Elazığlıların acısını paylaşan 82 milyon için seslendiğini belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Elazığ afet bölgesi ilan edilsin, buna ihtiyacı var” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ’da deprem bölgesine gerçekleştirdiği ziyaretin ardından bir otelde düzenlenen deprem konulu toplantıya katıldı.
Elazığ depreminde 82 milyonun tek yürek olduğunu aktaran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Beni mutlu eden nerede bir felaket olsa, siyasi görüşü ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun 82 milyon insanın bir yürek olmasıdır. İlk duyduğumda sayın valiyle görüştüm. Daha o sırada ölüm haberleri valiliğe gelmemişti. Sonraki süreçte televizyonlara bazı vatandaşlarımızın hayatlarını kaybettiğini öğrendik. Yaralılar var, çocuklar var. Kış şartları, biz Ankara’da evimizdeyiz ama sonuçta yüreğimiz burada. Bu insanlar bu karda, kışta ne yapıyorlar. Sonuçta hepimiz bir araya geldik ve sorunları çözmeye çalıştık, yaraları sarmaya çalıştık. Belediye başkanlarımızı özellikle 11 büyükşehir belediye başkanımız buraya çok sayıda yardım gönderdi. Belediye başkanlarımız 50’nin üzerinde tır gönderdi” diye konuştu.
"Önlem almıyoruz"
Türkiye’de depremle ilgili önlemlerin alınmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Uzun süredir depremleri yaşıyoruz. Can kaybımız ve mal kaybımız var. Ben şu soruyu soruyorum? Can kaybı var, mal kaybı var peki hangi önlemi alıyoruz? Önlemi almak ayrı, krizi yönetmek ayrı. Ne demek önlem almak? Bina yapacaksanız depreme dayanıklı olmalıdır. Kimse istediği gibi bina yapamaz. Depreme dayanıklı olacak, ölçüsü olacak ona göre yapılacak. Kriz yönetimi nedir? Deprem olur, 1 bina yıkılır, 2 bina yıkılır. O yaraları sarmak kriz yönetimidir. Bugün bizim yaptığımız kriz yönetimidir. Önlem değildir. Önlemi Japonya almış. Deprem oluyor kimse hayatını kaybetmiyor. Bizde oluyor hayatlarını kaybedenler oluyor, çünkü önlem almıyoruz”şeklinde konuştu.
"Doğruları söylediğim zaman bana kızıyorlar"
Marmara depreminin ardından deprem vergisi kanunu çıkarıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, vergilerin nereye harcandığını sorduğunda hakaretlere uğradığını belirterek, “Rahmetli Ecevit büyük Marmara Depremi’nden sonra deprem vergileri kanununu çıkardı. Niçin? Bizim tarihimizin en büyük depremlerinden birisiydi. 99 depremi. 10 binlerce insan hayatını kaybetmiş, 10 binlerce insan da yaralıydı. 10 binlerce ev yıkılmıştı. Bunu o günkü bütçeyle yapmak kolay değildi. Deprem vergileri kanunun çıkarıldı, depremden yıkılan binaların hepsinin yapılacağı söylendi. Bir kısmı yapıldı, bir kısmı da yapılmadı. Ben doğruları söylediğim zaman bana kızıyorlar. Ben doğruları söylemezsem kendi vatandaşıma saygısızlık etmiş olurum. Marmara depreminden sonra Sakarya Valisi bir rapor hazırlatmıştı ve bazı okulların yıkılması gerektiği raporlanmıştı. Bu okullar yıkılmadı, deprem vergileri kanunu çıkarıldı yıkılmadı. En son Salı günü grupta yaptığım toplantıda dedim ki Sakarya Valiliğinin brifing raporunda şu kadar okulun yıkılması gerektiğini, depreme dayanıksız olduğunu, o okulların yeniden yapılması için de şu kadar paraya ihtiyacımız var diye de rapor yazıyor, vali yazıyor. Niçin bunun gereğini yapmıyorsunuz? Nihayet akşama doğru haber geldi. 17 okulun yıkılmasına karar verilmiş. Çocuklarımızı o süreçten bu yana tabuta gönderdik. Deprem olsaydı, o okullar yıkılsaydı, bir de eğitim döneminde yıkılsaydı, ya çocuklarımız hayatlarını kaybetseydi, Allah aşkına ne diyecektik? 82 milyonuz 82 milyonda vergi öder. Deprem vergisi de ödüyoruz, özel iletişim vergisi de. Bu vergiler ne oldu? Bu vergilerle ne yaptınız? Yeni kıyametler koptu, yine en ağır hakaretlerle karşı karşıya kaldık. Bu vergiyi sadece ben ödemiyorum. Sadece siz de ödemiyorsunuz. Vatandaş olan herkes ödüyor bu vergiyi. Bir vatandaş olarak bu vergilerin nereye harcandığını bilmek bizim hakkımız. Ben vergimi ödüyorsam, devleti yönetenlere de soracağım, bu vergileri nereye harcadın? Devleti yönetenler kendi ceplerindeki parayı harcamıyorlar. Bizim paralarımızı harcıyorlar. Demokrasinin çıkış noktası da budur” diyerek konuşmasını sürdürdü.