Luiza Hüdaykulova
BBC Orta Asya Servisi
Kırgızistan'da dengeleri değiştiren şiddetli çatışmaların üzerinden bir yıl geçerken, satıcılar bölgenin en önemli pazarlarından birini terketti.
Güneydeki Oş kentinin dışında yer alan, Çin ve Türkiye'den ithal malların merkezi durumundaki dev Karasu pazarı, protesto gösterilerinin cumhurbaşkanının devrilmesine ve etnik şiddet olaylarına yol açmasından beri kan kaybediyor.
Bağımsız bir uluslararası komisyon, ülkenin güneyindeki şiddet olaylarının nedeni hakkındaki raporunu yakında açıklayacak.
Ancak daha şimdiden geçimleri bu ticaret merkezine bağlı olanların yaşamlarının değiştiği görülebiliyor.
40 yaşlarındaki satıcı Muazzam için Karasu pazarı bir can damarıydı.
Muazzam gazetecilik eğitimi görmüş biri olarak ayda 20 dolar, yani sadece ailesine ekmek yapmak için bir çuval un alacak kadar para kazanıyordu. Oysa pazarda kazancı kat kat arttı ve işlerin iyi gittiği günlerde 100 dolara kadar çıktı.
Aile yeni bir ev inşa etti ve bir otomobil satın aldı. Muazzam dört kızını, kendi ifadesiyle, "düzgün" bir çeyizle evlendirdi.
Muazzam mal almak için Çin ve Türkiye'ye de gitmeye başladı.
Pazarı, "yepyeni bir dünyaya açılan bir pencereydi" diye tanımlıyor.
Ama 2010'da çıkan çatışmaları izleyen aylarda bu dünya büyük oranda değişti.
Önce Nisan ayında Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev'in devrilmesiyle sonuçlanan kanlı gösteriler yaşandı. Ardından da Özbek ve Kırgız toplumları arasındaki etnik çatışmalar geldi.
Şiddet olaylarında 400'den fazla kişi öldü, yaklaşık 2000 ev yakıldı.
Özbekistan sınırları kapattı komşu vilayetlerden gelen müşteriler Karasu'ya ayak basmaz oldu.
Özbeklerin çoğu bölgeyi terketti ve pazar küçüldü.
Olayların bedelini ödeyenler sadece Muazzam gibi satıcılar değil. Kırgızistan'ın güneyinde ve Özbekistan'ın doğusunda birçok kişi geçimini Karasu pazarından sağlıyordu.
Eski öğretmen, doktor ve gazeteciler, daha yüksek kazanç arayışıyla ticarete atılmışlardı. Müşterilere hizmet sunan lokanta ve kafeler de istihdamı arttırıyordu.
Taksiler düzenli olarak ülkenin her yanından yolcu taşıyor, kamyonlar yurt dışından mal getiriyordu.
Ancak en büyük etkiyi Özbekistan'dan gelen tüccarların ayağının kesilmesi yarattı. Bu tüccarlar, eskiden Karasu'dan kamyon dolusu toptan mal alıyorlardı.
Özbek yetkililer, yerli malını teşvik için yurt dışından, özellikle de Çin'den yapılan ithalatı kısıtlıyor. Karasu sınırda olduğu için bu kapsama girmiyor ve yasalardaki boşluk, buranın Çin mallarının Özbekistan'a girdiği başlıca nokta olmasını sağlıyordu.
Kırgız satıcılardan biri, "Özbekistan'dan gelen her tüccar Karasu'dan en az 2-3 kamyon dolusu mal alırdı" diyor.
Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'teki Serbest Piyasa düşünce kuruluşuna göre Nisan 2010'den önce Karasu pazarında 15.000 kişi çalışıyordu.
Satıcılar, yoğun günlerde müşteri sayısının yarım milyona kadar çıktığını, bunların çoğunun komşu Özbekistan'dan geldiğini anlatıyorlar.
Önemli bir tedarik ve dağıtım merkezi olan Karasu aynı zamanda dengelerin hassas olduğu bölgede bir istikrar unsuruydu.
Ancak şimdi durum çok farklı. Karasu pazarındaki raflar hala dolu olsa da, Özbekistan sınırından seyahatler kısıtlandığı için müşteri sayısı hayli azalmış.
Muazzam hâlâ pazarda çalışıyor. Ancak şimdi ortalığın boş olduğunu ve günlerini müşteri beklemekle geçirdiğini söylüyor.
Muazzam artık kâr etmiyor ve bazı malları satın aldığı fiyattan daha ucuza satmak zorunda. "10 dolara aldığım malı artık 5 dolara satmak zorundayım" diyor.
Pazar yöneticilerinin burada satış yapanlardan aldığı ücretin artması da durumu zorlaştırıyor.
Bazı haberlere göre Karasu'da satış yapanların çoğu işlerin açık olduğu dönemde aldıkları kredileri ödemekte zorlanıyor ve borçlarını kapatmak için evlerini ve otomobillerini satıyor.