BİZE ULAŞIN
Bozdağ, "Biz, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin geçici mahkemeler olduğunu, Türkiye'nin birtakım ihtiyaçlarından kaynaklandığını, bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının ayrıcalıklı birtakım özellikler taşıdığını, o nedenle ihtiyaçtan kaynaklandığını ve bu ihtiyaçların devam ettiği sürece bunların devam edeceğini söyledik" dedi.
Bozdağ, Kanal 7'de katıldığı bir programda, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ile hukuk devletini hiçbir zaman yan yana getirmediklerini söyledi. Hukuk devletinde yargıda tekliğin esas olduğunu vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Biz, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin geçici mahkemeler olduğunu, Türkiye'nin birtakım ihtiyaçlarından kaynaklandığını, bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının ayrıcalıklı birtakım özellikler taşıdığını, o nedenle ihtiyaçtan kaynaklandığını ve bu ihtiyaçların devam ettiği sürece bunların devam edeceğini söyledik. Şimdi bakarsanız, yargıda bir ikilik var; Askeri Yargı var, Adli Yargı var, Danıştay var, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi var. Bir ayrılık var. İki tane ayrı yargı, iki devlet görüntüsü veriyor. Bizim sözlerimiz birileri tarafından çarpıtıldı."
-"TÜRKİYE DARBELERDEN ÇOK ÇEKTİ"-
Türkiye'nin darbelerden "çok çektiğini", 50 yıl içinde iki fiili darbe ve iki muhtırayı yaşamış olduğunu dile getiren Bozdağ, şunları ifade etti:
"Çok bedel ödedik ve milletimizde darbelere karşı, muhtıralara karşı, cuntalara karşı büyük bir hassasiyet oluştu. Bugüne kadar siyasiler bu hassasiyet karşısında, milletin hassasiyetiyle uyumlu bir tavrı ortaya koymadılar, koyamadılar. Eğer bugün Türkiye, darbelerle muhtıralarla yargı yoluyla hesap soruyorsa, bu hesabı soran ortamı, iklimi yaratan, bu yolları açan güç, siyasi iktidardır ve AKP'dir. Türkiye'de iklim değişti. Hükümet milletin emanetine sahip çıkıp "Ben buradayım, herkes işini bilecek, görevine bakacak' dediği zaman başka bir Türkiye'ye geçti. AKP iktidarı olmasaydı, bizim attığımız adımlar olmasaydı Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) devam ederdi veya özel yetkili mahkemeler devam ederdi ama hiçbir cumhuriyet savcısı kalkıp da Ergenekon veya Balyoz veya 28 Şubat'a karşı soruşturma başlatmayı aklından dahi geçiremezdi."
-3. YARGI PAKETİ-
Bozdağ, 3. Yargı Paketi'nin içine bazı düzenlemeler yaptıklarını belirterek, "250 ve devamı maddeler" içerisinde yer alan bazı konuları yürürlükten kaldıran, bazılarında da değişiklik yapan hükümler koyduklarını açıkladı. Bunun bir "iyileştirme" olduğuna dikkat çeken Bozdağ, "Önümüzdeki günlerde parlamentoda görüşülecek ve Meclis kabul ederse de yasalaşma imkânı bulacaktır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hukukla bağdaşmayacak şekilde devam eden davalara müdahale olacak adımlar attığında da en son Anayasa değişiklik paketi gündeme getirdik ve HSYK'nın siyaset yapmasına, gündelik olaylara müdahale etmesine, davalarda taraf olmasına göz yummadık. HSYK'nın yapısını değiştirdik. Demokratikleşme yolunda önemli adımlar attık" dedi.
-"BAŞKANLIK SİSTEMİ DAHA DEMOKRATİK BİR SİSTEMDİR"-
Türkiye'nin 200 yılı aşkın bir süredir sistem tartışması yaptığını söyleyen Bozdağ, şunları ekledi:
"Başkanlık sisteminin, Türkiye için en hayırlı sistem olduğunu düşünüyoruz. Başkanlık sistemi esasında "tek adamlığı', diktatörlüğü önlemek için ortaya çıkmış bir sistemdir. Bu sistem daha demokratiktir. Başkanlık sistemi kağıttan liderler değil, güçlü liderler çıkarıyor, gerçek liderler çıkarıyor. Şu anda CHP, MHP, BDP bu sisteme karşı duruşlarını açıkladılar, korkuyorlar; çünkü Başkanlık sistemi, ideolojik partilere iktidar yolu açmıyor. Başkanlık sistemi etnik siyaset veya dini siyaset yapanlara iktidar yolu açmaz."(ANKA)
