Eğitim-Sen Genel Merkezi'nin, eğitim ve bilim emekçilerine yönelik baskı ve cezaların son bulması amacıyla, "Baskı, Ceza, Sürgün Değil, İnsanca Yaşam İstiyoruz" adı altında düzenlediği 3 günlük Ankara yürüyüşü Mersin'den start aldı.
KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer'in de destek verdiği yürüyüşe, 98 şube başkanı ve sürgüne gönderildiği iddia edilen ve meslekten ihraç edilen öğretmenler katılırken, çok sayıda sendika üyesi memur da destek verdi. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanlığı önünde başlayan yürüyüş öncesi Mersin polisi de olağanüstü güvenlik önlemi aldı. Çevik kuvvet polisinin yanı sıra karakol ekipleri de memur eylemi için hazır bulundu. Memur yürüyüşü, yol güzergahındaki anlaşmazlık nedeniyle gergin başladı.
Eğitim-Sen üyeleri, yürüyüş güzergahı olarak İstiklal Caddesi'ni takiben Hastane Caddesi ve miting alanına gitmeyi isterken, polis eylemci memurların İstiklal Caddesi'ne çıkışına izin vermedi. Ancak, sendika üyeleri bunda ısrar edince, Emniyet Müdürü Akın Küçükbarak'ın talimatı ile memurların önüne çevik kuvvet tarafından barikat kuruldu.
Yürüyüş kolunun ön sıralarında yeralan KESK Genel Başkanı Sami Evren ile Eğitim-Sen Genel Başkanı Alattin Dinçer'in de yeraldığı göstericiler, polis barikatı önünde yaklaşık 45 dakika barikatın kalkmasını bekledi. Bu sırada, göstericiler sık sık IMF ve hükümeti protesto eden sloganlar attı. Polis megafonla, göstericileri uyararak, yasa dışı hiçbir uygulamaya izin verilmeyeceğini söyledi. Uzun süren bekleyişin ardından Vali Akif Tığ ile yapılan görüşmeler sonunda, eylemci memurlar yürüyüş güzergahını değiştirerek, ara sokaklardan Hastane Caddesi'ne çıkıp, miting alanına doğru yürüyüşe geçti.
İki genel başkanın ön sıralarda yeraldığı yürüyüş sırasında, yaklaşık 500 sendika üyesi yol boyunca sık sık sloganlar atarak, hükümetin IMF politikalarını ve uygulanan sürgünleri protesto etti. Yaklaşık 1 saat süren yürüyüşün ardından, memurları Ankara'ya götürecek olan otobüslerin beklediği miting alanına ulaşan göstericiler, burada müzik eşliğinde halay çekti.
Hareket öncesi bir konuşma yapan KESK Genel Başkanı Sami Evren, "Bu yürüyüşümüz, aslında Türkiye'nin defolu demokrasisinin hem şimdiki, hem de 4 Kasım'da gelecek siyasi iktidarına şamar gibi inecektir" dedi. Sonra toplu görüşme sürecini özetleyen Evren, görüşmelerde hükümetin kamu emekçilerine alınmasının 16 Eylül'e kadar sürdürdükleri eylemlerin etkili olduğunu söyledi. Daha önce "2002'yi konuşmam" diyen hükümetin, hem masaya oturduğunu, hem 2002'yi konuştuğunu belirten Evren, hem de enflasyon kayıpları ile ilgili olarak 35 milyon liradan açtığı kapıyı, 100 milyon liraya kadar yükseltmek zorunda kaldığını ifade etti.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ise mücadelelerinin sadece ücret mücadelesi olmadığını, özgürlük ve eşit bir eğitim anlayışı için de mücadele ettiklerini söyledi. Mücadelenin zor olduğunu belirten Dinçer, "Kolay değil, hele Türkiye gibi defolu demokrasiye sahip bir ülkede hiç de kolay değil, mücadele. Açlığa, yoksulluğa mahkum ederek süründürüyorlar. Sürgünlerle süründürüyorlar. Aileleri parçalıyor, çocukları öğretmensiz bırakıyorlar" diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Ankara'ya gidecek olan memurlar, 3 otobüsle Mersin'den hareket etti. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nde Ankara'da son bulacak yürüyüş, Mersin-Tarsus-Adana-Ereğli-Karaman-Konya-Ankara güzergahında yapılacak.
İHA