İSTANBUL (İHA) - Her geçen gün kurulan yeni sanayi tesisi ve fabrikalar nedeniyle göç almaya devam eden İstanbul'un endüstriyel gelişimi, yangın tehlikelerinin artmasına neden oluyor. Sık sık hem can kaybına hem de büyük maddi zarara neden olan yangınların yaşandığı İstanbul'da 2005 yılında toplam 15 bin 4 yangın meydana geldi. Bu yangınların yüzde 68'i başlangıçta söndürülürken, yüzde 23'ü kısmen, yüzde 4'ü de tamamen yanmayla sonuçlandı.
İtovizyon Dergisi'nin 38. sayısında yer alan araştırma haberde, İstanbul'da çıkan yangınların büyük çoğunluğunun insan sağlığının da baş düşmanı sigaradan kaynaklandığı belirtiliyor. Geçen yıl şehirde çıkan 5 bin 334 yangının başlangıç sebebi sigaraydı. Yaklaşık 3 bin yangına ise elektrik arızaları yol açtı. Yangınların bin 206'sı ise baca sorunlarından çıktı. İstanbul'da geçtiğimiz yıl yangınlar en fazla yaz aylarında meydana geldi. 2005 Temmuz'u 2 bin 476 yangınla en fazla yangın çıkan ay olarak kayıtlara geçti.
Uzmanlar, gerekli önlemler alınmadığı takdirde fabrikaların her an alevlerle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Sanayi tesislerinde yoğun enerji kullanımı, fabrikaların iç içe olması, yangına neden olabilecek hammadelerin bir arada bulunması gibi nedenler, yangın riskinin artmasına sebep oluyor. Sanayi tesislerinin, yangının çıkmasını veya yangın durumunda can ve mal kaybını en aza indirmek için yangın güvenlik önlemlerine hassasiyet göstermesi gerekiyor. Uzmanlar, yangın çıkış olasılıklarının azaltılması, can güvenliğinin sağlanması ve mal varlığı kayıplarının en aza indirilmesi için yapı yönetmelikleri, standartları, yangın sigortası kuralları ışığında sanayi tesislerinde pasif ve aktif korunumunu gerçekleştirilebileceği görüşünde. Pasif yangın korunumu, mimadi tasarım süreciyle ilgili. Yangın çıkış olasılıklarının azaltılması, yangın oluşumu ve doğuracağı sonuçların sınırlandırılması yönündeki çalışmaları kapsıyor.
Aktif yangın korunumu, mimari tasarım dışında yangın oluşumunun algılanması ve söndürülmesi çalışmalarını kapsıyor.
İstanbul İtfaiyesi Müdür Yardımcısı Tuncay Aktağ, sanayi tesislerinin yangından korunmasıyla ilgili çalışmaların ulusal önem taşıdığını vurguluyor. Akdağ görüşlerini şöyle ifade ediyor:
"Sanayi tesislerinin her biri birer milli servettir. Ürettiklerin ürünlerin netilekleri ve nicelikleri, ihracat ve ithalat potansiyelleri, doğrudan ulusun dünya ekonomisi içindeki durumunu etkiliyor. Bu tür yapılarda can ve mal varlıklarının yangına karşı korunumu, yapım sistemi tasarımı ve seçimi açısından çok önemli bir faktördür."
İtfaiye Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. Muhittin Soğukoğlu ise yangına karşı önlemler alınması gerektiğini ifade ediyor ve aynı zamanda yangına müdahale sırasında karşılaşılan sorunların tesislere daha fazla zarar verdiğini dile getiriyor. Yangından Korunma Yönetmeliği'nin ilk olarak 1992 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi onayıyla uygulamaya konulduğunu, tüm Türkiye'yi kapsayan ilk yönetmeliğin ise 2002'de çıktığını belirten Soğukoğlu, "Kaynak yetersizliği nedeniyle,
yönetmelik maddeleri kamu binalarında uygulanamayabiliyor. Bu da yangınların çıkış nedenlerinden tutun da, yangınlara müdahaleye kadar çok sayıda olumsuz etkeni bir araya getirebiliyor" diye konuştu.