LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, Londra saldırıları sonrası bir gencin yanlışlıkla vurulmasına ilişkin gizli rapor, küresel ısınmayı önlemekte geç kalındığı iddiası, dünyanın petrol rezervlerinin geleceğiyle ilgili rapor, Londra'da giriş ücreti ödenen bölgeyi genişleten uygulama başlıkları öne çıktı.
İngiltere'de bundan yaklaşık iki yıl önce ulaşım sistemini hedef alan ve 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırılardan iki hafta sonra polis, Brezilyalı bir genci intihar bombacısı sanarak öldürmüş, ancak daha sonra gencin masum olduğu ortaya çıkmıştı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi " http://www.bbc.co.uk/turkish/ " adresinde yer alan basın özetlerine göre, Guardian gazetesi Scotland Yard diye anılan Emniyet Müdürlüğü'nden yetkilileri, yanlış kişinin vurulduğu bilgisini Emniyet Müdürü Ian Blair'den sakladıkları için, sert şekilde eleştiren gizli bir raporun ayrıntılarını manşetten açıklıyor. Bağımsız Polis Şikayet Komisyonu'nca hazırlanan rapor, yetkililerin, Jean Charles de Menezes'in yanlışlıkla vurulduğu bilgisini, Emniyet Müdürü'ne 24 saat gecikmeli olarak vermelerini, "akıl almaz bir davranış" diye niteleyerek, sert şekilde eleştiriyor. Gelecek aydan önce açıklanması beklenmeyen raporda, "Bulgular, Sir Ian'ın yöneticiliğine ilişkin soru işaretleri uyandırdı" deniyor ancak "Sir Ian'ın, Menezes olayına ilişkin kamuoyuna yalan söylediği iddialarını destekleyen kanıtların da bulunamadığına" dikkat çekiyor.
Guardian yine manşetten verdiği bir başka haberde ise iklim değişikliğine ilişkin bilim adamlarının uyarılarını vurguluyor: "Buz tabakalarının erimesini önlemekte belki de çok geç kalınmış olabilir".
Guardian, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin Nisan ayında yayımlanacak ve küresel ısınmanın yol açtığı etkileri inceleyen raporun taslak metninden bölümlere yer veriyor. Buna göre bilim adamları, hükümetleri, küresel ısınma yüzünden buz tabakalarının erimesi ve deniz seviyelerinin yükselmesinin, "kaçınılmaz bir son" olduğu yolunda uyarmaya hazırlanıyor. Rapor, Grönland ve Antarktika'daki son araştırmaları temel alarak tüm buz tabakalarının yarı yarıya erimesini önlemenin mümkün olmayabileceği sonucuna varıyor. "Christian Aid" adlı yardım kuruluşunun araştırmasına göreyse, İngiltere'nin ilk 100 şirketinden sadece 16'sı, ürettikleri gaz salımları konusunda, hükümetin koyduğu kurallara uyuyor. Bunun anlamı şu: İngiltere merkezli büyük şirketlerin atmosfere saldıkları milyonlarca ton karbon gazını saklamış olmaları, İngiltere'nin küresel ısınmaya ne kadar katkısı olduğunu ölçmeyi güçleştirdi. Rapora göre kayıtlara geçmeyen 200 milyon tonluk karbon gazı, Yunanistan ve Pakistan'ın bir yılda beraber ürettiklerinden daha fazla.
BLAIR "DÜNYAYI KURTARACAK" Times Gazetesi, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in "dünyayı kurtaran adam" olmak istediği yolunda bir başlıkla Blair'in, BBC televizyonu'nda katıldığı Pazar programında, ilk kez olmak üzere, Başbakanlık görevini bıraktıktan sonra ne yapmak istediğine dair bazı ipuçları verdiğini duyuruyor. Gazeteye göre Blair, görevi bırakır bırakmaz, "iklim değişikliğiyle küresel mücadelenin öncülerinden olmaya devam etmek istediğini" söyledi. Blair, Başbakan olarak son girişimi sayılabilecek Haziran ayındaki G8 zirvesinde, gaz salımlarını azaltma yolunda küresel bir anlaşma sağlamayı umduğunu da belirtti. Times, "Blair, bu açıklamalarıyla, Amerika'da eski başkan adaylarından Al Gore'un yolunu izleyebileceği yorumlarına yol açtı" diye de ekliyor. Al Gore geçen yıl, Inconvenient Truth (Uygunsuz Gerçek) adlı küresel ısınmayı anlatan bir film hazırlamıştı.
Financial Times Gazetesi, "İngiltere'nin göçmenlere karşı daha düşmanca bir tavır takınmaya başlamasının, ekonomiye zarar verdiği" yolundaki bir haberi manşetten duyuruyor. Gazetenin yaptırdığı kamuoyu anketine göre, İngiliz siyasetçiler ve ekonomi uzmanları, Doğu Avrupa'dan gelenlere açık kapı politikasının, ekonomiye yararı konusunda şüpheci olan toplumu ikna etmeyi başaramadı. Ankete göre İngilizlerin yüzde 47'si Avrupa Birliği'nden gelen göçmenlerin ekonomiye olumsuz etki ettiğini düşünüyor, yüzde 76'sı da sınır kontrollerinin artırılmasını istiyor. Ankete katılanların yüzde 66'lık bir kesimiyse ülkede çok fazla yabancı olduğu görüşünde. Ancak haberde, ilgili bakanların yurtdışından gelen işçilerin daha sıkı kontrol edilmesi yolundaki isteği de gözardı etmediklerine dikkat çekiliyor. İngiltere hükümeti, bu yılbaşında Avrupa Birliği'ne katılan Romanya ve Bulgaristan'dan gelen göçmenlere sınırlamalar koydu. İngiltere ayrıca gelecek yıl vasıflı göçmenlere öncelik tanıyan yeni bir puanlama sistemini uygulamaya sokacak.
PETROL REZERVLERİ TÜKENİYOR MU? Financial Times, ilk sayfadan dünyanın petrol rezervlerinin geleceğine pek de olumlu bakmayan bir raporun sonuçlarına yer veriyor. İskoçya merkezli Wood Mackenzie danışmanlık şirketinin araştırmasına göre, dünyanın ek petrol ihtiyacının, önümüzdeki 15 yıl içinde nispeten daha pahalı ve çevreye daha fazla zarar veren tekniklerle karşılanması gerekebilir. Şu anda geleneksel olmayan; yani petrol kuyularından değil farklı tekniklerle yapılan petrol üretiminden daha az verim alınıyor. Ancak, petrol tükenmeye yüz tutarsa, bu tür kaynaklara daha fazla ihtiyaç duyulabilir. Bunun anlamı, Kanada ve Venezuela'da katran ve kumdan petrol arındırma gibi zorlu tekniklere başvurmak olabilir. Araştırmaya göre, dünyada bu teknikle üretilebilecek 3 buçuk milyar varili aşkın petrol rezervi bulunuyor. Şimdiye dek geleneksel yöntemlerle üretilen petrol ve doğalgaz kullanıldığından, bu teknikle üretilmeye başlanan miktarın oranı ise sadece yüzde 8. Bununla beraber Financial Times; Royal Dutch Shell, Total of Europe, Exxon Mobil ve Chevron'un şimdiden Venezuela ve Kanada'ya yatırım yapmaya başladıklarının altını çiziyor.
Guardian Gazetesi, Londra kent merkezinde, trafiği azaltmak uğunu ölçmeyi güçle için giriş ücreti ödenen bölgeyi genişleten uygulamanın bugün başladığı haberini veriyor ama bir yandan da Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone'un oy kaybı yaşaması ihtimaline dikkat çekiyor. Zira karardan ne bölgede yaşayanlar ne de işadamları memnun. "Congestion Charge" adı verilen giriş ücretinin ödeneceği alan, bugünden itibaren, kentin batısında işlek Kensington, Notting Hill, Chelsea gibi semtleri de kapsayacak. İşçi Partili Belediye Başkanı, bir araştırmaya göre işadamlarının yüzde 72'si, bölge sakinlerinin de yüzde 63'ü karşı çıktığı halde geri adım atmadı. Livingstone trafik yüzde 15 oranında azalacak diyor ama 2008 seçimlerinde Muhafazakar Parti rakipleri, şimdiden karalama kampanyasına başladı bile.