Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe, Erzurum
Kürtlerin yoğun yaşadığı Mahallebaşı'nda bir kahvede Seher Akçınar Bayar küçük bir miting düzenliyor.
Erzurum'da AKP ve MHP öne çıksa da dengeleri değiştirebilecek bir parti de HDP.
Yerel seçimlere BDP olarak giren Kürt siyasi hareketi, Erzurum'da dört ilçenin belediye başkanlığını kazandı.
Kürt nüfusunun yoğun olduğu güney bölgelerinde partinin güçlü bir tabanı olduğu anlaşılıyor. Parti ayrıca Alevilerin oyunu da hedefliyor.
Partinin barajı geçmesi durumunda, HDP'nin yarışa Erzurum birinci sıradan giren başörtülü adayı Seher Akçınar Bayar'ın meclise girme ihtimali de artıyor.
Bayar 1982 doğumlu, Dicle Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu bir eğitim bilimci.
MAZLUMDER Diyarbakır Başkanlığı yapmış, HDP'den aday olmak için de bu görevinden ayrılmış.
'Erzurum seni kabul etmez dediler'Bayar, muhafazakar yapısıyla bilinen Erzurum'dan aday olmasına nasıl tepkiler geldiği sorusuna şu yanıtı verdi:
"Doğrusu adaylığımı Erzurum olarak açıklayınca, 'Erzurum muhafazakar bir kent, sen hem kadınsın, hem kent muhafazakar bir kadını kabul etmez, HDP'ye farklı bakıyorlar, dolayısıyla dezavantajın çok adaylığını geri çek' diyenler oldu. Ama hiç de öyle olmadı. Kadın olmamın avantajını yaşadım diyebilirim. Saygı, hürmet var. Muhafazakar bir aday çok olumlu karşılandı. Çoğu yerde 'Geç kalınmış bir karardır' diyenler oldu."
TIKLAYIN - Erzurum: Cemaatler ve sağ siyaset güçlü
Seher Akçınar Bayar: "Halk, 'Diyanet işleri başkanlığı özerkleştirilmeli, bütün dinlere, mezheplere dillere eşit mesafede yaklaşan bir alan olmalı' diyor."
Erzurum nüfusunun yaklaşık yüzde 20'si Kürt. Fakat Bayar oyların yalnızca Kürtlerden değil, Türklerden de geleceği görüşünde:
"Türklerden de bize oy akımı var. MHP'nin tabanında olan Türkler ve CHP'nin tabanında olan Alevilerden bize çok fazla oy var. Bilhassa Alevilerden ciddi bir teveccüh var."
MHP: Umarız HDP barajı geçerMHP'den eski belediye başkanı adayı olan ve kendisini 'radikal ülkücü' olarak tanımlayan Ahmet Murat Resuloğlu ile HDP hakkında konuştuğumuzda, partinin barajı geçmesi temennisinde olduğunu, siyasi mücadelelerini mecliste yürütmelerinin demokratik hak olduğunu söylemişti.
Resuloğlu, MHP'den de tabanından da HDP'ye veya Kürtlere yönelik bir tepki olmadığını ifade etmişti.
MHP'li Resuloğlu, HDP'nin barajı geçmesi temennisinde olduğunu söylüyor.
Stratejik olarak bakıldığında ise HDP'nin bir milletvekili çıkarması; AKP'den sayının düşmesi ve MHP dahil diğer partilere oy dağılımı yaşanması anlamına da gelebilir.
HDP'li aday Seher Akçınar Bayar da MHP'lilerden olumlu tepkiler geldiğini söylüyor:
"MHP'de genel kanaat, bizim barajı aşıp parlamentoda olmamız yönünde. Çünkü MHP de, AKP'yi durduracak tek gücün HDP olduğunu söylüyor."
Bayar başörtüsü yasağı nedeniyle eğitimine 10 yıl ara vermek zorunda kalmış ve üniversiteyi 14 yılda bitirmiş.
AKP'nin başörtüsü yasağını kaldırdığı dönemde partiye karşı tutumunun nasıl olduğu sorusuna yanıtı şöyle:
"AKP kurulduğunda, Erdoğan şiir okuyup cezaevine girmişti. Siyasal alanda kendilerini ifade ederken, 'insan hakları, demokrasi, özgürlük, Kürt meselesine çözüm' diyorlardı. Bunlar şahane demiştik ve bizler desteklemiştik o dönemde."
"Ancak gelinen aşamada, AKP son birkaç dönemdir tamamen değişti, o parti programını devam ettiremedi. Başörtüsü yasakları da bana kalırsa çok geç çözüldü."
"Anayasal bir değişikliğe değil, yönetmeliğe ihtiyaç vardı. Bunu yapabilirdi yapmadı, 'halk hazır olsun, kitleler hazır olsun' dediler ama bir halkın özgürlük ve insan haklarına dair bir problemi varsa tabanı siz ikna edeceksiniz, tabanın ikna olmasını beklemeyeceksiniz."
'Başörtüsü yasağı muhalefetin baskısıyla kalktı'"AKP başörtüsü meselesinde de böyle yaptı. Ben iddia ediyorum, başörtüsü meselesini AKP çözmedi, HDP çözdü. Başörtüsü yasakları varken biz BDP olarak gittik, soru önergesinde bulunduk. Başörtüsü yasakları var, hala kadına karşı ayrımcılık var bu ülkede diye. Ardından CHP de bir soru önergesi verdi, AKP'nin dönemin başbakanının söylediği şey şuydu. 'Dini Zerdüştlük olanın başörtüsü gibi bir derdi olamaz' dedi. 'Kürtler Zerdüşt'tür' söylemi üzerinden bizi ötekileştirmeye çalıştı, Zerdüştlük dinine de hakarette bulundu. Her din kendi içerisinde bir değerdir, bir felsefeye sahiptir onu sahiplenen kitleler vardır. Saygı duymamız gerekirken bir din üzerinden diğerini ötekileştirdi."
Muhalefetin baskısıyla başörtüsü yasağının kaldırıldığını savunan Bayar, çözüm sürecine ilişkin de benzer bir görüşe sahip.
"Çözüm süreci AKP'nin lütfu değildir. AKP, 'çözüm sürecini biz başlattık, ölümler yok' diyor ama yok böyle bir şey. Kürtler 30-40 yıldır mücadele ediyorlar. Bedel ödediler, ölümleri var, cezaevi süreçleri var, tutuklanmalar var, zorunlu göçler var. Bütün bu mücadeleler neticesinde Kürtler bugün AKP'yi o masaya oturttular. Kürtler güçlü olmasaydı AKP o masaya oturup da çözüm sürecini başlatmayacaktı."
'Halk diyanetin değişmesi konusunda ikna oldu'Bayar, HDP'nin 'diyaneti kaldırma' vaadinin de muhafazakar Erzurum toplumu arasında önce yanlış anlaşıldığı kanısında. "Oy kaybettirir mi" sorusuna yanıtı şöyle:
"Başlangıçta biz kendimizi yeterince anlatamadık aslında. Çünkü ana akım medya AKP'nin elinde, AKP bugün televizyon sayesinde her evde. İnsanlarda o dönem soru işaret gelişti. Ancak biz halkla her buluşmamızda, her dokunuşumuzda meseleyi anlattığımızda bize teşekkür ettiler. Olması gereken de aslında buydu dediler."
"Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'i alanlarda kaldırınca bize Diyanet meselesinde kaybettirdiği puanları tekrar iade etti. Çünkü halkta inanılmaz bir antipati topladı. Neden Kur'an-ı Kerim siyasete alet edilir neden alanlarda kaldırılır diye bir hayli tepki aldı."
Bayar, HDP'nin Diyanet'e bakışı için de şu ifadeleri kullandı:
"Erzurum'da Aleviler de var. Kürt olanlar Şafilerdir. Şafiler 'Neden bizim camilerde, Hanefilik üzerinden anlatılıyor' diyorlar. Burada Caferiler de var aynı şekilde. Aleviler de neden cemevleri açılmıyor diye soruyor. Cevabını Diyanet veremediği için bugün halk, 'Diyanet işleri başkanlığı özerkleştirilmeli, inanç işleri başkanlığı adı altında bütün dinlere, mezheplere dillere eşit mesafede yaklaşan bir alan olmalı' diyor. Yani bu dinin özgürleşmesi anlamına geliyor.
Halk bu konuda buna ikna olmuş durumda."