Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin taşeronluk yaptığı ve muhalefeti bilgilendirilmediği iddialarına sert tepki göstererek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı kendi milleti adına konuşur, başka hiçbir güç adına konuşmaz. Bu ithamdan sonra benim gidip bilgilendirmemi beklemesin, muhalefet önce taşeron sözü için özür dilesin" dedi.
Türkiye'nin, Suriye'nin geleceğinin parlak olması için her şeyi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini belirten Davutoğlu, "Suriye'de Ramazan ayında dahi bu operasyonlar sürerse, buna Türkiye'nin sessiz kalması mümkün değil" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cüde ile bir araya geldi. Conrad Otel'de gerçekleştirilen görüşme öncesi basın mensuplarının kısa bir görüntü almasına izin verildi. İki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Öncelikle söz alan Davutoğlu, "Bölgedeki gelişmeleri konuştuk. Özellikle Suriye konusunu. Türkiye ve Ürdün, Suriye ile komşu ülkeler. Ortak çıkarlarımız var. Ortak projelerimiz oldu. Bölgenin hem istikrar, hem kalkınmasını birlikte
gerçekleştirebileceğine inanıyoruz. Suriye'nin bu süreçte halkın taleplerini karşılayan bir geçiş süreciyle bir an önce istikrara kavuşması hem Türkiye, hem de Ürdün'ün ortak hedefidir" dedi.
Davutoğlu, Suriye'de akan kanın durması gerektiğinin altını çizerek, "Askerlerin bu şehirlerden çekilerek hayatın normale dönmesi lazım. Taleplerin barışçıl yollardan gündeme getirilmesi ve bu taleplerin hayata geçirilmesi lazım. Suriye halkının haklı taleplerinin destekçisiyiz. Ramazan ayında yaşanan acıların sona ermesi lazım" diye konuştu.
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cüde ise, konuşmasına Çukurca'daki terör saldırısından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Cüde, Ürdün'ün her türlü teröre karşı olduğunu belirterek, görüşmede özellikle Suriye'de yaşanan gelişmeleri ele aldıklarını söyledi. Suriye'deki şiddetin acilen durdurulması gerektiğini belirten Nasır Cüde, "Suriye'de şiddet mantığının değil, diyalog mantığının hakim olması gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Davutoğlu ve Cüde'nin açıklamalarının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Suriye'deki gelişmeler kapsamında Türkiye'nin tampon bölge oluşturma ihtimaline karşı söylemlerin sorulması üzerine konuşan Davutoğlu, "Türkiye'nin çok yerleşik bir dış politika ilkesi var. Türkiye, komşu ülkelerin bütün hepsinin toprak bütünlüğünü ve egemenliğine saygılıdır. 900 kilometreyi aşkın bir sınırdan bahsediyoruz. Şu anda bu anlamda bir gelişmeden bahsedemeyiz. Ben bir vesile ile Tahran'da da vurgulamıştım. Bugün de
gündeme getirdim. Biz yan yana yaşayan komşu ahşap evler gibiyiz. Her hangi bir evde çıkan yangının, o evle sınırlı kalması söz konusu olmuyor. Diğer evlere de sıçraması söz konusu. Türkiye, ekonomik kalkınmasıyla, demokrasisiyle dünyanın istikrar adalarından birini oluşturuyor. Biz o istikrarı bozacak her türlü gelişmeye karşı politikalar geliştirebiliriz" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'nin, Suriye'nin geleceğinin parlak olması için her şeyi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini söyledi. Suriye'de Ramazan ayında dahi operasyonların sürmesi halinde Türkiye'nin buna sessiz kalmasının mümkün olmadığını ifade eden Davutoğlu, bölgedeki operasyonlara Türkiye'nin kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını söyledi.
Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin taşeronluk yaptığı ve muhalefeti bilgilendirilmediği iddialarına tepki gösterdi. Hükümetin her aşamada muhalefet partisi ve meclisi bilgilendirmeyi bir ilke haline getirdiğini belirten Davutoğlu, "Benim bakanlığım döneminde de bu gelenek devam etti. Ben Suriye'de, Türkiye'nin geleceğini de ilgilendiren çok uzun bir görüşme gerçekleştirirken benim oraya taşeron olarak gittiğimi iddia ederek benim misyonuma gölge düşürmek çabası ana muhalefet
partisinin sorumluluğuna yakışır mı? Bir ülkenin Dışişleri Bakanına taşeron muamelesi yaparsanız misyonu sabote etmek adına Türkiye'nin menfaatlerini riske atmak anlamına gelir. Biz sükunetle bu meseleyi kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık, yine de paylaşırız. Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı kendi milleti adına konuşur, başka hiçbir güç adına konuşmaz. Eğer başkaları bizimle istişare ediyorlarsa da, bunu Türkiye'nin gücü olarak görmek gerekir. Bu ithamdan sonra benim gidip bilgilendirmemi beklemesin,
muhalefet önce taşeron sözü için özür dilesin. Sayın Bahçeli de bundan önceki iki randevu talebimizi reddetti. Tekrar reddetmeyeceğinin garantisi yok ki" ifadelerini kullandı.