Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yüksek Mahkemenin Twitter konusundaki kararıyla ilgili tepkilere ilişkin, "Biz ifade özgürlüğünün şok edici, rahatsız edici ve bizleri huzursuz edici boyutlarını her zaman hesap ederiz. Bunları normal karşılarız. Mahkeme bir karar vermiştir ve bu kararın sonucunda da bu tür duygusal bir takım refleksler olabilir. Biz bunları anlayışla karşılıyoruz" dedi.
Kılıç, Askeri Yargıtay'ın 100'üncü kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen "Uluslararası Askeri Yargı Sempozyumu"nun açılışının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin Twitter ile ilgili kararı için "Karara saygı duymuyorum" dediğinin anımsatılması ve bu konudaki değerlendirmesi sorulan Kılıç, yargı kuruluşlarının bu tür açıklamalar konusunda değerlendirme yapmadığını söyledi. Yargı kararlarının sonuçlarının insanları olumlu ve olumsuz yönde etkilediğini, olumlu etkilenenlerin yargıyı ve kararları alkışladığını, olumsuz etkilenenlerin ise yargı kararlarını eleştirdiğini belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"Biz bunları anlayışla karşılıyoruz. Biz ifade özgürlüğünün şok edici, rahatsız edici ve bizleri huzursuz edici boyutlarını her zaman hesap ederiz. Bunları normal karşılarız. Mahkeme bir karar vermiştir ve bu kararın sonucunda da bu tür duygusal bir takım refleksler olabilir. Biz bunları anlayışla karşılıyoruz. Bu konuda çok fazla değerlendirilmesi gereken bir durum yok."
Özellikle bireysel başvuru hakkından sonra Anayasa Mahkemesinin yapısıyla ilgili bazı eleştiriler olduğunun dile getirilmesi ve "Hükümetin Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmesi konusunda bir endişe taşıyor musunuz?" diye sorulmasına karşılık Kılıç, "Hiçbir endişe taşımıyorum. Yasa koyucunun daha doğrusu TBMM'nin iradesidir. İstediği zaman istediği değişikliği yapabilir, bu onların takdir alanı içerisindedir. O değişiklik nasıl olacaksa biz de ona göre hareket ederiz" yanıtını verdi.
Twitter konusunda iç hukuk yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruyu değerlendirdiğine ilişkin eleştirilerin anımsatılması üzerine de Kılıç, Anayasa'ya göre, Yüksek Mahkeme'ye başvuru yapılmadan önce bütün hukuksal yolların tüketilmesi gerektiğini ancak bazı özel durumlarda gerek Anayasa Mahkemesi gerek AİHM'nin bu sürecin bitmesini beklemeyebileceğini, bunun da normal olduğunu ifade etti. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örnek vermek gerekirse, sınır dışı edilmekte olan bir insanın sınırdayken idare mahkemesine başvurup buradan bir karar istihsal etmesi ve bunun gereğinin yerine getirilmesi takdir edersiniz ki uzun bir süreci gerektirir. İşte böyle bir durumda, sonradan telafisi imkansız olan bir durumda Anayasa Mahkemesi'ne veya AİHM'ne bu tür başvurular yapılır ve bu süreç beklenmeden, işin önemi, niteliği ve bu konudaki duyarlılık zaman zaman kanun yollarının tüketilmeden bu davaların görüşülmesi yapılır.
O nedenle bu konu da ifade özgürlüğünü, haber alma özgürlüğünü ve haber verme özgürlüğünü de ilgilendiren böyle bir konuda, böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi telafisi imkansız zararların doğmasını engellemek için şüphesiz bu konuda, kanun yollarının tüketilmeden böyle bir uygulama yapabilir."
"Karar, 25 Mart'ta alındı"
Bu konuda "Kanun yolları tüketilmedi" demenin de yanlış bir bilgilendirme olabileceğine işaret eden Kılıç, süreci şöyle anlattı:
"Zaman zaman basınımızda, kurul toplanmadan böyle bir karar verildiği ve bu kararın üyelerimize gönderilerek imzalatmak suretiyle bir karar istihsal edildiği konusunda çeşitli basın organlarımızda açıklamalar yapıldı. Anayasa Mahkemesi 25 Mart yani seçimden 5 gün önce toplandı, salı ya da çarşamba, saat 9.30'dan 12'ye kadar benim başkanlığımda bütün kurul toplanmak suretiyle konuyu enine boyuna görüştü ve bunun sonucunda bir karar çıktı. Biz bu kararı verdikten sonra, öğleyin ara verip dışarıya çıktığımızda, televizyonlarda ve basın kuruluşlarından 15. İdare Mahkemesi'nin bu konuda yürütmeyi durdurma kararı verdiğini öğrendik.
Bu kararın üzerine Anayasa Mahkemesi verdiği bu kararı açıklamadı ve biz idarenin, 15. İdare Mahkemesi'nin verdiği bu kararı uygulamasını bekledik. Zannediyorum, bir hafta veya biraz daha fazla bir süre bekledik ancak 15. İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın uygulanmaması sonucunda Anayasa Mahkemesi aldığı bu kararı açıklamak durumunda kaldı. Dolayısıyla burada Anayasa Mahkemesi'nin, oy birliğiyle verilmiş ve bütün üyelerin katkılarıyla benim başkanlığımda yapılan bir toplantı sonucunda istihsal edilmiş olan bir karardır. O nedenle bu tür yanlış değerlendirmelere, yanlış uygulamalara ben meydan verilmemesi gerektiği kanaatini taşıyorum."
"Başvuru olduğunda değerlendirilir"
Youtube için yapılmış benzeri bir başvuru olup olmadığının sorulmasına karşılık da Kılıç, henüz kendilerine intikal etmiş bir dava olmadığını ifade etti. Bu konuda Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir karar olduğunu, bu karara itiraz üzerine de Asliye Ceza Mahkemesi'nin bir karar verdiğini hatırlatan Kılıç, "Getirirler getirmezler, o bizim dışımızda olan bir hadise. Getirirlerse arkadaşlarımız bunu değerlendirecektir" dedi.-
Yerel seçimlerden sonra il ve ilçe seçim kurulları ile YSK'ya itirazlar yapıldığının, buralardan sonuç alınamaması durumunda Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulacağına dair açıklamalar olduğunun belirtilmesi üzerine Kılıç, başvuru olması durumunda gerekli çalışmanın yapılacağını dile getirdi.
Kılıç, "Benim o kurumun başkanı olarak bugünden 'şöyle bir karar verilir, böyle bir karar verilir' şeklinde bir değerlendirme yapmam doğru da değil, mümkün de değil. Arkadaşlarımız bu konuda gereği neyse yerine getirecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"(YSK kararının üzerine karar yetkimiz yok) diyor musunuz" sorusuna da Kılıç, "Başvuru olduğunda bunu mahkememiz ve heyetimiz değerlendirecektir" yanıtını verdi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in kendisini ziyaret etmesine ilişkin soruyu Kılıç, şöyle cevapladı:
"Sanıyorum geçen hafta, Sayın Gökçek, mahkemenin yakınından bir yerden geçtiğini telefonla bana bildirdi. 'Uygunsanız sizi ziyaret etmek isterim' diye. Biz de 'Buyurun' dedik, geldi. Bizim Sayın Başkan ile çok eski bir hukukumuz, tanışıklığımız var. Zaman zaman bu tür uygun zamanlarda bu ziyaretler olur, gelir. Sayın Gökçek geldiği gibi devletimizin, kamu idaresinin çeşitli kurum başkanları her zaman gelir, görüşürüz. Onda herhangi bir mahsur görmüyorum."
"Kararların uygulanması hukuk devletine saygının gereği"
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylar arasında kendisinin de adının geçtiğinin anımsatılması karşısında ise Kılıç, konuyu kendisinin de izlediğini belirterek, "Altını çizerek ifade etmek isterim, gerek görsel gerek yazılı basında çıkan bu haberler ve değerlendirmelerle ilgili benim hiçbir düşüncem, görüşüm ve katkım yoktur. Bu olaylar tamamen benim dışımda benim haberim olmadan yapılan değerlendirmelerdir. Ben şu anda Anayasa Mahkemesi Başkanıyım ve bu görevimi yürütüyorum" diye konuştu.
Yüksek Mahkemenin bazı mahkeme kararlarının uygulanmıyor olmasını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine Kılıç, bir hukuk devletinde, yasalarda, mahkeme kararlarının derhal uygulanması gerektiği yönünde hükümler olduğunu anımsattı. Kılıç, "Şüphesiz ki çıkan kararların derhal uygulanması hukuk devletinin ve hukuk devletine olan saygının gereğidir. Anayasa Mahkemesinin Twitter ile ilgili verdiği karardan sonra idarenin bunu derhal yerine getirmiş olmasından da duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim" ifadesini kullandı.
Bir basın mensubunun "Hükümet kanadından kararın gayri milli olduğu yönünde bir açıklama geldi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sözleri üzerine de Kılıç, temel hak ve özgürlüklerle ilgili 2004 yılında Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde bir değişiklik olduğunu anımsattı. Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
"90'ıncı madde temel hak ve özgürlüklerle ilgili konularda, eğer ulusal yasalarımızla uluslararası anlaşma ve sözleşmelerdeki hükümler arasında bir çatışma olursa, uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin esas alınması gerektiğini söyler. Biz bu çerçevede, eğer böyle bir çatışma varsa evrensel hukukun ilkelerini uygulama gayreti içinde olan bir kurumuz. Dolayısıyla ben, verilen kararların hiçbir zaman milliyetinin, dininin, mezhebinin olmadığı kanaatini taşıyorum. Kararları böyle değerlendiremezsiniz. Bu kararlar evrensel kararlardır. Temel hak ve özgürlükler evrensel değerlerdir ve bu evrensel değerler ölçüsünde verilen kararları da bu şekilde değerlendirmenin yanlış olduğu kanaatini taşıyorum. Şüphesiz ki bu görüşleri ileri sürenler ifade özgürlüklerini kullanmışlardır, ben onları saygıyla karşılıyorum."
"Ben endişe duymuyorum"
Yerel seçimlerden sonra şaibe ve usulsüzlük iddialarının ortaya atıldığı anımsatılarak, bir hukukçu olarak yerel seçimlerden sonra ortaya çıkan tabloya ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıç, şöyle konuştu:
"Her zaman altını çizerek ifade ettim, bir ülkede sistem çalışıyorsa bundan endişe etmemek lazım. Çeşitli itirazlar, yanlışlıklar olabilir ancak görünen o ki sistem çalışıyor, bununla ilgili kurumlar, kurullar görevini ve gereğini yerine getiriyor. Böyle bir durumda, herhangi bir endişeye kapılmamak gerekir. Ülkemizde sistemler çalışıyor, bu çalıştığı sürece de ben herhangi bir endişe duymuyorum."
25 Aralık'taki operasyon kapsamında savcılığın gözaltı talimatının emniyet teşkilatı tarafından uygulanmadığına yönelik iddianın hatırlatılması ve bu konuda bir müeyyide olup olmadığının sorulması üzerine ise Kılıç, "Ben bu konuların ayrıntısına girmek istemiyorum, bu konularda söylenecek çok şey olabilir. Ancak içinde bulunduğumuz şartlar ve benim Anayasa Mahkemesi gibi bir kurumun başkanı olarak bunların detaylı bir şekilde değerlendirilmesini ayaküstü yapmanın doğru olmadığına inanıyorum" dedi.