Avrupa Birliği ile pazarlık sürecini resmenbaşlatan İzlanda'nın önünde balıkçılık hakları en ciddi problem olarak duruyor.
Brüksel'de konuşan İzlanda Dışişleri Bakanı Ossur Skarphendisson İzlanda halkının konuyla ilgili çekincelerinden dolayı AB üyeliğine halen bağlı olmadığını söyledi.
Bakan, İzlanda'nın daha en az iki yıl AB'ya katılımını beklemediğini belirtti.
İzlanda'nın güçlü balıkçılık sektörü, balık avı alanlarını diğer devletlere açma talebine karşı sert bir muhalefet sergiliyor.
Bunun yanısıra, 2008 yılında bankacılık sektörü çöken İzlanda'nın İngiltere ve Hollanda'ya olan borçlarıyla ilgili anlaşmazlık da AB ile pazarlıklarda bu ülkenin karşısında ciddi bir problem olarak duruyor.
Fakat gözlemciler bu iki ana konunun dışında, 323 bin nüfuslu İzlanda'nın AB'ye katılımı önünde bir engel görmediklerini söylüyorlar.
Avrupa Ekonomik Bölgesi'ne ve AB içinde vizesiz dolaşım sağlayan Schengen anlaşmasına zaten üye olan İzlanda, yüzyıllara dayanan demokrasi geleneği ve istikrarlı siyaseti ile üyelik için güçlü bir konumda.
Brüksel'deki görüşmelerde AB heyetine başkanlık eden Macaristan Dışişleri Bakanı Janos Martonyi, ''İzlanda ile ilişkilerde tarihi bir dönüm noktasına erişildiğini'' söyledi.
Martonyi, ''İzlanda halihazırda Avrupa sistemine zaten yüksek seviyede entegre olmuş bir ülkedir.'' dedi.
İzlanda, her aday ülke gibi 35 fasıldan oluşan AB müktesebatını ulusal yasalarıyla uyumlu hale getirmek zorunda.
AB, bu fasıllardan bilim/araştırma ve eğitim/kültür başlıklarında pazarlığa gerek bile duymuyor.
Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Fuele, İzlanda ile tarım ve balıkçılık başlığı altındaki pazarlıklara en kısa sürede başlamak istediğini belirtti.
İzlanda Dışişleri Bakanı Skarphedinsson, Reuters haber ajansına verdiği mülakatta, ''Herşey balıkçılığa endeksli'' yorumunda bulundu.
Pazarlıklar başarıyla sonuçlanırsa, AB üyeliği İzlanda'da halk oylamasına sunulacak.