HABER

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü işgal girişimi davası

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimi ile Esenler Birlik Köprüsü'ndeki olaylarda 5 kişinin şehit olmasıyla ilgili aralarında tankın içinden çıkan eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı'nın da bulunduğu 23'ü tutuklu 67 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada bulunan büyük salonda yapılan duruşmada savunmasını tamamlayan 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'nda görevli eski Üsteğmen Bora Serhat Seçkin, darbe girişimini önceden bildiği iddialarını kabul etmedi.

Örgüt üyesi olmadığını ileri süren Seçkin, "15 Temmuz'da, bu örgüt tarafından terör bahanesiyle kandırılarak dışarı çıkarıldık. Kışlamızda sürekli terör algısı yaratılmıştır. Bizim üzerimizde yapılan terör algısı yüzünden farklı bir şey düşünemedim." dedi.

- Vatan Emniyet'e gidene kadar 3 komutanın emrine girdi

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gidileceğini bilmediğini iddia eden Seçkin, "Tabur komutanımız Enver Muratoğlu, bana Yarbay Kadir Yıldız'ın emrine gireceğimi söyledi. Bir süre sonra Albay Yusuf Sari, beni arayarak nerede olduğumu sordu. Topkule'deki eğitim alanında olduğumu söyledim. Bağırarak, 'Derhal Kadir Yıldız'ın emrine gir ve 3 araç al ve Rami'ye gel' diye emir verdi. Kışladan çıktıktan sonra Kadir Yıldız tekrar arayarak, Vatan Caddesi'ne gitmemi ve Osman Akkaya'nın emrine girmemi emretti." diye konuştu.Kadir Akkaya ile Mithat Aynacı'nın birlikte hareket ettiğini söyleyen Seçkin, bir süre sonra vatandaşların kalabalıklaşmaya ve kendilerine tepki göstermeye başladığını anlattı.

Akkaya'nın vatandaşı korkutmak için havaya ateş açtığını gördüğünü belirten Seçkin, savunmasına şöyle devam etti:

"Halk, bulunduğumuz aracın üstüne çıkmaya çalışıyordu. Ben ve askerlerim araç içindeydik. Osman Akkaya, 'helikopter desteği lazım' diyordu. Bu sırada bulunduğumuz araca, bazı sivil şahıslar çıkmaya başladı, Yarbay Akkaya'yla tartışıyorlardı; sivil şahısların elinde yarbayın silahını görünce panikledim, Yarbay Akkaya'yı araçtan da indirmişlerdi. Olayın şokuyla ben de havaya bir iki el ateş açtım. Mithat Aynacı yanımıza gelerek, 'Ankara'yı ve İzmir'i ele geçirdik, bir tek burası kaldı' şeklinde söyleniyordu. Daha sonra tepkilerin artması üzerine Mithat Aynacı, 'Halk Osman Akkaya'yı öldürdü, eğer araçtan inersek bizi de öldürürler' dedi."

İçinde bulunduğu zırhlı askeri aracın içinden çıkmadığını ve polise teslim olduğunu iddia eden Seçkin, tahliye talebinde bulundu.

- "Darbe girişimi içinde olacağımız aklımıza dahi gelmedi" Söz alan tutuklu sanık eski Asteğmen Engin Okumuş, daha önce tatbikat ve terör eylemlerine yönelik bir eğitim almadığını söyledi. Asıl mesleğinin öğretmenlik olduğunu belirten Okumuş, emir sorgulama durumunun bulunmadığını ileri sürerek, "Bölük komutanın odasına girerken 'botumuzboyalı mı?' diye düşünen kişileriz. Benim bölük komutanın emrini sorgulama durumum yoktur." dedi.

Okumuş, tanımadığı yarbay rütbesinde bir kişinin silah kullandığını gördüğünü dile getirdi.

Darbe girişimi haberini medyadan öğrendiğini savunan Okumuş, "Tanımadığım bir yarbay ile biremniyet personelinin önümüzdeki araca bindiğini gördüm. Yarbay, etraftaki polislere el işareti yapıp bir şeyler anlatıyordu, ne anlattığını bilmiyorum. Sonra yarbay önce havaya, sonra yolda bulunan İETT aracının tekerleklerine ateş etti." ifadelerini kullandı.

Yanında bulunduğu erlerin güvenliğini sağladığını öne süren Okumuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yarbayın ateş açmasından sonra, korktum ve bulunduğum aracın içine girdim. TelefondanBaşbakan Binali Yıldırım'ın, 'kalkışma' haberini okudum. Bu saatten sonra önce kendi güvenliğimi, sonra da yanımda bulunan erlerin can güvenliğini sağlamaktan başka bir şey düşünmedim. Erlere, silahlarını ve mühimmatları araca bırakmalarını emrettim. Kimseden emir almadan, o an yanımdaki erlere kışlaya dönme emrini verdim. Vatandaşların tepkisi artmıştı. Nereden geldiğini anlamadım sert bir cisimle kolumdan yaralandım, kolum bir ay alçıda kaldı. Kimin beni darbettiğini görmedim fakat, öyle bir durumda ülkesini korumakla görevli vatandaşların bu tepkisini haklı buldum. Öğretmenliğimin verdiği tecrübeyle sakin davranmaya ve yanımdaki erlerin can güvenliğini sağlamaya çalıştım. Çünkü, en ufak agresif hareketimin daha olumsuz sonuçlar doğuracağını biliyordum."

Okumuş, kısa dönem askerlik müracaatının kabul edilmediğini, bundan dolayı asteğmen olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev aldığına dikkati çekerek, tahliye talebinde bulundu.

Duruşma, sanık savunmalarının tamamlanması için yarına ertelendi.​

En Çok Aranan Haberler