HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kanser tedavisinde oksijen terapisi

Kanser tedavisinde oksijen terapisi yönteminin etkili olduğu, bilim adamlarının bu konudaki çalışmalarının umut vaat ettiği bildirildi.

Kanser tedavisinde oksijen terapisi

Onkolog Dr.Murat Baş, insanların birçok nedenden dolayı oksijen yetersizliği çekebildiklerini, örneğin uzun süre hava kirliliğine maruz kalma, sigara içme, hareketsiz yaşam, stres, akciğer ve kalp-damar hastalıkları, canlılıklarını yitirmiş gıdaların yenilmesinin ve yetersiz egzersiz gibi konuların kansere davetiye çıkardığını söyledi.

2 Nobel ödülü sahibi bilim adamı Dr. Otto Warburg, kendisine Nobel ödülü kazandıran bilimsel çalışmasından elde ettiği sonuçları açıkladığında kanserin temel nedeni olarak oksijensiz yaşamı gösterdiğine dikkat çeken Dr. Baş, "Dr.Warburg'a göre vücuttaki 'onkojen'ler stres, kirlilik, radyasyon yanında oksijensizlik gibi faktörlerle de uyarılarak kanseri başlatabiliyor. Hücresel oksijen yetersizliği, kansere yol açtığı düşünülen önemli bir faktör. Dr. Warburg o zaman şöyle yazmıştı:

'Kanserin tek ve nihai temel nedeni oksijensiz yaşamdır, yani 'anaerobiosis'tir. Normal hücreler oksijene gereksinme duyarlar, oysa kanser hücreleri oksijensiz yaşayabilir.'

Dr. Warburg, herhangi bir embriyondan alınan normal hücreleri laboratuar tüpünde oksijensiz büyümeye zorlandığında kanser hücrelerinin özelliklerini aldıklarını gösterdi. Warburg, 'Bu, normal hücrelerin, sadece tek bir değişkeni değiştirmekle, kanserli hücrelere dönüşebileceği anlamına geliyor' demişti. Dr. Warburg'un teorisine göre, hücreler oksijenden mahrum bırakılınca, en 'ilkel' dönemlerine geri dönebiliyor ve enerjilerini, normal bitki ve hayvanların yaptığı gibi oksijenden değil, bunun yerine şekerin fermantasyonundan alarak, glikoz reaksiyonlarına girebiliyordu. Kanser hücrelerinin çok hızlı üremeleri, çok yüksek miktarda glikoz kullanımını gerektiriyor ve glikozu laktik aside dönüştürüyor. Bedenin asitlilik derecesi yükseldikçe, hücrelerin oksijen kullanmaları daha da zorlaşıyor. Bilindiği gibi kanserli hücreler, sağlıklı insan hücrelerine oranla tam 10 kez daha fazla laktik asit içerebiliyor. Yine aynı oksijen yetersizliği teorisine göre kanser hücreleri, oksijen açısından zengin bir ortamda varlıklarını sürdüremediğinden, yeterli oksijen sağlanırsa, bu cinnet halindeki glikoz fermantasyonunun durduğu, tümör dokusunun beslenmesinin bozulduğu ve tümör hücrelerinin öldüğü tespit edilmiştir. Oksijen eksikliği, kanserin yayılmasını da kolaylaştırıyor. İsveçli bilim adamları, oksijen eksikliğinin, kanserli hücrelerin primer (ana -kaynak) tümörden ayrılıp başka yerlere yerleşmesine neden olduğunu tespit ettiler. Kanda, hücrelerde ve dokularda oksijen eksikliğine bağlı gelişen fonksiyon bozukluğu olarak bilinen hipoksi durumunda, CXCR4 geninin aktif hale geldiğini saptadılar. Bu genin aktif hale gelmesinin, kanserli hücrelerin başka organları gitmesini kolaylaştırdığını belirleyen bilim adamları, hücrelerin primer tümördeki oksijen eksikliğinden kaçtığını kaydetmişlerdir" dedi.

Bu bilimsel çalışmaların ışığında kanserin tedavi ve önlenmesinde, oksijenin öneminin anlaşıldığını ve süperoksijen tedavisinin (ozon terapi yöntemi) önem kazandığını ifade eden Dr.Murat Baş, "Ozon oksijenin özel bir formudur. İki oksijen atomu içeren normal oksijenin aksine ozon 3 oksijen atomu içerir. Yüksek oksidasyon etkili, keskin kokulu, stabil olmayan bir gazdır. Ozonun uygulanış biçimlerinden biri ve en etkilisi hastanın kendi kanının kullanılmasıdır. Geri dönüşümsüz vakumlu bir şişeyle hastanın kanı çekilir, ozon kana katılır ve derhal kan tekrar vücuda verilir. Bu yöntem acısızdır ve yaklaşık 15 dakika sürer. Bu yöntemle immun sistemi güçlendiren ozon, dokuları oksijene boğar ve tümör hücresinin yaşabileceği ortamı yok eder. Kan sirkülasyonunu artırarak ve dokuların iyi oksijenlenmesini sağlayarak, günümüzde kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapinin tedavi edici etkinliğini artırır, yan etkilerini azaltır. Toksik etkisi olmayan ozon genellikle hücrelerin oksijen uyumunu geliştirir ve oksijenasyon dengesini sağlayarak, tümörün oluşturduğu doku tahribatının tamirini ve dolayısıyla iyileşmesini hızlandırır" diye konuştu.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler