Mark Duggan polis kurşunuyla hayatını kaybetti.
İngiltere'nin başkenti Londra'da Cumartesi gecesi başlayan olayları tetikleyen 29 yaşındaki bir siyahın ölümü hakkında ilk resmi açıklama yapıldı.
Bağımsız Polis Şikayetleri Komisyonu, polis kurşunuyla hayatını kaybeden dört çocuk babası Mark Duggan'ın polise karşı ateş açtığı yönünde herhangi bir kanıta ulaşılmadığını belirtti.
Açıklamada balistik incelemeler sonucu Duggan'a ait olan silahın ateş almadığının anlaşıldığı söylendi.
Cumartesi günü protesto gösterilerinin başlaması üzerine, emniyet yetkilileri tarafından yapılan açıklamada Duggan'ın polise ateş açması sonrası vurulduğu söylenmişti.
Görgü tanıkları Duggan'ın polise ateş etmediğini iddia etmişler ve emniyeti proteso etmişlerdi.
Tüm şehre yayılan şiddet olayları cumartesi günkü protesto gösterisi sonrasında başlamıştı.
Bu arada 3. gününü dolduran Londra olayları ilk kurbanını aldı.
Polis olaylar sırasında araba içinde vurulmuş olarak bulunan 26 yaşındaki bir kişinin hastanede öldüğünü açıkladı. Ancak ayrıntı vermedi.
Bu arada, Başbakan David Cameron, kanun ve nizamın tesisi için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi.
Tatilini yarıda keserek dün gece Londra'ya dönen Cameron, sabah güvenlik kabinesini topladı.
Bazı bakanlar, polis ve istihbarat yetkililerinin katıldığı toplantıdan sonra açıklama yapan Cameron, olaylara karışanların cezasız kalmayacağını, dün gece 6 bin polis memurunun görev yaptığı Londra'da bu gece 16 bin memurun görevlendirileceğini belirtti.
Başbakan ayrıca parlamentonun Perşembe günü olağanüstü toplanacağını açıkladı.
Olaylar, dört çocuk babası 29 yaşındaki bir siyahın polis tarafından öldürülmesini protesto için yapılan eylemin kontrolden çıkmasıyla başlamıştı.
Ülke genelinde 525'den fazla kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor.
Dün gece Londra'nın yanı sıra Birmingham, Liverpool, Nottingham ve Bristol'da çok sayıda araç ve işyeri ateşe verildi, mağazalar yağmalandı.
Türkiye'den göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir semtte, Türklerle Kürtlerin dükkanlarını yağmalamaya çalışan kalabalığı püskürttükleri görüldü.
Olaylar nedeniyle bazı yollar trafiğe kapanırken, İngiltere ve Hollanda arasında Çarşamba günü oynanması planlanan futbol karşılaşması ertelendi.
Kentin birçok noktasında, saldırı endişesiyle dükkanlar kapalı kaldı.
Birmingham kent merkezinde bir grup gencin vitrinlerine saldırdığı haberleri gelince bölgeye polis sevkedildi.
Kentte polis karakolunun kundaklandığı, Manchester'da bazı otomobillerin yakalandığı, Liverpool'da da maskeli gençlerin dükkanları yağmaladığı haber veriliyor. Bristol'da ise yaklaşık 150 kişilik bir grubun olay çıkardığı bildirildi.
İngiltere medyasında yer alan bazı yorumlarda polis ve siyasetçilerin etkisiz kaldığı ve sokakları çetelere terk etttiği öne sürülüyor. Önde gelen gazeteler, yağma ve kundaklama olaylarını "Orman kanunu" başlığıyla duyurdu.
Independent, ''Londra alevler altındayken'' polisin ve siyasetçilerin acz içinde olduklarını, isyanların da yayıldığını kaydetti.
Times ise ''polis sokaklara teslim oldu'' dedi.
Daily Telegraph olayları ''çetelerin sonraki hedefinin ne olacağını kimsenin bilmediği bir gerilla savaşı''na benzetti.
Independent yazarı Paul Wallely, 1980'lerde Londra ve diğer kentlerde yaşanan siyah ayaklanmasıyla son olayların özünde polisin siyahlara yönelik tavrına ilişkin algılamaların bulunduğunu yazdı ve ''polisin aşırı güç kullanarak olayları kışkırttığı ve olaylara hazırlıksız yakalandığı'' eleştirilerine hedef olduğunu anımsattı.
Yazar, " Ayaklanmaların çoğunlukla kentlerin yoksul kesimlerinde, sosyal yabancılaşmanın, işsizliğin özellikle gençler arasında yaygın olduğu yerlerde yaşandığına'' dikkat çekti.
Hükümet yetkilileri ise, son olaylarla siyah gencin öldürülmesi arasında bir bağlantı olmadığını, suç çetelerinin bunu fırsata dönüştürdüğünü söylüyor.