Dünyanın önde gelen güçleri ve İran arasında, Tahran'ın nükleer programı konusundaki görüşmeler İstanbul'da başladı.
ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya'dan toplantıya katılan temsilciler, görüşmelerin bölgedeki gerilimi azaltmasını umuyor.
Nükleer silah edinmeye çalışmakla suçlanana, İran nükleer programının barışçıl amaçlar taşıdığını söylüyor.
İsrail geçtiğimiz aylarda, Tahran yönetiminin nükleer silah sahibi olmasını önlemek için saldırı düzenleyebileceğinden söz ediyordu.
İstanbul görüşmeleri, son 15 aydan bu yana İran ve dünyanın önde gelen güçleri arasındaki ilk müzakereler.
İstanbul'daki BBC Muhabiri James Reydolds, temsilcilerin beklentilerini yüksek tutmadığını, her iki tarafın da ayrıntılı, kapsamlı teklifler sunmasını beklemediklerini söylüyor.
Reynolds ayrıca, temsilcilerin İran'ın ciddi müzakerelere girmeye istekli olup olmadığını görmeye çalıştıklarını ve buna ikna oldukları takdirde, 4 ila 6 hafta içinde yeni bir tur görüşme yapılabileceğini aktarıyor.
BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi 5 ülke ve Almanya'dan oluştuğu için 'P5+1' diye bilinen başlıca dünya güçleri, görüşmelerin en azından gerilimi azaltmasını umuyor.
Rusya görüşmelerin 'yapıcı' olması gerektiğini bildirdi ve taraflara 'görüş ayrılıklarını abartmama' uyarısında bulundu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Riyabkov, "Gerçekten bir orta yol bulmamız gerekiyor. Görüşmeler güven tazelemeye odaklanmalı" dedi.
ABD Başkanı Barack Obama, İstanbul'daki görüşmeleri diplomasinin işe yaraması için 'son şans' diye tanımlarken, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "İran nükleer silah edinme isteğini gerçekten terk ettiğini, fiilen de açıkça sergilemeli" diye konuştu.
Ancak İran heyetine yakın bir kaynak AFP Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, "İran heyetinin Batı'nın tutumundan hayal kırıklığına uğradığını" belirtti.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ülkesinin 'temel hakları konusunda taviz vermeyeceğini ve en ağır baskılar altında bile yadsınamaz haklarından bir adım bile geri adım atmayacaklarını' söylemişti.
P5+1 ülkeleri İran'ın, uranyum zenginleştirmeyi yavaşlatmasını ve nükleer tesislerini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu UAEK denetçilerine açmasını umuyor.
İran'ın bu talepleri kabul etmesi karşılığında ambargoların gevşetilmesi yönünde öneriler var.
İran'la nükleer programı konusunda yapılan son müzakereler, herhangi bir konuda uzlaşmaya varılamadan sona ermişti.
UAEK, İran'ın denetçilerine izin vermediğini ve 'nükleer patlayıcı geliştirmekle bağlantılı faaliyetler sergilediğini' belirmişti.
Nükleer silaha sahip bir İran'ı güvenliğine doğrudan bir tehdit olarak gören İsrail bunu engellemek için zamanın tükendiği uyarısında bulunmuştu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail’in 'tamamen yok olma tehdidi altında' yaşamasına asla isin vermeyeceğini söylemişti.
Netanyahu ayrıca, diplomasının sorunu çözememesi durumunda ülkesinin İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenleyebileceğinden söz etmişti.
ABD Başkanı Obama ise, savaştan söz edilmemesi uyarısında bulunmuş, ancak tüm seçeneklerin de masada olduğunu vurgulamıştı.