya
suyu kullanmıyoruz. Yetkilerden tek istediğimiz Habur'da alınan sağlık önlemleri daha da sıklaştırıp bilgilendirme koordinasyonunda bizi bu salgın hastalığın yaygılaştığı bölgelerden bilgilendirmelerini istiyoruz" dedi.
Silopi Devlet Hastanesi yetkilileri ise Irak'ta başlayan kolera salgın hastalığının genellikle kirli su yada bu sularla yıkanmış gıdalar aracılığıyla yayıldığını belirterek, "Bu yüzden kanalizasyon veya su arıtım tesislerindeki her hangi bir hasar veya yanlış uygulama, koleranın büyük çapta bir alana kısa sürede yayılmasına yol açabilir. Basit bir tedaviye sahiptir ama tedavi edilmezse de yüzde 50 oranında ölümle sonuçlanabilir. Her yıl 100 binin üstünde insan kolera hastalığı yüzünden ölmektedir.
Gelişmiş ülkelerde kolera salgınları artık pek sık yaşanmazken, temiz suyu bulmanın zor olduğu ve kanalizasyon sistemlerinin tam olarak gelişmediği 2. ve 3. dünya ülkelerinde büyük çaplı kolera salgınları yaşanabilmektedir. Kısa bir sürede vücut çok büyük miktarlarda su kaybedebilir. Ağır kolera hastalarında günde ortalama 10-15 litre su kaybı yaşanabilir. Eğer bu duruma müdahale edilmezse hastalık büyük oranda ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Bu tedavide kaybedilen su ve elektrolit kaybını yerine koyabilmek ve normal beslenemeyen hastaya enerji sağlayabilmek amacıyla hastaya vücudun normal sıvı-elektrolit dengesine eşdeğer bir tür tuz ve glikoz karışımı içirilir. Herhangi bir şey içemeyecek durumda olan daha ağır hastalara ise karışım damardan verilir. Durumu ok ağır ve acil olan hastalara ise tetrasiklin antibiyotiklerle anti bakteriyel tedavi uygulanır" diye konuştu.