İyimaya, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylül 2010 referandumunun ''uygarlık tarihinin milat noktalarından birisi'' olduğunu ifade etti.
Sonuçlar, anlamlar ve mesajlar konusunda çok boyutlu ve özenli okumaların daha uzun süre devam edeceğini belirten İyimaya, açıklamasında ''Bu yolla erişilecek farklı sonuçlar, hukuk ve demokrasi dönüşümünün kökleşmesini ve yaygın kabulünü derinleştirecektir'' görüşüne yer verdi.
Ahmet İyimaya, referandum sonucunda gözlemlediği birkaç sonucu şöyle özetledi:
''Hukuk ve demokrasi, kendi tabii gücüne kavuşmuştur. İdeolojiye bağımlı ve vesayetle güdümlü demokrasi dönemi sona ermiştir. Son referandum süreci -nerede ise- bir sosyal yasa üretmiştir: 'Uzlaşıdan kaçanlara kırmızı kart yasası' Toplum, 'mutlaka uzlaş, sahayı terk etme, ben değişime hayır demem' demiştir.
Siyaset kurumu ve toplum olarak, 12 Eylül anayasasını yürürlükten kaldırarak dünya anayasalar topluluğunda örnek gösterilecek anayasa yapmak, ertelenemeyecek tarihi bir görevdir. Yöntemiyle, özüyle mutabakata dayalı rasyonel bir Anayasa...
Referandum sonrası uyum sürecini, katılımcı demokrasinin pozitif gücü içinde yönetmek, önemli bir sorumluluk tezahürüdür. Hükümet sistemlerini tartışma konusunda elbette ki bir tabu yoktur. Ancak, Türkiye bu konuda hüküm cümlesine hayli uzaktır. Sonuçlar, tartışma sürecinden sonra üretildiğinde anlamlı olabilir. Toplumun büyük demokrasi iradesi önünde derin saygı ile eğiliyorum.''