Akciğer hastalıklarının sonbahar ve kışın artması sürpriz değil. Havalar değişmeye, soğumaya başladı mı hastaneler öksürenlerle, ateşi çıkanlarla, göğsü hırıldayanlarla, nefesi tıkananlarla dolup taşmaya başlar. Şu günlerde bir göğüs hastalıkları kliniğinde yatak bulmak için mutlaka kuvvetli bir torpile ihtiyaç olduğunu söyleyeyim, siz anlayın. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Mynet okurları için yazdı.
Bizim hasta sayımızdaki bu mevsimlik artışın pek çok nedeni var, ama içlerinde en önemlisi hava kirliliği.
Hava kirliliği aynı trafik yoğunluğu gibi, bir büyük şehir problemi. Nasıl köylerde, kasabalarda, küçük şehirlerde trafik dert değilse, hava kirliliği de oralarda problem değil.
ESAS DERT KIŞIN BAŞLIYOR
Hava kirliliğinin asıl olumsuzlukları kışın ortaya çıkıyor. Çünkü, bir kere yazın İstanbul gibi, Ankara gibi büyük şehirler adeta boşalıyor. Parası olanlar deniz kenarlarına, otellere motellere pansiyonlara, garibanlar da köylerine, kasabalarına gidiyor. Buraların havasının suyunun İstanbul'a hiç mi hiç benzemediğini söylemeye gerek yok sanırım.
Yazları, insanların zengini de fakiri de zamanlarının çoğunu denizlerde, bağlarda, bahçelerde, yaylalarda yani açık ve temiz havada geçiriyor.
Havalar soğumaya başladı mı… bavulunu, çantasını toplayan tekrar yollara düşüyor. Çünkü, izinler bitiyor, okullar açılıyor. İnsanlar şehirlere doluşmaya başlıyor.
Fabrikalar tam kapasite faaliyete geçiyor, bacaları daha çok tütüyor. Trafik her geçen gün yoğunlaşıyor. Havalar soğudukça kaloriferler, sobalar yanmaya başlıyor.
Ve, soluduğumuz hava, sinsi sinsi kirleniyor.
ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKE DAHA BÜYÜK
Çocuklar hava kirliliğinden büyüklere göre daha çok etkileniyorlar, çünkü akciğerlerimizdeki hava keseciklerinin %80' i doğumdan sonra oluşuyor ve gelişme ergenliğe kadar da devam ediyor. Bu yüzden, özellikle hayatın ilk yıllarında maruz kalınan olumsuzluklar akciğerleri daha fazla etkiliyor.
Çocuklar ayrıca, erişkinlere göre daha çok nefes alıp verdikleri ve fiziksel aktiviteleri daha fazla olduğu için de hava kirliliğinden daha çok zarar görüyorlar. Bir de bunlara çocukların zamanlarının daha çoğunu dışarıda geçirdiklerini de eklemek lâzım.
Hava kirliliği kurbanları listesinde bebek ve çocukları yaşlılar ile kalp ve akciğer hastalığı olanlar takip ediyorlar.
PEK ÇOK KİRLETİCİ VAR
Kurşundan karbon monoksite ozondan kükürt dioksite partiküllerden azot oksitlerine pek çok kirletici olabiliyor soluduğumuz havada.
Bunlar içinde özellikle ozonun, azot oksitlerinin ve partiküllerin solunum yollarımız için ne kadar toksik, yani zararlı olduğunu çok iyi biliyoruz.
Hava kirliliği, çocuklarda akciğer gelişimini geciktiriyor ve solunum fonksiyonlarında azalmalara yol açıyor. Ayrıca, astım krizlerinin, KOAH ataklarının, bronşitten zatürreeye kadar çeşitli solunum yolları enfeksiyonlarının, kalp ve akciğer hastalıkları nedeniyle hastaneye yatışların, bu hastalıklara bağlı ölümlerin ve akciğer kanserinin oluşumunda hava kirliliğinin önemli rolü var.
NELER YAPMALI
Hava kirliliğinden olabildiği kadar az etkilenmek için en azından kirliliğinin ve sisin yoğun olduğu saatlerde mümkün ise dışarı çıkmayın. Bunun bebekler, yaşlılar ile kalp ve akciğer hastaları için daha da önemli olduğunu unutmayın. Dışarı çıkmanız kaçınılmaz ise fazla efor harcamayın. Ağızdan değil, daima burundan nefes alıp verin. Evinizin, arabanızın kapı ve pencerelerini sıkı kapatın. Kapalı mekanların havasının temiz olmasına dikkat edin; hava temizleyici aletlerden yararlanın.
Yazı: ahmetrasimk@mynet.com