28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı savcılık ifadesinin ardından tutuklanması istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
İstanbul'daki evinden polisler nezaretinde alınan Karadayı, ifade vermek üzere uçakla Ankara'ya götürülmüştü.
Emekli generalin ifade için Ankara'ya götürülmesi emrini yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili verdi. İfadesini ise Bilgili'nin yanısıra TMK'nın 10. maddesiyle görevli Başsavcıvekili Murat Esen aldı.
İfadesinin ardından tutuklanması istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen Karadayı, nöbetçi hakim tarafından sorgulanacak.
Karadayı, savcılık talimatı doğrultusunda İstanbul Fenerbahçe Orduevi yakınındaki lojmanına polis gönderilerek alınmış ve ardından adli tabip tarafından sağlık muayenesinden geçirilmek üzere Çağlayan Adliyesi'ne götürülmüştü.
Karadayı'nın gözaltına alınması ile ilgili olarak hükümetten ilk yorumu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yaptı.
Bozdağ, Karadayı'nın ifadeye çağrılmasıyla ilgili, ''Devam eden adli bir süreç. Adli süreç devam ettiği için şimdi işin özüne dair bir yorum yapmamız doğru olmaz. Süreci hep beraber görmekte fayda var'' dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de, "Türkiye normalleşirken, daha güçlü demokrasiye doğru yol alırken, geçmişte yaşanmış demokrasi ve hukuk dışı uygulamaların hesabının sorulmaması mümkün değildir" diye konuştu.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun raporunun 28 Şubat sürecine ilişkin bölümleri, Aralık ayı sonunda, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
28 Şubat sürecinde iktidarı kaybeden Refahyol hükümetinde Adalet Bakanı olan Şevket Kazan Anadolu Ajansına verdiği mülakatta, İsmail Hakkı Karadayı'nın emekli Orgeneral Çevik Bir'in ifadesine göre ifadeye çağrılmasını normal karşıladığını söyledi.
28 Şubat sürecinde Karadayı'nın MGK üyesi olduğunu ve MGK toplantılarında konuşma görevini Güven Erkaya'ya verdiğini ifade eden Kazan, o dönem Karadayı ve diğer kuvvet komutanlarını ilk Yüksek Askeri Şura toplantısında görevden almayı planladıklarını söyledi.
Kazan, "O dönem, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Erol Özkasnak ve Güven Erkaya'yı görevden alacaktık. Bunu hükümet yapacaktı. Ancak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bunu fark etti ve görevi Tansu Çiller'e vermedi. Hem de iki defa kendisine söz verdiği halde. Görevi Mesut Yılmaz'a verdi" diye konuştu.
28 Şubat'a ilişkin soruşturma, Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Yunus Akyol'un suç duyurusunun ardından başlatılmıştı.
TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara cumhuriyet savcıları Mustafa Bilgili ve Kemal Çetin tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ilk gözaltılar 12 Nisan 2012'de gerçekleştirildi.
28 Şubat soruşturmasında bugüne kadar emekli Orgeneraller Çevik Bir, Fevzi Türkeri, İlhan Kılıç, Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, Çetin Doğan, Teoman Koman; Korgeneraller Yıldırım Türker, Tevfik Özkılınç, Mustafa Bıyık ile emekli Korgeneral, MHP Milletvekili Engin Alan ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 62 zanlı tutuklandı.
28 Şubat süreciyle ilgili dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı hakkında, Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Çeliker'in de aralarında bulunduğu 3 kişi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
Soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir de, Karadayı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
Bir, Karadayı'nın Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'nda Batı Çalışma Grubu denilen oluşumdan haberdar olmadığı yolundaki ifadesinin gerçeği yansıtmadığını öne sürerek bir dilekçe vermiş ve kendisinin bu konudaki çalışmaları, zamanın Genelkurmay Başkanı Karadayı'dan aldığı emir ve direktiflerle başlattığını kaydetmişti.
28 Şubat davasının iddianamesinin Karadayı'nın ifadesiyle şekilleneceği ve son halini alacağı yorumları yapılıyor.