İstanbul’dan New York’a, Dubai’den Viyana’ya toplamda 60 seçkin galerinin katılacağı, ArtInternational, 16-18 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak.
Şahin Kaygun (20 Ekim’e kadar) 1992 yılında 41 yaşındayken hayatını kaybeden Şahin Kaygun’un 1980 sonrasına ait fotoğrafları ‘Gizli Yüz’ başlığıyla Elipsis Galeri’de. Fotoğraf sanatına ve camiasına ‘deneysel’ kelimesini aşılayan, kendinden sonraki kuşaklara rehberlik eden Kaygun’un sergideki işleri, hâlâ ders çıkarılacak nitelikte.
Fuarın artistik direktörlüğünü daha önce Contemporary İstanbul’da da aynı görevi sürdüren Stephane Ackermann yapıyor.
Fuarda Londra’dan Pace ve Lisson Gallery, Dubai’den Lawrie Shabibi, Paris’ten Yvon Lambert, Berlin’den Arndt galerileri yer alacak.
Fuara özel hazırlanan performanslardan Camila Rocha’nın fuarın açılış gününde lokal bir bando ekibiyle düzenleyeceği ‘To See The Band Passing By’ performansı 2007’de kaybettiğimiz ünlü çağdaş sanatçı, eşi Hüseyin Bahri Alptekin’in anısına sergilenecek. Çeşitli müzik medyasını kullanarak yarattığı işleriyle dikkat çeken Fransız sanatçı Tal Isaac Hadad ise birbirinden farklı tarzlara sahip olan sanatçılardan seçtiği kompozisyonları birleştirerek elde ettiği ve ‘Piano Constraints’ adını verdiği yeni performans serisini sunacak.
Fuar boyunca Haliç Kongre Merkezi’nin Haliç’e bakan kısmında ‘By The Waterside’ heykel terası kurulacak.
Her eylül ayında galerilerin yeni sergilerini açması tabii ki olağan bir durum. Ama bu sene İstanbul Bienali’nin de eylül ayına çekilmesi, işleri kızıştırdı. Neredeyse 80’e yakın sergiyle İstanbul’daki plastik sanat dünyası çok daha hareketli.
Anish Kapoor (5 Ocak 2014’e kadar) Özellikle taştan dev heykelleriyle tanınan, dünyaca ünlü Hintli sanatçı Anish Kapoor’un sergisi Akbank’ın desteğiyle S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nde. Eserlerinde mermer, oniks, kaymaktaşı, granit, kumtaşı gibi farklı malzemeler kullanan Anish Kapoor bunların hepsini İtalya, İran, İspanya, İngiltere gibi farklı ülkelerden topluyor. Soyut taş eserlerinde zaman ve sonsuzluk kavramını sorgulayan sanatçı, eserinin nasıl algılandığını değil ne kadar iyi biçimde sergilendiğini dert ediniyor. Belki de bu sebepten 12 tonluk devasa ‘Erdem’ eseri gibi pek çok işin görülebileceği sergi için müze adeta yeniden inşa edildi.
Cengiz Çekil (12 Ekim’e kadar) Sanatçı Cengiz Çekil’in yeni sergisi ‘Temizlik Bezi İle’ Rampa’da açıldı. 144 parçadan oluşan bu yeni eser, resim mecrasının kendi biçimsel dinamiklerini manipule ediyor. Sanatçının işlerindeki önemli motiflerden biri olan ‘tekrar’, bu seride merkezde. Sarı temizlik bezi, tuval, sicim, kanca kullanarak oluşturulmuş formun arka planındaki dantel ve boya, Çekil’in baştan kurguladığı renk ve şekilsel sistemler içinde değişkenlik gösteriyor. Rampa’da ilk defa gösterilecek olan bu çalışmanın izini Çekil’in 1974 tarihli ‘Takıntı’ işinde sürmek mümkün. Çekil, daha önce tek bir yerleştirmede ifade ettiği takıntıyı bu sefer defalarca tekrarlayarak ve el işçiliğini, otomatikleştirilmiş seri üretimi de barındırarak yeniden gündemine alıyor.
Lale Tara (16 Ekim’e kadar) Fotoğrafçı Lale Tara’nın yeni serisi, ‘İnsan Kendi Gölgesinde Yaşar’ başlığıyla Galeri x-ist’te. Kadının toplumsal baskılarla ötelediği arzu ve korkularını kimi edebi eserler üzerinden konu edinen sanatçı, bu çekimler için Macaristan’da 12 farklı sahne hazırladı. Her birini birebir insan boyutunda ve insansı görünümde replikaların etrafında şekillendirdi.
Ali Kazma (26 Ekim’e kadar) “Kitaplar dünyanın gürültüsüne direnir. Okurken, dünyanın devamlı ve bunaltıcı homurtusunun yerine değerli bir kaynaktan gelen duru bir ses duyarım” diyor sanatçı Ali Kazma, Galeri Nev İstanbul’da açtığı yeni sergisi ‘Kitap’ için. Küratörlüğünü Regis Durand’ın üstlendiği sergi, sanatçının kütüphaneler, kitabevleri, matbaalar, ciltevleri ve kitapla ilgili birçok mekânda çektiği sekiz bini aşkın fotoğraf arşivinden derlendi. Kazma bu sergiyle, okuma faaliyetini daha net bir şekilde göstermeye çalışıyor.
Gülsün Karamustafa (5 Ocak 2014’e kadar) Sanatçı Gülsün Karamustafa’nın, Türkiye’nin yakın zaman politik tarihiyle içiçe geçmiş kişisel hikâyesinin izini süren sergisi ‘Vadedilmiş Bir Sergi’ Salt Beyoğlu ve Salt Galata’da açıldı. Karamustafa’nın 1970’lerden bugüne kadar ürettiği, göç, yerellik, kimlik, cinsiyet ve kültürel farklılık konularını ele alan resim, kolaj, baskı, fotoğraf, video ve enstalasyonları görülüyor. Bunun için yıllar önce özel koleksiyonlara girmiş resimlere ulaşıldı, müze koleksiyonlarından işler toplandı.
Burak Delier (26 Ekim’e kadar) Son dönem çalışmalarında kapitalizm ve güncel sanat arasındaki ilişkiyi görünür kılmaya çalışan Burak Delier, yeni sergisi ‘Sen rolünü oyna, senaryo arkadan gelir’i Pilot’ta açtı. Delier, bu sergiyle sanat, iş ve finans dünyasının yanı sıra genel olarak güncel ‘sistem’i tartışmaya açacak işlere odaklanıyor. Örneğin ‘Kriz ve Kontrol’ videosu için iş dünyasından bazı kişilerden yoga aktivitesini bu defa bir plaza ofisinde, iş kıyafetleriyle yapmalarını istedi. Beyaz yakalılar yoga yaparken onlarla iş dünyasının yarattığı stresi, duydukları başarı hazzını veya tükenmişlik sendromunu konuştu.
Şükran Moral & Valie Export (26 Ekim’e kadar) Galeri Zilberman’da iki önemli performans sanatçısı Şükran Moral ve Avusturyalı sanatçı Valie Export, ‘Despair&Metanoia’ adlı sergide bir araya geldi. Performanslarıyla çoğu zaman tartışma yaratan Moral, sergiye kendini çarmıha gerdiği işi ve ‘Despair’ ile katılıyor. Çaresizlik anlamına gelen ‘Despair’de, denizin ortasında bir teknenin içinde daha iyi bir hayat arayışında olan bir grup yasadışı göçmeni gösteriyor sanatçı. İşlerinde kadınlığın yeniden tanımlanmasını konu alan Valie Export ise sergiye 1981 tarihli ‘Body Configuration’ serisindeki iki adet büyük ölçekli fotoğrafı ve 70’lere ait, sanatçının vücudunu sarıldığı anıtsal yapıya zerafetle yasladığı, kadın vücudu ve kamusal alanda performans sanatı konusunda tartışma açan ender klasik baskı eserle katılıyor.