İSTANBUL (İHA) - Araştırmalar kişilik farklılıklarının doğumda anlaşılabileceğini ortaya koydu. Bir bebeğin annesinin kucağında mışıl mışıl uyurken, bir başka bebeğin kucağa alındığında avaz avaz ağlayarak çırpındığına işaret eden uzmanlar, başka bir bebeğin ise elektrik jeneratörünün gürültüsünde uyuduğuna dikkat çekti.
16 yılı aşkın bir süre içerisinde 185 çocuk üzerinde yapılan araştırmayı değerlendiren psikologlar, bu tür kişilik eğilimlerinin çocuğun içsel mizacının ifadeleri olduğunu belirtiyor. Uzmanlar her yeni doğmuş bebeğin erişkinlik dönemine kadar devam eden davranış eğilimi gösterdiğini kaydetti. Bebeklerin kolay, zor ve uyum sağlamakta yavaş olarak nitelendirilen 3 temel mizaç tipinden birine uyacak şekilde dünyaya geldiğini ileri süren araştırmacılar, "Kolay Bebek" sınıfına giren çocukların özelliklerini şöyle sıralıyor:
"Kolay bebekler rahattır. Az ağlayıp kolay gülerler ve mutluluk içinde çevreye uyum gösterirler. Bu tatlılıkları çoğu zaman ergenlik yaşlarına kadar devam eder."
"Zor Bebek"lerle başa çıkmanın anne-baba için hiç de kolay olmayacağına söyleyen uzmanlar, bu sınıfa dahil olan bebeklerin en önemli özelliklerini yabancıları şiddetle yadırgama, değişik durumlara uyum sağlayamama ve büyüdükçe hırçın ve inatçı olma eğilimi gösterme olarak değerlendiriyor.
ZOR BEBEKLER DIŞ DÜNYAYA KARŞI MERAKLI Uzmanlar, kendi anne babalarının sevgi dolu fısıltılarını duyduklarında bile "agucuk" yapmayacaklarını bildirdikleri "Zor bebekler"in aynı zamanda zeki, enerjik ve yaşadıkları dünyaya karşı merak dolu olduklarının altını çiziyor.
Dünyaya karşı verdikleri tepkilerde ihtiyatlı, çekingen, dikkatli ve nazik gibi temel özellikler taşıyan "Uyum Sağlamakta Yavaş Bebekler"in ise tepinerek öfkesini sergileyen "Zor Bebek"lerin aksine duygularını ifade etmeyeceği belirtiliyor. Uzmanlar, ilgisiz görünen bu bebeklerin hayatlarının ileriki dönemlerinde diğer insanlarla ilişki kurmada ve yarışmaya ihtiyaç gösteren durumlarda güçlük çekme eğiliminde olacaklarını dile getiriyor.
Araştırmayı yürüten psikologlar, bu 3 kategoriyi keskin çizgilerle birbirinden ayırmanın kağıt üzerinde basit görünmesine rağmen, çocukları bu şekilde kesinkes sınıflamanın imkansızlığına dikkat çekiyor. Bu tip teorilerden çok çabuk etkilenildiğini vurgulayan uzmanlar, anne ve babaların bu bilgileri aldıktan sonra çocuklarını şıklardan birine benzetip öyle kabul ettiklerini, bunun da gelişen ve değişen çocuk için zararlı olabileceğini dile getiriyor. "Her çocuk, her varlık bir evren gibidir. Derinliklerinde pek çok özellikler barındırabilirler. Ortak özellikleri olabileceği gibi, birbirlerinden çok farklı özelliklere de sahip olabilirler" diyen psikologlar, istatistiki formüller oluşturabilmek için her konuda olduğu gibi bu konuda da belirli sınıflamalar yapmak durumunda kaldıklarına işaret ediyorlar.