HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Bir çaba sarf ediliyor, mevzuat düzenlemesini, toplantıları yapıyoruz ama kazaları, ölümlü kazaları önleyemiyoruz. Türkiye burada her şeyi yeniden gözden geçirmeli. Bizim görüşümüz bir zihniyet değişimine ihtiyacımız var." dedi.
Arslan, HAK-İŞ Genel Merkezi'ndeki Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı öncesinde, çalışma hayatı gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HAK-İŞ'in kuruluşunun 42. yılı olduğunu belirten Arslan, konfederasyonun tarihihakkında bilgi verdi.
Konfederasyona bağlı biri KKTC'de olmak üzere 22 sendikanın bulunduğunu anlatan Arslan, bunların 8'inin kendi iş kollarının en büyük sendikası olduğunu, 19'unun da toplu sözleşme yapma yetkisi bulunduğunu söyledi.
Arslan, "HAK-İŞ, konjonktür, şartlar, zaman zaman değişen siyasi atmosfere göre bir tavır, bir çizgi içerisinde olmamıştır. Her zaman sözü ve üslubu dikkatli, ne söylemek istediğini çok açık ifade eden bir HAK-İŞ'ten bahsediyoruz. İşte bu bizi büyütmektedir. HAK-İŞ olarak bundan sonra da aynı istikamette aynı hedefe doğru, sağa sola bakmadan, doğru bildiklerimizin arkasında yürümeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Her etkinlik ve faaliyeti HAK-İŞ felsefesine uygun yapmaya özen gösterdiklerini belirten Arslan, geniş katılımlı düzenledikleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerini hatırlattı.
Konfederasyonun 15 Temmuz darbe girişimi olduğunda ve sonrasında çok önemli inisiyatifler aldığını dile getiren Arslan, o gece meydanlarda demokrasiye sahip çıktıklarını, daha sonra gece nöbetlerine katıldıklarını ve yargılamalarda müdahillik talebinde bulunduklarını söyledi.
Darbecilerin Türk yargısı önünde hesap verip cezalandırılmasını beklediklerini ifade eden Arslan, FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütleriyle yapılan mücadeleyi desteklediklerini vurguladı.
- "Türkiye'nin normalleşmesine destek vermeye devam edeceğiz"
Bu kapsamda gerçekleştirilen olağanüstü hal durumunun geçici olduğunu düşündüklerini anlatan Arslan, "En kısa zamanda OHAL ilan edilmesine neden olan şartların ortadan kaldırılıp, Türkiye'nin normalleşmesi konusunda da destek vermeye devam edeceğiz." diye konuştu. Üye sayılarının 600 bine yaklaştığını, istikrarlı ve gerçek üyelerle büyümeyi sürdürdüklerini belirten Arslan, bununla yetinmeyeceklerini kaydetti.
Uzun süre konfederasyonda yol arkadaşlığı yaptıkları Jülide Sarıeroğlu'nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapmasının kendileri açısından "gurur ve onur kaynağı" olduğunu bildiren Arslan, çalışma hayatında yaşanan sorunları ve beklentileri sıraladı.
Özellikle mevsimlik, geçici işçilerin sorunlarını dile getiren Arslan, mevsimlik geçici işçileri kadrolu yapacak düzenlemenin gerçekleştirilmesi talebinde bulundu.
Kamuda taşeron işçi uygulamasının devamının ortadan kalktığına dikkati çeken Arslan, "HAK-İŞ olarak biz, taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi olarak istihdam edilmesi talebimizi her fırsatta yenilemeye devam ettik. Kamunun en temel hizmetlerini yerine getiren taşeron şirketlerdeki çalışan arkadaşlarımızın en doğal hakkı kamuda kadrolu işçi olarak çalışabilmeleri. Bu konuda da HAK-İŞ kararlılığını her seferinde ortaya koymuştur." dedi.
Özel Sözleşmeli Personel (ÖSP) talebinin HAK-İŞ'in direnişiyle gerçekleşmediğini savunan Arslan, ÖSP benzeri bir çözümü asla kabul etmeyeceklerini, sürdürülemez hale gelen taşeron sisteminin yeni bir anlayışla değişip dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Hükümetin 2023 hedeflerinde yer alan işsizliğin yüzde 5'lere çekilmesi amacının gerçekleşmesini istediklerini dile getiren Arslan, işsizlikle mücadele konusunda atılacak adımları destekleyeceklerini kaydetti.
Arslan, kayıt dışı çalışma rakamlarının da OECD ortalaması olan yüzde 15'lerin altına çekilmesi ve bu konuda mücadelenin sendikalarla ortak yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
İş kazalarına ilişkin Şırnak'taki kömür ocağında meydana gelen göçüğü hatırlatan Arslan, bu konuda yapılan yasal düzenlemelere değindi.
Ocak 2017'de "sıfır kaza" anlayışının getirildiğini ancak bunun sadece slogandan ibaret olduğunu savunan Arslan, "Bir çaba sarf ediliyor, mevzuat düzenlemesini, toplantıları yapıyoruz ama kazaları, ölümlü kazaları önleyemiyoruz. Türkiye burada her şeyi yeniden gözden geçirmeli. Bizim görüşümüz bir zihniyet değişimine ihtiyacımız var."şeklinde konuştu.
İşçilerin, emekçilerin hayatını merkezine koyan bir anlayış gerektiğini belirten Arslan, şu ifadeleri kullandı:
"Ama maalesef yapılan bütün çalışmalar, konuşmalar, düzenlemelere rağmen ortalama 4 kardeşimizi her gün kaybetmekteyiz. Bu kayıpların yüzde 98'e yakını sendikalı örgütlenmenin olmadığı yerler. Sendikal örgütlülüğün olduğu, toplu sözleşmelerin yapıldığı, mevzuatımızın uygulandığı yerlerde gerçekten bu rakamlar rücu etmeyecek kadar küçük. Sorun sendikasız, toplu sözleşmesiz, küçük ölçekli iş yerleri. Bununla ilgili HAK-İŞ olarak her fırsatta örgütlenmenin önünün açılacağı yeni modelleri desteklemeye ve katkı vermeye devam edeceğiz.
İş kazalarıyla mücadelenin, ölümlü kazaların ortadan kaldırılması, meslek hastalıklarının önlenmesinin tek yolu örgütlenmeden geçiyor. Bu inisiyatifi siz tek başına işverenlere verirseniz maalesef bunu başarmak mümkün olmuyor. O yüzden ölümlerin olmadığı, çalışanların iş yerlerine gittiği zaman geleceklerini o işyerlerinde gördüğü bir sistemi inşa etmemiz gerekiyor."
Arslan, işsizlik ödeneğinin de yetersiz olduğunu kaydederek, bu konuda da düzenleme yapılması talebinde bulundu.
Daha sonra HAK-İŞ Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı basına kapalı devam etti.