HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Hükümetin katkısı büyük

İSTANBUL (İHA) - Koç Holding CEO'su Bülent Özaydınlı, "Hükümet sadece parlamento çokluğuna güvenerek yasaları zorlamamış, toplumsal uzlaşmaya da önem vererek, güven ortamının oluşmasına ciddi katkıda bulunmuştur" dedi.

Koç Holding'te son gelişmelerle ilgili saat 10.00'da Nakkaştepe'deki Koç Holding binasında basın toplantısı düzenlendi. Açıklamayı yapan Koç Holding CEO'su Bülent Özaydınlı, 2004'ün son günlerinde ulaşılan nokta ve gelecek dönemleri de göz önünde bulundurarak, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Özaydınlı, 2005 yılına ilişkin hedefleri hakkında bilgiler de vererek, "2005'in ilk günlerinde ülkemiz açısından sadece 2004 yılının değil, 2000'li yılların genel bilançosuna bakmak daha doğru olur. 2000'den bu yana ciddi çalkantılar içinde geçen dönemin ardından Türkiye, 'siyasi istikrar', 'ekonomik istikrar' ve 'AB ile müzakerelerin başlaması' gibi üç önemli hedefine ulaşmıştır. Türkiye bu noktaya kolay gelmedi. Yeni bin yıla Cumhuriyet tarihimizin en büyük kriziyle adım attık, 11 Eylül saldırısıyla dünyada büyük bir gelirim çıktı, Irak savaşı çıktı. Ülkemizde 200-2004 yılları arasında 3 hükümet değişikliği yaşadık. AB ve ABD gibi güçlü bağlarımız olan bazı ülkelerle ilişkilerimizde gerilen ipler de bu dört yılın tuzu biberi oldu. Bugün ülkemizde siyasi istikrarın tesis edildiğini söyleyebiliriz" dedi.

Bu istikrarda tek parti iktidarı ve AK Parti hükümetinin kritik konulardaki toplumsal uzlaşma arayışlarının önemli rol oynadığını belirten Bülent Özaydınlı, Türkiye'nin, AB üyelik müzakereleri için yapılan çalışmalarda gücünü kullanarak yeniden siyasi yapılanma süreci içine girdiğini söyledi. Özaydınlı, "Geçtiğimiz iki yılda günlük yaşamımızı yakından etkileyen toplam 175 yasal değişiklik yapıldı. Bunlar arasında medeni kanun, ceza kanunu, MGK'nın yapısı, anadilde yayın gibi son derece kapsamlı çalışmalar yer aldı. Ölüm cezası kaldırıldı, olağanüstü hal uygulaması sona erdi. Hala tamamlanmayan kamu yönetimi ve yerel yönetimler reformu gibi hayati önemde konular bulunuyor. Siyasi değişim sürecinin kritik başarı faktörü, hükümetin toplumsal uzlaşmaya hassasiyet göstermesi olmuştur. Hükümet sadece parlamento çokluğuna güvenerek yasaları zorlamamış, toplumsal uzlaşmaya da önem vererek güven ortamının oluşmasına ciddi katkıda bulunmuştur" diye konuştu.

Siyasi istikrarın devamı için, toplumsal uzlaşmanın bundan sonra da hayati bir önem taşıyacağının altını çizen Özaydınlı, "Ekonomik alanda istikrar ile büyüme ortamının yeniden sağlanması da çok önemli. Enflasyonun tek haneli rakamlara gerilemesi, ülkemizin 30 yılı aşan bir süredir tanık olmadığı bir başarıdır. İhracatımız 60 milyar doların üzerine çıkmıştır, 2004'te 64 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu tablo, ekonomide yükselen çizginin yapısal bir dönüşümü yansıttığını düşündürmektedir. IMF ile imzalanacak üç yıllık yeni stand-by ve AB'ye sunduğumuz katılım öncesi ekonomik programın, bu ivmenin önümüzdeki yıllarda da kullanılabilmesi için sigorta olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

"AB KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR NOKTAYA GELİNDİ" Bülent Özaydınlı, AB ile üyelik müzakereleri kararının da çok önemli bir nokta olduğunu söyledi. 17 Aralık Zirvesi'nin, Türkiye'yi farklı bir noktaya çıkardığının altını çizen Özaydınlı, "Bu karar ülkemiz açısından zorlu bir diplomatik mücadele sonucunda alınmıştır. Her zaman böyle durumlarda bardağa boş tarafından mı, dolu tarafından mı bakacağımız konuşulur. Önümüzdeki dönemde akıllı politikalar üretmemiz şartıyla 17 Aralık'ta Brüksel'de verilen kararda Türkiye'nin öndeki bardağın tamamına yakınının dolu olduğunu göreceğiz. Devlet, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin yakın ilişki içinde ortak görüşlerini, Avrupa'nın her kesimine ulaştırmasını istiyoruz. Sadece siyasi alanda yapılacak müzakereler yeterli olmayacaktır. Avrupa halklarının gönlünü de kazanmak, Türk imajının tazelenmesi, yenilenmesi gerekecektir. Müzakerelerde tüm AB üyeleri için gerekli koşulları kendiliğimizden gerçekleştirmeliyiz, bu durumda üyelik çok daha erken gelebilir" açıklamasında bulundu.
Koç Holding CEO'su Bülent Özaydınlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AB üyeliğimiz için önümüzde uzun, yüksek hız ve kondisyon gerektiren yeni bir koşu başlamaktadır. 17 Aralık'tan sonra gündemimizden düştü gibi görülen AB konusunu sürekli canlı tutup hızlı adımlar atmalıyız. İçinde bulunduğumuz büyük fırsatlar dönemi sınırlı fakat küçümsenemeyecek riskler taşımaktadır. 2005 projeksiyonlarında kullandığımız varsayımlar hükümet hedeflerine yakın rakamlardır. Yabancı sermayenin Türkiye'ye girişinin kolaylaştırılması için gerekli adımlar atılmalı, yatırım ortamı Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi iyileştirilerek, bu ülkeler ile rekabet edebilir hale getirilmelidir. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele için kapsamlı vergi reformu yapıldı. Verginin tabana yayılması hedeflenmeli, vergi oranları düşürülmelidir. Sosyal güvenlik sistemi gibi bütçe üzerinde ağır yükler oluşturan alanlarda cesur adımlar atılmalıdır".
İstihdamı artırıcı politikaların teşvik edilmesi gerektiğini belirten Özaydınlı, iş dünyası ile hükümet arasında yapıcı bir diyalog ortamı sağlandığını söyledi. Özaydınlı, "Bu olumlu ortamdan yararlanarak Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda bir kalkınma planı çerçevesinde birlikte hızlı adımlar atmamız, kaynaklarımızı israf etmememiz gerekmektedir. Kalkınma planı kamu sektörü için emredici, özel sektör için yol gösterici olmalıdır" dedi.

"ABD İLE İLİŞKİLERİMİZ, TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ" 2005 yılı ve sonrasını doğru görebilmek için göz önünde bulundurulması gereken çok husus olduğunu belirten Bülent Özaydınlı, "ABD ile ilişkilerimiz, petrol fiyatlarındaki gelişmeler, Ortadoğu'da hala sonuçlanmayan siyasi ve askeri karmaşa, Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemlidir. Yeni bir döneme girdik. Türkiye'nin önünde gerçekten beyaz bir sayfa açıldı. Bu sayfayı iyi değerlendirmek görevi hepimize düşüyor. Toplumsal uzlaşı ile tüm sorunları aşacağımıza inanıyoruz. AB ile ilişkilerimiz, dolar-euro paritesi, petrol fiyatları ve Ortadoğu'daki siyasi karmaşa Türkiye için belirleyici olacak" diye konuştu.

Koç Holding'in hedeflerini de sıralayan Özaydınlı, şunları söyledi:

"Artık hedefimiz Avrupa'nın her hanesinde bir Koç ürünü görmektir. Bu iddialı bir hedeftir. Bu iddialı hedefimiz gerçekçi temellere dayanmaktadır. Son yıllardaki performansımız, geleceğe yönelik hedefler için bize güven vermektedir. 2002 yılında toplam satışlarımız 22.6 milyar YTL idi. 2003 yılında 29.1 milyar YTL'lik satış hacmi elde ettik. 2004 yılında ise, bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında büyüme gerçekleştirdik. 2005 yılında, bu iki yılda gerçekleştirmiş olduğumuz reel yüzde 60'lık büyümenin üzerine toplam satışlarımızla yüzde 7'lik daha bir büyüme ön görmekteyiz. 2005 yılında toplam satışlarımızın 40 milyar YTL'ye yükselmesini bekliyoruz. Dolar bazında 2004 yılında toplam satışlarımız 28 milyar dolara ulaşmıştır. Dolar bazında, bir önceki yıla göre yüzde 54'lük bir büyüme gerçekleştirdik. Euro bazında da ciddi bir büyüme var. 10 milyar euro civarında olan toplam satışlarımız, geçtiğimiz yıl sonu itibariyle yaklaşık 21 milyar euroya ulaşmıştır. Euro bazında büyümemiz yaklaşık iki mislidir".

Özaydınlı, 2004'te konsolide satışların 16.4 milyar dolara ulaştığını belirterek, ihracatta da çok ciddi bir gelişim olduğunu söyledi. Dolar bazında ihracatın 2004'te yüzde 52 oranında arttığını belirten Özaydınlı, "Yüzde 52'lik artışla dolar bazında ihracatımız 5.7 milyar dolara yükseldi. Dolar bazında ihracatımızı 2005 yılında yüzde 10 oranında artırarak, 6.3 milyar dolara çıkartmayı hedefliyoruz. Yatırım harcamaları 2004'te yüzde 21'lik bir artışla 652 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2005'te yaklaşık 1 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyoruz. Her yıl ortalama yüzde 14 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Bulunduğumuz sektörlerde lider olmak istiyoruz. Kombine ciromuz 2004'te 28.1 milyar dolara ulaştı" dedi.

Son bir kaç yılda bazı şirketlerle bağları yitirdiklerinin altını çizen Özaydınlı, "Ford Otosan, Ford'un önemli üretim merkezlerinden biri oldu. Tofaş kapasitesinin tamamını kullanacak hale geldi. Tofaş projesi ile Avrupa'nın üretim merkezi olacağız. Gelecek yıl da stratejik plan doğrultusunda yeni iş alanlarına girme çalışmalarını sürdüreceğiz. Bir çok şirketimiz Türkiye'de sektörlerinde liderdir. Beko, Avrupa'nın ikinci büyük televizyon üreticisi, Arçelik de beşinci beyaz eşya üreticisidir. Koç Topluluğu, faaliyet gösterdiği sektörlerde marka gücünü artırmayı hedefliyor. Türkiye'de Arçelik en fazla patent alan yerli şirkettir. Ciromuzun giderek artan kısmını yurtdışı faaliyetlerden elde etmek istiyoruz. 157 şirketimizden 55'i yurtdışında faaliyet gösteriyor. Bunların geliri 7.5 milyar dolar. Türkiye'nin ihracatı içindeki payımızı bir puan fazla artırdık" diye konuştu.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler