Son dönemde bankalar arasında başlayan düşük faizli kredi yarışında 5 yıla kadar olan konut kredisi faizleri yüze 1'in altına kadar indi. 10 yıla kadar olan vade faizlerinde de oldukça iyi şartlar sunulmasıyla kredi almak isteyenlerin saysını arttı.
Uzmanların düşük faizli kredi almayı düşünenlere yaptığı "Faizler düştü komisyonlar hala yüksek" uyarılarını dikkate alan bankalar da rekabeti komisyon oranalarına da taşıdı.
Özellikle konut kredilerinde yüzde 3'e varan komisyonlar alınmayınca tüketiciler bu rekabetten kazançlı çıktı. Konut kredisi olarak 100 bin lira çeken tüketiciden, yüzde 3 komisyon olarak 3 bin, dosya masrafı için bin, bilirkişi gideri olarak 300-400 lira kesiyor. Hayat sigortası ve diğer küçük giderler de hesaba katıldığında 100 bin lira yerine tüketicinin eline yaklaşık 95 bin lira para geçiyor. Komisyon alınmaması durumunda ise tüketicinin eline 3 bin lira daha fazla para ulaşıyor.
HAYAT SİGORTASI DA ZORUNLUYDU AMA
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, komisyon rekabetinin yanı sıra bankaların daha fazla müşteri çekmek için hayat sigortası bile yapmayabildiğini belirterek, ''Önceden zorunlu diye dayatılıyordu. Demek ki, rekabet kızışınca hayat sigortası da geri plana atılabiliyormuş. Maliyeti düşürmek adına hayat sigortasından vazgeçilmemeli. Yüksek miktarda kredi kullanan tüketicilerin mutlaka hayat sigortası yaptırmalarını istiyoruz'' dedi.
Kaya, bazı bankaların dosya masrafını kıstığını ya da komisyonu almadığını dile getirerek, şunları kaydetti: ''Bizim önerimiz, tüketicilerin aldığı para karşılığında toplamda ne kadar ödeyeceğidir. Tüketici toplam ödeyeceği ücreti mutlaka kontrol etmeli. Bankalar istediği rakamı tüketiciden almaya çalışıyor. Tüketiciler dikkatli olursa biraz kazançlı çıkabilir.''