Dış politikada danışmanlık yapan ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Mark Parris, dikkatlerin Türkiye üzerinde toplanmasının şaşırtıcı olmadğını söyledi.
Hafta içinde Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Tarık Aziz, Türk hükümetinden, Amerika'yı savaştan vazgeçirmesini isterken, aynı günlerde ABD Dışişleri Bakan yardımcılarından Elizabeth Jones da Ankara'daydı. Jones, Amerika'nın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin çıkarmasını istediği Irak tasarısına destek aradı. Bu gelişmeleri değerlendiren ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Mark Parris, gelişmelerin şaşırtıcı olmadığını belirterek, "Burada Irak tartışması başladığından beri bir operasyon sırasında Amerika'nın ihtiyacı olan ülkenin Türkiye olduğu konuşuluyordu. Bu nedenle Bush yönetiminin Türkiye'ye üst düzeyde önem vermesi şaşırtıcı değil. Yılın başından itibaren Başbakan Ecevit'in Washington ziyareti, Başkan Yardımcısı Cheney ile Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in Türkiye ziyaretleri, daha sonra Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal'in Washington ziyareti ve en son da Elizabeth Jones'un Ankara temasları oldu" dedi.
TARIK AZİZ'İN TÜRKİYE ZİYARETİ Büyükelçi Parris, bu görüşmelerin açık ve dürüst olduğunu, muhtemel bir operasyon için gereken zeminin uzun zamandır hazırlandığını vurguladı. Parris, Bağdat yönetiminin bu süreci olumsuz yönde etkilemeye çalışmasının da sürpriz olmadığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Tarık Aziz'in Türklerin kafasında her çeşit soru işareti uyandırmak için çabalaması anlaşılır bir durum. Türkiye üzerindeki bu çekişme doğal. Washington'dan bakınca Türkiye-Amerika ilişkisinin ne kadar değerli olduğu yıllar içinde defalarca ispatlanmıştır. Sonuçta iki tarafın da rahat olduğu bir çözüme ulaşılacaktır."
Parris, Washington'da neden Türkiye'nin Irak'ta müdahaleye karşı olduğunun anlaşıldığını söyledi, ancak Irak'taki durumun kabul edilemez duruma geldiğine dikkati çekti. Parris, "Ekonomik programda gelişmeler kaydedilirken Türkiye'nin çok yakınında bir savaşa karşı olması anlaşılır bir şey. Önümüzdeki haftalarda Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumda Irak'la ilgili tartışmalar, nerede olurlarsa olsunlar herkesin konuyu anlamasını sağlayacak. Bush yönetimi bu konuda gerçeklerle yüzyüze gelinmesine yardımcı olacak. Irak 1991 yılında üstüne aldığı sorumlulukları yerine getirmiyor, Saddam rejimi başarılı olamadı ve bu da kolayca kendi haline bırakılacak bir durum değil" diye konuştu.
"KÜRTLERİN BAĞIMSIZLIK İLAN ETMESİNE KARŞI ÇIKILMALI" Parris, Irak'ta muhtemel bir operasyon sonrası özellikle Kürt bölgelerinde ne gibi gelişmelerin yaşanacağı, Amerika'nın bu konudaki planlarının neler olacağı ve Amerika'nın Bağdat yönetimine karşı hem Türkiye'nin hem de Iraklı Kürtlerin desteğini ararken her iki tarafı da dengede tutmayı nasıl başaracağıyla ilgili olarak da şunları söyledi.
"Bu konuda son 1 yıl içinde Türkiye ile Amerika arasındaki görüşmeler sonucu hem Amerikan medyasında hem de yönetimde Türkiye'nin kaygılı olduğu konularda daha fazla anlayış oluştu. 1 yıl önce Irak'taki Türkmenler konusundan bahsetseydiniz Washington'da size boş gözlerle bakarlardı. Şimdi ise Türkmenlerin temsilcileri Iraklı muhalefet gruplarının toplantılarına çağırılıyor."
Türkiye'nin kaygılarının Washington'da artık daha fazla anlaşıldığını başka bir örnekle açıklayan Mark Parris, bunun da Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in, Irak'ın bütünlüğünü korumanın ve herhangi bir şekilde Kürtlerin bağımsızlığını ilan etmesine kamuoyu önünde güçlü bir şekilde karşı çıkılmasının önemini vurgulaması olduğunu belirtti. Parris, "Herhangi bir şekilde kuzeyde Kürtlerin bir devlet olarak bağımsızlığını ilan etmesi ya da gelecekteki Irak'ta büyük ölçüde özerkliğe sahip olmaları sonucunda bunun bağımsızlığa eşdeğer bir şekle gelmesine karşı olmak gerektiği vurgulandı.
Sonuçta Amerika ve Türkiye'nin açık bir şekilde diyaloğa devam etmesi, kaygılarını diğer tarafın anlamasına yardım etmesi önemlidir. Geçmişte olduğu gibi bu sefer de ortak bir dil bulacak ve kendi politikalarımızı yaparken birbirimizin çıkarlarını gözönünde bulunduracağız" şeklinde konuştu.
Mark Parris, Türkiye'de hükümet değişikliği ihtimalinin de Washington için önemli olduğunu ve seçimlerin dikkatle izlendiğini belirtti, ancak seçim sonucunun iki ülkenin birlikte çalışmasına engel oluşturacağının düşünülmediğini de sözlerine ekledi.