HABER

Kanadoğlu: "Listeler iptal edilebilir"

ANKARA (ANKA)- Yaptığı açıklamalarla gündeme damgasını vuran Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, adrese dayalı kayıt sisteminin iptalinin mümkün olduğunu belirtti.

Kanadoğlu, YSK ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolün iptal edilmesi halinde YSK'nın denetimi ve yönetimi altında, referandumda kullanılan seçmen kütüklerinin güncelleştirilerek, süresinde, güvenli, dürüst bir seçimin yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. Kanadoğlu, yazdığı "Anayasa'ya aykırılık önlenebilir" başlıklı makalesinde Adrese Dayalı Kayıt Sistemi sonrasında ortaya çıkan ve karışıklık yaratan 6 milyon seçmen artışının nasıl engelleneceğine ışık tuttu. Kanadoğlu, "Oy kullanma, kişiye sıkı sıkıya bağlı haktır. Bizzat kullanılır. Seçmen kütüklerinin oluşturulması da aynı niteliktedir. Posta yoluyla seçmen kütüğü oluşturulamaz" dedi.

Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında T.C Vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yanında adres bilgilerinin de çevrim-içi (on-line) kullanımı için 5 Eylül 2008 tarihinde Protokol imzalandığını hatırlatan Kanadoğlu, bu protokolün iptalinin istenebileceğini ve böylece eski sisteme dönülerek referandumda kabul edilen seçmen listelerinin güncellenebileceğine dikkat çekti

-İŞTE, YEREL SEÇİMLER İÇİN KANADOĞLU FORMÜLÜ-

Adrese Dayalı Kayıt Sistemi'nin yarattığı sorunları aşmak için Kanadoğlu'nun görüşleri şöyle:

"Anayasa'nın 79'ncu maddesi uyarınca seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. TBMM tarafından 13.3.2008 tarihinde kabul edilen ve 22.3.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5749 sayılı Yasa ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa'nın 28 nci, 33 ncu, 35 nci ve 36 ncı maddelerinde yapılan değişiklikle, seçmen kütüklerinin AKS sistemi ile oluşturulmasına olanak sağlanmış ve tüm siyasi partilerin dayanışmasıyla sonuç alınmıştır. Seçmen kütüklerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kaldırılmış ve seçmen kütüklerinin yürütmeye bağlı kurumlarca hazırlanması sağlanarak, YSK'nun görevi sadece ilan ile sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda YSK'nun görev ve yetkileri yürütme organına devredilmiştir. Gerçekte 298 sayılı Yasa'da yapılan değişiklikler Anayasa'nın 2 nci, 11 nci, 67 nci ve 79 ncu maddelerine kesin olarak aykırıdır. Siyasi partiler yapılan değişikliğin, yapılacak seçimleri tartışmalı ve giderek şaibeli hale getireceğinin ayırdına varamadıkları için başvurusu süresi geçirilmiş ve Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açabilme olanağı kalmamıştır. Ancak; Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında T.C Vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yanında adres bilgilerinin de çevrim-içi (on-line) kullanımı için 05/09/2008 tarihinde Protokol imzalanmıştır. 2575 sayılı Danıştay Yasası'nın 24/c maddesi uyarınca, Bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı açılacak iptal davalarına Danıştay ilk derece olarak bakmakla görevlidir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatı kapsamında yer almaktadır. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün işlemi, ‘Bakanlık işlemi' niteliğindedir. Protokol niteliğiyle yapılan işlem de, düzenleyici işlem niteliğindedir, ülke genelini kapsamaktadır. Danıştay'ın emsal uygulamaları da bu doğrultudadır. İmzalanan protokolün bir tarafı YSK olsa bile, diğer tarafında İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü vardır. Bu Genel Müdürlüğün işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Anayasa'nın 79 ncu maddesinde YSK kararlarına karşı ‘başka bir mercie başvurulamaz' hükmü mevcut olup, benzer bir hüküm Anayasa'nın 159 ncu maddesinde ise HSYK kararlarına karşı ‘yargı mercilerine başvurulamaz' şeklinde almaktadır. Benzer bir olayda Adalet Bakanı'nın HSYK'ya yaptığı teklif başvurusu, HSYK kararlarına karşı yargı yolu kapalı olmasına rağmen, Bakanca tesis edilen bu işlem Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Aynı durum, bu protokol için de geçerlidir. Protokol iki taraflı işlem olup, anılan Genel Müdürlük yönünden idari yargı denetimine açıktır. Genel Müdürlüğün işlemi, kamu hizmeti niteliği ve kamu yararı boyutuyla idari yargı denetimi kapsamındadır. Nüfüs ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, söz konusu protokolü, 5749 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemeler nedeniyle imzalamıştır. 5749 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle seçmen kütüklerinin, AKS sistemi ile oluşturulmasına olanak sağlayan, 298 sayılı Yasa'nın 28 nci, 33 ncü, 35 nci ve 36 ncı maddeleri, Anayasa'nın 2 nci, 11 nci, 67 nci ve 79 ncu maddelerine aykırıdır. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi'nin 29.5.2008 tarih ve 33/113 sayılı kararı ile 5749 sayılı Yasayla getirilen "yurtdışındaki seçmenlerin mektupla oy vermelerine yönelik düzenlemenin" seçim güvenliği yönünden iptal edildiği hatırlanacak olursa, adrese dayalı kayıt sisteminin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 50/7 nci maddesi uyarınca posta yolu ile oluşturulabilmesi de gözetildiğinde, AKS sisteminin, seçmen kütüğünde esas alınması, seçim güvenliği ve seçimin yargı gözetim ve denetiminde yapılması ilkelerine yukarıda belirtildiği gibi açıkça aykırıdır.

-SİYASİ PARTİLERE IŞIK TUTU-

"Seçmen kütüğü yönünden bireyler sadece kendi menfaatleri yönünden dava açabileceklerinden, siyasi partiler seçmen kütüklerinin tamamını alma yetkisine sahip olduklarından ve de oluşturulan kütükler siyasi partileri doğrudan etkilediğinden, siyasi partilerin anılan protokolün iptali istemiyle Danıştay'da dava açmaları olanaklıdır. Açılacak bu davada 5749 sayılı Yasa'nın anılan hükümlerinin Anayasa'ya aykırılığı talebinde bulunulmalıdır. Protokolün dayanağı yasa hükümleri Anayasa'ya aykırı olduğundan, davaya bakacak Danıştay Dairesi, bu talebi Anayasa Mahkemesine götürebilecek ve Anayasa Mahkemesi konu hakkında karar verecektir. Protokol Resmi Gazete'de yayınlanmamıştır. Bu nedenle 05.9.2008 tarihli protokol aleyhine, öğrenme tarihinden itibaren iki ay içerisinde dava açılması olanaklıdır. Danıştay uygulamaları da bu yöndedir. Seçmen kütükleri sorununun skandal boyutuna yükselmesi yanında, seçimlerin bu biçimiyle yapılması halinde ortaya çıkacak tartışmaların ve şaibe iddialarının önlenmesi, siyasi partilerin duyarlı davranmalarına ve Anayasa'yı savunmalarına bağlıdır. Olası iptal kararı kaos yaratmayacak ve YSK'nun denetim ve yönetimi altında, referandumda kullanılan seçmen kütükleri güncelleştirilerek, süresinde, güvenli dürüst bir seçim yapılması sağlanacaktır."

-CHP, İPTAL BAŞVURUSUNDA BULUNABİLİR-

CHP ye yakın kaynaklar, Kanadoğlu'nun bu görüşleri sonrasında Danıştay'a dava açma hazırlıklarının başladığını belirttiler. Danıştay'a açılacak dava sonrası, ilgili protokolün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılması gündeme gelecek.

En Çok Aranan Haberler