LONDRA (İHA) - İngiltere, altı ay sürecek Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını bugün resmen devraldı.
İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB'nin dümenine zor bir dönemde geçiyor. Zira dönem başkanlığı, Avrupa Birliği'ndeki reformlar ve birliğin geleceği konusunda Blair ve diğer Avrupa liderleri arasında görüş ayrılıkları olan bir sırada başlıyor. Londra hükümeti, AB'nin refahının artması için değişimin şart olduğunu söyledi. İngiltere, AB'nin geleneksel liderleri Fransa ve Almanya'nın duruşlarının da sorgulanması gerektiğini ifade etti.
AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu da, dönem başkanlığının başlaması dolayısıyla İngiliz yetkililerle temaslarda bulunmak üzere Londra'ya geldi.
İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB'de reforma gidilmesi çağrısında bulunmuş, AB'de tarım sektörüne verilen teşviklerin azaltılması gerektiğini söylemişti. Blair, bunun yerine birliğin küresel düzlemde rekabet edebilirliğinin arttırılması için kaynak ayrılması gerektiğini savunmuştu. İngiltere'nin dönem başkanlığı süresince Blair, AB'nin uzun vadeli bütçesi üzerinde uzlaşma sağlamaya çalışacak ve genişleme planları üzerine eğilecek.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, anayasanın Fransa ve Hollanda'da reddedilmesi ve AB bütçesi üzerine uzlaşmaya varılamaması nedeniyle Avrupa Birliği'nin zor bir durumda olduğunu söyledi. Straw, İngiltere'nin uzlaşmacı bir liderlik göstermeyi hedeflediğini belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, İngiltere'nin çok kritik bir süreçte dönem başkanlığını devraldığını söyledi. Barroso, Başbakan Blair'e dönem başkanlığı süresince 'kapsayıcı' bir yaklaşım göstermesi ve başbakanlığında kullandığı liderlik yetilerini AB için de sergilemesi çağrısında bulundu.
Başbakan Tony Blair, altı aylık dönem başkanlığına kimilerince aşırı iddialı bulunan hedeflerle başlıyor. Blair, Fransa ve Hollanda'daki anayasa referandumları ile yara alan Avrupa Birliği'nin, yurttaşlarıyla gerçek anlamda bağlarını tazelemesini istiyor. Blair'in diğer amaçları da daha rekabetçi bir yapı için ekonomilerde reforma gidilmesi, bütçenin köklü bir şekilde elden geçirilmesi.
Yetkililer, bütün bu hedeflere 6 ay gibi bir sürede ulaşılamayacağı uyarılarını dile getirmeye başladı. Yaz aylarında, yani Eylül ortasından önce siyaset ve bürokraside fazla bir atılım beklemenin akılcı olmayacağı belirtiliyor. Pek çok gözlemciye göre, İngiltere'nin başkanlık döneminde önemli kararlar alma fırsatı, önümüzdeki sonbaharda yapılması düşünülen Almanya erken genel seçimlerinden sonra doğabilecek.
Alman kamuoyu yoklamalarında önde giden Hıristiyan Demokratların, Avrupa Birliği içinde ekonomik liberalleşme planlarına daha olumlu baktığı, ama Türkiye ile üyelik görüşmelerine 3 Ekim tarihinde başlanmasına karşı çıkabileceği kaydediliyor.
İngiltere dönem başkanlığının öncelik vereceği konular arasında hizmet sektöründe liberalleşmeyi artırmaya yönelik bir tüzük, Avrupa Birliği içinde mali hizmetler eylem planı, sürdürülebilir kalkınma stratejisi, kamu sağlığı, çevrenin korunması ve rekabet konularında tartışmaya açılacak yeni mevzuat düzenlemeleri de bulunuyor. Bu tüzüklerin bazılarına, örneğin mesai saatlerinin kısıtlanmasına İngiltere bizzat karşı çıkıyor.