Kavga çıkartıp, tüymenin planlarını yapıyorlar. Oysa kapının kenarında garson duruyor. Eline adisyonu almış; ‘Şunu verdik, bunu verdik’ diyerek masanın hesabını çıkartıyor. Bu noktada sakın halkımız kavgaya karışmasın. Ancak kapıyı, pencereyi de iyi tutsunlar ki kimse kaçmasın.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Son günlerde yaşananlar, AKP içindeki ‘Hesap ödeme’ kavgasının sonucudur. Yedi yıl boyunca yediler içtiler; şimdi de ‘Hesabı kim ödeyecek’ diye ‘Hır’ çıkartmaya başladılar. Kavga çıkartıp, tüymenin planlarını yapıyorlar” diye konuştu.
Garson bekliyor
Baykal, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “AKP, hesap ödeme sırası gelince, ‘Tüyme’ planı yapmaya başladı. Oysa bu planı yaparken, kapının kenarında da garson duruyor. Eline adisyonu almış; ‘Şunu verdik, bunu verdik’ diyerek masanın hesabını çıkartıyor. Bu noktada sakın halkımız kavgaya karışmasın. Ancak, kapıyı pencereyi de iyi tutsunlar ki kimse kaçmasın” dedi. Baykal’ın sözleri şöyle:
Manevi iflastalar
Oturmuşlar masaya, ‘Onu getir, bunu götür...’ yemişler içmişler. Şimdi sıra hesap ödemede; kimse hesap ödemeye yanaşmıyor. Kimisi ‘Ellerimi yıkayacağım’ bahanesiyle masadan kalkıp kaçacak. Kalanların planı ise kavga çıkartıp tüymek. ‘Ortalığı birbirine katıp, gerekirse camekanı, sandalyeyi kırıp, bir iki kavga yumrukla tüyebilir miyiz?’ arayışı içindeler. Türkiye’de son dönemde yaşananlar bundan başka bir şey değil. AKP, yaşadığı manevi iflasın faturasını ödemekten kaçmak için, darbe dönemlerini aratmayan iftiralar, yalanlar, haksızlıklar zulümler peşinde koşuyor.
Halkımız ise kavga çıkarmak isteyenlere fırsat vermeyecektir. Hiç kimse kavganın tarafı olmayacaktır, kavgaya karışan olmayacaktır. Ancak, kapıyı da iyi tutacağız. Hepimizin görevi bu. Çünkü, Türkiye’nin önünde seçime kadar geçecek sayılı gün var. Sayılı günler de çabuk geçer. Bu süreci tersine çevirecek tek yol seçimdir.
Sandığa gidelim
Hükümete de tavsiyem, hesap ödeme kavgasını bir kenara bırakıp, seçime gidilmesi yönündedir. Normal süreç içinde halkımız demokrasi ve sandık esasına dayalı olarak ülkeyi yönetsin. Yani sandığa gidilsin. Milletimiz, bu gidişe kendi özgür, demokratik iradesiyle yön versin. Bizim derdimiz bu işi sandıkta, seçimle milletin halletmesidir. Başka çıkış yolu göremiyorum. (Hürriyet)