HABER

KCK davasında savunmalar Kürtçe yapılacak

Diyarbakır'da başlayan KCK davasında yargılanan 151 kişinin sözcüsü, eski milletvekili Hatip Dicle savunmalarını Kürtçe yapmak istediklerini söyledi.

KCK davasında savunmalar Kürtçe yapılacak

Duruşma yoğun güvenlik önlemleri altında başladı

Diyarbakır'da başlayan KCK davasında yargılanan 151 kişinin sözcüsü, eski milletvekili Hatip Dicle savunmalarını Kürtçe yapmak istediklerini söyledi.

Aralarında belediye başkanları, BDP'li siyasetçiler, İnsan Hakları Derneği üyelerinin de bulunduğu, 103'ü tutuklu yargılanan kişilerin çoğu mahkemede kimlik tespiti yapıldığı sırada adları okunduğunda Kürtçe yanıt verdiler.

İlk operasyonun 2009 yılı Nisan ayında yapıldığı KCK davasında tutukluluk süresinin uzunluğu ve yargılamaların gecikmesi tepki çekiyordu.

Savcılık sanıkları Abdullah Öcalan'ı lideri olarak kabul eden bir örgütlenmenin üyesi olmakla suçluyor.

Sanıkların avukatları ise, müvekkillerinin yıllardır yasal siyaset içinde faaliyet yürüttüklerini savunuyor.

Duruşma sırasında, söz alıp tutuklu tüm sanıklar adına konuştuğunu söyleyen Hatip Dicle, "Kürt halkının siyasi temsilcileri faaliyet yürüttükleri için sanık sandalyesinde." dedi.

300 savunma avukatı adına söz alan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar da, duruşmalarda savunmaya daha çok yer verilmesi için 7 bin 500 sayfalık iddianamenin tümünün okunarak zaman kaybedilmemesini istedi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede sanıklara "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma", "terör örgütüne yardım ve yataklık etme" gibi suçlamalar getiriliyor.

KCK nedir? Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), savcılık iddianamesinde ve kendi sözleşmesinde, PKK'yı da içine alan ve devlete alternatif olarak kurulan bir şemsiye örgütlenme olarak ifade ediliyor.

Örgüt, PKK'nın Türkiye'nin yanı sıra, Irak, İran ve Suriye için de önerdiği "Demokratik Konfederalizm" ve "Demokratik Özerklik" projelerinin kurumlaşmış hali olarak tasarlanıyor.

Çerçevesi tam olarak netleştirilmemiş olan sistemde, merkezi devlet kurumlarının bazılarının varlıklarını sürdürürken, bazılarının işlevlerinin ise yerel örgütlenmeler tarafından devralınması öngörülüyor.

PKK, "Toplum Kongreleri" şeklinde örgütlenmeye başlayan projenin, devletlerin toprak bütünlüğünü kabul ettiğini ve sınırları değiştirme hedefi olmadığını savunuyor.

KCK devletin tümüne bir alternatif olarak sunulmasa da devletin yürütme, yasama ve yargı yetkilerini kısmen devralmayı hedefliyor.

Türkiye'de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde başlatılan örgütlenmenin birimlerinin etnik temelli olması gerekmediğine de vurgu yapılıyor.

İddianamede, KCK Türkiye Meclisi'nin bir dönem Avrupa'da bulunan PKK'nın üst düzey yöneticisi Sabri Ok'a bağlı olduğu ifade ediliyor.

Bu nedenle davanın bir numaralı şüphelisi Sabri Ok.

Son iki yılda yapılan KCK operasyonlarının 'demokratik açılım' gibi Kürt sorununda çözüm inisiyatiflerinin gündeme geldiği dönemlerde kritik etkileri olmuştu.

KCK ile bağlantılı operasyonlarda bugüne kadar binin üzerinde kişi tutuklandı.

Duruşmaya ilgi yoğun Yüksek güvenlik önlemleri altında gerçekleşen duruşma, gazeteciler, sanık yakınları ve yabancı heyetler tarafından da izleniyor.

Mahkeme salonuna sanık ve avukatların yanında alından 90 kişinin 10'u gazeteci.

Duruşmayı izlemeye gelen yabancı heyetler arasında Uluslararası İnsan Hakları Federasyon (FIDH) Başkanı Souhayr Belhassen da var.

Çoğunluğu tutuklu yargılanan şüpheliler arasında 12 belediye başkanı, İHD Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erbey ve eski DEP milletvekili Hatip Dicle de bulunuyor.

Sanıklar için 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.

En Çok Aranan Haberler