İSTANBUL (A.A)Kuzu, Kamu Hukukçuları Derneği ve İstanbul Üniversitesi tarafından rektörlük binası doktora salonunda düzenlenen ''Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu''nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Ankara Üniversitesi'ndeki yumurtalı protestodan sonra bugün İstanbul Üniversitesi'nde konferans verdiniz. Öğrenciler başka bir salona alındı, herhangi bir sorun yoktu. Sizce nasıldı?'' sorusu üzerine Kuzu, ''Benim için iyi oldu ama sizlere pek haber çıkmadı. Şanssızlığınız o belki'' dedi.
Burasının kendi yuvası olduğunu, burada daha farklı olduğunu ifade eden Kuzu, ancak başka yerlerde de farklı olmaması gerektiğini, ''Benim üniversitem'', ''Senin üniversiten'' ayrımının doğru olmadığını söyledi.
Kürsüye çıkan insanların kimine çiçek, kimine taş atarak doğrunun bulunamayacağını belirten Kuzu, ''O zaman ortaya bir yandaş tablo çıkar. Ondan da doğrular bulunmaz'' dedi.
Siyasal Bilgiler Fakültesinin tertip heyeti öğrencilerinin ziyarete geldiğini ve karşılıklı hediyeleştiklerini anımsatan Kuzu, bir nevi barış ortamı sağladıklarını kaydetti.
İfade özgürlüğünün özgürlüklerin temeli olduğunu belirten Kuzu, şöyle devam etti:
''Sadece benim ifade özgürlüğüm engellendiği için söylemiyorum. Evvelden beri söylediğim, kitaplarımda olan bir konu. Tablo şu; bir insanın bütün hak ve özgürlüklerini elinden alsanız, sadece yaşam hakkını bir kenarda bırakmak kaydıyla sadece ifade özgürlüğünü verseniz, bütün diğer özgürlükleri zaman içinde konuşa konuşa elde eder. Ancak ifade özgürlüğünü aldığınız zaman iletişim kopmuş demektir. Diyalog koptuğu zaman da çatışma başlar. Bunu üniversiteler, bu bina çok acı yaşadı. Olayların hep ortasında bulundum. Bu bina çok acı olaylara sahne oldu. 5 binden fazla gencimiz, karşılıklı kaba kuvvete başvurmak suretiyle öldürüldü. O günlere dönmeyi arzu etmeyiz, bunlardan bir sonuç da çıkmadı. Bu gençlik heba oldu. Bunlar hep de Anadolu'nun genç ve fakir çocukları. Bunun altını çizmek istiyorum. Zengin olan da fakir olan da bizim insanımız ama o dönem ölenler hep Anadolu'nun fakir çocukları. Benim yanımda arkadaşımı öldürdüler, cebinden 10 kuruş para çıktı. Dolayısıyla ekmek parası bulamayan insanların, bu gibi meselelerde kaba kuvvete başvurmasını doğru bulmuyoruz. Peki o gençler ne istiyorlardı? Türkiye'de kendilerine göre farklı bir model istiyorlardı. Onun ismini bilemiyorum. Onların istedikleri model, o istedikleri yollarla olamazdı, olmadı zaten. O bakımdan ifade özgürlüğünü önemseyelim.''
Kuzu, 200'den fazla sivil itaatsizlik yöntemi olduğunu belirterek, ''Tahtaya bir resim çizersin, altına Burhan Kuzu yazarsın, bu da ayrı bir tepkidir. Belki ötekine göre daha sağlıklı bir yöntemdir. Salona gelirsin, daha farklı bir yol bulursun. Ancak bir şey atmak en kaba, en kötü yöntemlerden birisidir. Bu zeka bakımından da çok gelişmediğini gösteriyor. Daha zeki olsalar, daha farklı yöntemler bulabilirler. O bakımdan bu yöntemden vazgeçmeleri gerektiğini söylüyorum'' diye konuştu.