Sinem ERYILMAZ - Hüseyin ÇAKMAK / İSTANBUL,(DHA) - Havuzdan AIDS virüsünün bulaşma riskinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, "İnsanların çok küçük bir damla da olsa kanın havuza gelmesiyle virüsün o havuza girenlere bulaşabileceği yönünde korkuları var. Bu ihtimal yok denecek kadar az, hatta mümkün değil" dedi.
Özellikle kış aylarında artan kapalı havuzların kullanımı dolayısıyla enfeksiyona yakalanma riski de artıyor. Temiz ve dezenfeksiyonu yeterince iyi yapılmamış havuzlara girmek ishal, cilt, kulak ve göz hastalıklarına neden oluyor. Ancak bazı noktalara dikkat edilmesi halinde bu enfeksiyonlara yakalanma riskinden korunmak ve kış aylarının kâbusa dönüşmemesini önlemek mümkün.
Yeteri kadar temizliği yapılmayan, çok fazla insanın kullandığı, kişisel bulaş açısından kendilerini korumayan kişilerin kullandığı havuzların enfeksiyona yakalanma riskini artırdığını dile getiren Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, "Havuza dalan insanlar su yutabilirler. Yutma sonucunda havuz da kirli ise buradaki virüsler kişiler tarafından yutulursa ve mide asiditesi de yeterli değilse bunlara bağlı ishaller görülebilir. Hepatit A ve E etkenini aldıktan sonra sarılık görülme ihtimali olabilir. Ağız yoluyla bunlar bulaşabilir. Yine bu kişiler daldıklarında gözlerini açtığında oradaki kimyasal maddelere bağlı olarak göz iltihapları ortaya çıkabilir. Az da olsa solunum yolu rahatsızlıklarına yol açabilir. Ciltte yaralar olabilir" ifadelerini kullandı.
Tüm bunların yanı sıra kapalı havuzların kulak iltihabına da neden olduğunu belirten Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, "Yüzücü kulağı da dediğimiz dış kulak yolunun iltihaplanması söz konusu olabilir" dedi.
"KENDİ HAVLUNUZLA KURULANIN"
"Havuzların en az haftada bir temizlenmesi ve suların dezenfektanlarla belirli bir ph seviyesinde tutulması gerekiyor" diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, "Filtrasyondan geçirilen havuzlarda kişilerin havuza girmeden önce mutlaka duş alması ve sabunla vücudunu yıkaması gerekiyor. Kişilerin havuza girerken gözlük ve bone kullanmaları bulaş riskini azaltır. Bunun yanında havuza giren küçük çocukların orayı kirletmemesi gerekiyor. Burada anne ve babalara düşen görevler var. Havuzdan çıktıktan sonra da sabunla duş alıp, kendi kuru olan havlusuyla vücudunu kurulaması gerekiyor. Çünkü havuzlarda olan birkaç kişinin kullandığı havluların kullanımı riski artırabiliyor" şeklinde uyarılarda bulundu.
"HAVUZA GİDENLERDEN İSTENİLEN AIDS TESTİ DOĞRU DEĞİL"
Havuzdan AIDS virüsünün bulaşmadığını söyleyen Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, "Havuzdan Hepatit B, AIDS bulaşır mı diye bize de zaman zaman sorular geliyor. Veya havuza giden kişilerden bu hastalıkların olmadığına dair belge isteniyor. Bunlar doğru değil. Hepatit B, C ve AIDS cinsel yolla, kan ve kan ürünleriyle bulaşır. Havuzlarda bunların olmadığını varsayarsak oralarda bu mikroorganizmaların bulaşması mümkün değil. İnsanların çok küçük bir damla da olsa vücudundan kan havuza gelmesiyle virüsün o havuza girenlere bulaşabileceği yönünde korkuları var. Bu ihtimal yok denecek kadar az, hatta mümkün değil. Bizim mide-bağırsak yoluyla bulaşan etkenlerden ve cilt hastalıklarından korunmamız lazım. İnsanları bu konuda eğitmemiz gerekiyor" diye açıklama yaptı.