MUĞLA (İHA) - Arkeolojik kazı ile birlikte restorasyon ve konservasyon çalışmalarının birlikte yürütüldüğü kazıda, Kaunosluların kendi dillerini konuştukları, dönemin ilk tuzlasını kurdukları gibi önemli bulgulara ulaşılırken, pek çok anıtsal yapı ortaya çıkarıldı.
En önemli hedeflerinin Dalyan’da Türkiye’nin ilk “Arkeolojik Parkı”nı kurmak olduğunu belirten Kazı Başkanı Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Işık, “Kaunos’ta ve öteki ören yerlerinde yıllardır kazı yapılıyor. Bu kazıların her biri en az 100 yıl sürer. Yani bu günden yarına bu kazıları bitirmek mümkün değil. Bizden sonraki arkeologlara da iş bırakmalıyız. Biz, şu ana kadar bulunup çıkarılanları ayağa kaldırmalıyız. Bir başka yerde depolamak için eserleri yerin altından çıkarmanın anlamı yok. Kazı çalışmaları elbette devam etmeli. Ancak ortaya çıkarılanlar da ayağa kaldırıp, ziyarete açılmalı. Biz bu anlamda önümüze Kaunos’u Türkiye’nin ilk Arkeolojik Parkı haline getirme hedefini koyduk. Bunun için bir yandan kazı ve konservasyon çalışmalarını yürütürken, bir yandan da ören yerini temizleyip, düzenliyoruz. Bizim olmazsa olmazlarımız, her sene bir ucundan tuttuğumuz arkeolojik park projesine yönelik çalışmalar. Bunlardan bir tanesi Kaunos Palaestra’nın güney galerisinin dolgu toprağından arındırılması ve o bölümün antik çağdaki görünümünde ortaya çıkarmaktır” dedi.
KAYNAK YOK
Yaklaşık 35 kişilik bir ekiple devam eden çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Işık “Daha çok yayına yönelik çalışmalar tiyatro çeşmesinde gerçekleştirildi. Agorada da yine yayına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Demeter Kutsal alanında ve Liman Agorasına bağlı Roma dönemi Bazilikasında da kazı çalışmaları devam ediyor. Bazilikada yapılan çalışmalarda heyecan verici bir yapı ile karşılaştık. Kaunos’a gelen turistlerin yüzde 80’inin, üzerinde Palaestra’nın da yer aldığı yukarı kentte vakit geçiriyor. Halbuki asıl görülmesi gereken aşağı Kent. Liman ve çevresi. Gelenlerin çoğu maalesef bu alana uğramıyor bile. Bu özellikle de rehber eşliğinde gelen turistler için geçerli. Kilisenin güney şapelinde geçen sene muhteşem bir taban mozaiği açığa çıkardık, O’nun konservasyonu yapıldı, ama koruma amacıyla üstünü tekrar örtmek zorunda kaldık. Bu taban, Geç bir dönem olmasına rağmen, o dönem için çok özel bir mozaik taban. Bir bölgeyi açıp sonrada üzerini örtmeyi pek sevmiyorum. Bu taban mozaiğini asıl sahipleri olan ziyaretçilerin de görmesi lazım. Bu nedenle bir ‘seyir platformu’ projesi hazırlandı. Bunu uyguladığımızda Kaunos’un tüm ziyaretçileri, bu taştan ‘taban halıyı’ hayranlıkla izleyebilecekler. Ancak bütün bu çalışmalar kaynak meselesi. Yeterli kaynak olsa, kısa zamanda Dalyan’ı Arkeolojik Park ile farklı bir çekim merkezi haline getirebiliriz” diye konuştu.
KAYA MEZARLARINI KAYBEDİYORUZ
Antik tiyatro ile, bazilikanın, anıtsal çeşmenin ve daha pek çok eserin restorasyon projelerini hazırladıklarını, bazılarının anıtlar kurulundan izinlerinin de alındığını belirten Prof. Dr. Işık, şunları söyledi: “Maalesef bu işi yapabilmemiz için ciddi kaynağa ihtiyacımız var. Sponsorlar arıyoruz. Ancak zaman bizden çok daha hızlı ve Kaunos denilince ilk akla gelen Kaya Mezarları, yani 2400 yıllık tarih gözlerimizin önünde eriyip yok oluyor. Her yıl bir parçasını yitiriyoruz. Kaya Mezarlarının acilen restorasyona alınması gerekiyor”