Köylerden kentlere göçlerin başlaması birçok sorunu da beraberinde getirir. Kent merkezlerinde yaşamak için çok çalışmak, belli kurallara uyarak adeta kurulmuş saat gibi insanların arasına karışmak oldukça bazen çok zorlayıcı olabilir. İş stresinin yanı sıra bazı duygusal travmalar da tükenmişlik sendromunu tetikler.
Tükenmişlik sendromu ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. İlk olarak 1974 yılında Herbert Freudenberger tarafından tanımı yapılmıştır. Freudenberger’e göre tükenmişlik sendromu; başarısızlık, bıkkınlık, haz alamama gibi içsel yaşanan psikolojik bir sorun olarak literatüre geçmiştir. Uzun zamandan beri araştırma çalışmaları devam eden bu sendrom için çeşitli tanı testleri uygulanmıştır. Bu tanı testlerinden biri de Christina Maslach’ın geliştirdiği tükenmişlik sendromu testi, yani Maslach ölçeğidir. Maslach’a göre bu sendrom, iş yaşantısı gereği yoğun taleplere maruz kalma ve insanlarla sürekli olarak yüz yüze bulunma nedeniyle oluşan bitkinlik hali, çaresizlik, yorgunluk, hayata karşı sürekli umutsuzluk duyma halinde yaşanan psikolojik bir hastalıktır. Tükenmişlik sendromu Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Hastalık Sınıflandırması listesinde de yerini almıştır.
İş stresinin yarattığı olumsuz etkiler, çevre faktörü ve trafik sıkışıklığı, dikey yerleşme ile her yerin beton yığını olması kentte yaşayan bireyleri daha da çaresiz hale getirir. Aynı rutin işlerin sürekli tekrarlanıyor olması durumunda kişi fark etmeden de olsa stres faktörüne maruz kalır. Kişinin, ilk başlarda bu durumun normal olduğunu ve ileriki zamanlarda düzeleceğini düşünmesi gayet normal bir olgudur. Fakat bazıları için süreç farklı işleyebilir. Zamanla iş yerinden ve arkadaşlarından bıktığı için sosyal çevresinden uzaklaşanlar hatta evini, yaşadığı şehri terk edenler bile olabilir. Peki, bu çözüm olabilir mi ya da gerekli mi? Tabii ki değil, böyle durumlarda yapılması gereken bir uzmandan psikolojik destek almaktır. Sendromlar, kişinin tek başına çözebileceği bir problem değildir. Destek almak ve tavsiyelere uymak çok önemlidir.
Tükenmişlik sendromu, kişiyi yaşadığı ortamdan soyutlayarak depresyona girmesine neden olur ve iyice bunaltır. Hayatta hiçbir şeyden zevk alamayan insan kendini iyice zor durumlara sokar. Yaşadığı çevreden bir an önce uzaklaşmak ve hatta kaçmak ister. Diğer tükenmişlik sendromu belirtileri ise şunlardır.
Tükenmişlik sendromu yaşayan kişi psikoloğa gider ve doktor tarafından hastalığın tanısı konulur. İlk olarak sendromun kişiye ne derece etki ettiği saptanır. Eğer sorun çok büyümemiş ise bir iki seans ile kişinin psikolojisi düzeltilmeye çalışılır. Sorunun kaynağı tespit edilerek hastanın daha olumlu düşünebilmesi ve özgüven konusunda güçlendirilmesi için yapıcı konuşmalar yapılarak normal hayata adapte edilmesine yardımcı olunur. Şayet kişideki psikolojik sorun konuşma ile çözülemeyecek ise bu sefer farmakolojik (ilaç) tedaviye başlanır. Uygulanacak olan antidepresanlar sayesinde kişide rahatlama ve kendisini zorlayan düşüncelerden uzaklaşma eğilimi başlar. Belli bir süre kullanıldıktan sonra kişi artık kendini daha iyi ve rahatlamış hisseder. Doktor, gerekirse ilaç tedavisinin yanında konuşma seansları da yapabilir. Buradaki amaç; kişiyi normal hayata uyum konusunda güçlendirmek, özgüven tazelemek ve iş yerinde yaşanan sorunlara tükenmişlik sendromu tedavisi ile çözüm bulabilmektir.
Tükenmiş sendromu veya herhangi bir psikolojik sorun yaşarken medikal tedaviyi destekleyen “alternatif tıp” diye tabir edilen bitkilerin gücünden de yararlanmak mümkündür. Bitkilerden yapılan çayların, ruh ve vücut dinginliği sağladığını bilmeyen yoktur. Sıcak veya ılık bir çayın verdiği rahatlama kişiyi stresten arındırır. Vücuttaki kasların gevşemesine yardımcı olan bitkilerin faydaları saymakla bitmez. Yorgunluğa, hazımsızlığa, uyku düzensizliğine, kas ve eklem ağrılarına iyi gelen bu bitki çayları, huzursuzluk, asabiyet hali ve mod düşüklüğü gibi durumlarda da size yardımcı olacaktır. En çok tercih edilen bitki çayları ise; yeşil çay, rezene, papatya ve ada çayıdır. Bunların yanı sıra birçok meyve ve sebze de vücut olarak toparlanmanızı ve ruhen dinginleşmenizi sağlar. Ayrıca doğru ve dengeli beslenmenin günlük hayatta daha aktif rol almanız yönünde büyük katkıları olacaktır. Kendinizi mutlu ve keyifli hissetmek için bitkilerin gücünden yararlanabilirsiniz fakat kullanırken doktorunuza danışmanızda fayda vardır.