HABER

Kadınlar daha uzun süre işsiz kalıyor

İşsiz kalmalarında en büyük etken iş tecrübesinde eksikliklerinin olması.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yapılan araştırmaya göre, uzun süreli işsizlik, her eğitim seviyesi için kadınlarda daha yaygın.

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Duygu Güner ve Burak Darbaz tarafından 2006 Hanehalkı İş Gücü Anketi (HİA) ham verileri kullanılarak hazırlanan BETAM'ın araştırmasına göre, Türkiye işgücü piyasası, iş gücüne katılım, işsizlik oranı gibi önemli göstergelerde cinsiyete bağlı olarak büyük farklılıklar gösterirken bu farklılıklar işsiz kalma sürelerine de yansıyor.

TÜİK tarafından açıklanan Mayıs 2009 işsizlik süreleri istatistikleri incelendiğinde bu farklılaşma görülürken, işsizler arasında uzun dönemli işsizlerin payı kadınlarda yüzde 33 iken, erkeklerde yüzde 24 olarak gerçekleşti.

Kısa dönemli işsizlik ise işsiz erkekler arasında daha yaygın bir durum olarak ortaya çıkarken, erkeklerde kısa dönemli işsizlerin toplama oranı, kadınlardakinden 6 yüzde puan daha yüksek oldu.

Araştırmada kadınlarda, uzun süreli işsizlerin toplam içindeki payının erkeklere kıyasla daha yüksek olmasının arkasında yatan nedenler, rezervasyon ücretleri (kişinin iş teklifini kabul etmek için razı olacağı en düşük maaş ya da ücret) ve iş gücü piyasasında olası ayrımcı eğilimler olmak üzere iki ana çerçevede açıklanabileceği belirtildi.

Araştırmada, işsiz kadınların eğitim seviyelerinin işsiz erkeklere göre yüksek olduğu görülürken, dikkati çeken bir diğer nokta ise üniversite mezunu kadınların ağırlığı oldu.

İşsiz erkekler arasında üniversite mezunlarının payı yüzde 9,4 olarak belirlenirken, kadınlarda bu pay yüzde 21,3 düzeyinde bulunuyor.

İşsiz kadınların yüzde 39,6'sı lise mezunu iken aynı oran erkeklerde yüzde 25,4 olarak tespit edildi.

Çalışan kadınların erkeklere kıyasla daha büyük bir kısmı üniversite mezunu iken, kadınlarda bu oran yüzde 30,5, erkeklerde ise yüzde 13,8 olarak belirlendi.

Araştırmaya göre, uzun süreli işsizliğin her eğitim seviyesi için kadınlarda daha yaygın olduğunu gösteriyor.

KADINLARIN İŞ TECRÜBESİ DAHA AZ

BETAM'ın araştırma notuna göre, rezervasyon ücretlerinin belirlenmesinde iş gücü piyasasında olanların eğitimi kadar iş tecrübesi de rol oynuyor.

İş tecrübesini doğrudan ölçmek eldeki verilerle mümkün olmasa da kişinin daha önce çalışıp çalışmadığı bilgisi en azından iş tecrübesi olup olmadığının göstergesi olurken, daha önce çalışmış olmak işsizlik sürelerini oldukça kısaltıyor.

Daha önce çalışmış kişilerde kısa süre (1-5 ay) işsiz kalanların oranı yüzde 53 olarak belirlenirken, yine aynı grupta bir yıldan uzun süre işsiz kalma ihtimali yüzde 32 iken, daha önce herhangi bir işte çalışmamış kişiler için aynı ihtimal yüzde 55 olarak tespit edildi.

Kadın işsizlerde daha önce herhangi bir işte çalışmamış olanların oranı yüzde 36, erkeklerde ise bu oran yüzde 16 oldu. Bu nedenle daha önce çalışmamış olanlar için gözlemlenen uzun işsizlik süreleri özellikle kadınları etkilerken, bu veriler ışığında, kadınların işsizlik sürelerinin daha uzun olmasında iş tecrübesi eksikliklerinin etkili olduğu görülüyor.

Araştırmada, kadınların iş gücü piyasasındaki durumlarını düzeltmek için daha önce çalışmamış olan kadınların iş gücü piyasasına uyumunu kolaylaştırıcı politikaların öneminin büyük olduğuna işaret edilirken, bunun da ancak iş gücüne katılan kadınların iş arama/iş bulma yetkinliklerinin geliştirilmesi, iş garantili meslek kursları, işverenlere yönelik kadın istihdamı teşvikleri benzeri projelerle kadın iş gücünün desteklenmesi ile gerçekleştirilebileceğinin altı çizildi.

Araştırmaya göre, umudu kırılan kadınların işsiz kadınlara oranı yüzde 32 gibi yüksek düzeyde seyrederken erkeklerde bu oran yüzde 18 seviyesinde kaldı.

Araştırmada, ''Açıkça görülmektedir ki umudu kalmadığı için iş gücü piyasasından çekilme, kadınlarda göreli olarak daha yaygın bir olgudur, yani kadınların daha uzun süreli işsiz kalışının arkasında iş gücü piyasasında kalmak için gösterilen bir kararlılık yatmamaktadır'' denildi.

SOSYOKÜLTÜREL YAPI VE KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI...

Araştırmaya göre, sosyokültürel yapı kadınların iş gücüne katılımını ve dolayısıyla istihdam ve işsizlik durumlarını belirleyen bir diğer önemli faktör olurken, araştırmada şunlar ifade edildi:

''Ataerkil aile yapısında kadın gelirinin ek gelir olarak değerlendirilmesi ve kadınların temel sorumluluğunun ev içi işler olduğu algısı da bu duruma katkıda bulunmaktadır. Bir başka deyişle iş bulamayan kadınlar için ev işleri ile meşgul olmak her zaman kabul edilebilir ve üretken bir faaliyet olduğu için iş arayan kadınlar olası iş fırsatlarını değerlendirirken ev işlerindeki üretkenliklerini de göz önünde bulundurarak hareket etmektedir. Rezervasyon ücretleri ev işlerindeki üretkenlikleri de kapsayacağından bir kadın ile bir erkeğin rezervasyon ücretleri farklılaşacak, ev içi üretimin ekonomik değeri nedeniyle kadınların rezervasyon ücretleri görece daha yüksek bir seviyede oluşacaktır. Ev işlerindeki üretkenlik rezervasyon ücretlerini yükselterek bu beklentileri karşılayacak iş bulma olasılığını düşürecek, dolayısıyla kadınların işsiz kaldıkları süreyi uzatacaktır. Bu nedenle kadın istihdamının önündeki en önemli engellerden biri belki de bu ev içi sorumluluklardır.''

İşverenlerin, aynı üretkenliğe sahip bir kadın ve bir erkek arasında tercih yaparken erkeği istihdam etme eğiliminde olması, kadınların iş arama sürelerini ve dolayısıyla işsiz kalma sürelerini uzatacağının altı çizilen araştırmada, bu nedenle, mevcut çalışmanın, işverenlerin olası cinsiyet ayrımcılığını ölçmeye izin veren işveren anketleriyle desteklenmesi gerektiği belirtildi.

AA

En Çok Aranan Haberler