ANKARA (İHA) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, hükümetin yeni Kıbrıs Planı'na şartlı destek vererek, "Desteğimiz, planın bütünlüğünün bozulmaması ve ısrarlı bir şekilde arkasında durulması şartına bağlıdır" dedi.
Mumcu, Anavatan Partisi TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada eleştiri oklarını yine hükümete yöneltti. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "CHP Lideri Deniz Baykal'ın 150 milyon YTL'si var" iddiasına atıfta bulunan Mumcu, Unakıtan'ın bombasının ses bombası olduğunun anlaşıldığını kaydetti. Bakan Unakıtan'ı "hiç üstüne vazife olmayan bir şekilde siyaseti ve partileri töhmet altında bırakmakla" suçlayan Mumcu, siyasetin itibarını zedelemeye kimsenin hakkı olmadığını vurguladı. "Kim söylerse söylesin sözün doğruluğunun gerçekliğinin artık bir anlamı yok" diyen Mumcu, insanların siyaset kurumuna duydukları güvenin azaldığını söyledi. Bu durumun demokrasiyi değil oligarşik güçleri, al gülüm ver gülüm ilişkileri güçlendirdiğini ifade eden Mumcu, "Bunlar sadece bindikleri dalı kesmiyor milletin dalını da kesiyor" uyarısını yaptı. Meselenin polemikten ibaret bir mesele olarak kapatılmamasını isteyen Mumcu, "Maliye Bakanı özür diler mi bilemem ama alıştığımız pişkinliği içinde bir şeyler söyleyecek ve insanlar gülüp geçecek. Bu meseleyi çözmemiz lazım" dedi. Siyasi partiler sisteminin şeffaflaşması gerektiğinin altını çizen Mumcu, parti Genel Başkanları'nın ve milletvekillerinin mal bildirimlerinin şeffaflaşmasını teklif etti. Mumcu, mal bildirimlerinin Meclis gibi kamu otoritesi gözetiminde sürekli olarak kamuya açık hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, malvarlıklarındaki değişimlerin de şeffaf bir şekilde açıklanmasını istedi. Mumcu, bu çerçevede dokunulmazlıkların da demokrasi çürüten bir unsur olmaktan çıkarılması gerektiğini belirterek, siyaset dışı dokunulmazlıkların da kaldırılmasından yana olduklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın teşkilat yöneticilerine "Yolsuzluklar konusunda burnuma pis kokular geliyor" uyarısına değinen Anavatan Partisi Lideri Mumcu, Erdoğan'ın bu sözlerini izlerken yüzünün kızardığını söyledi. Hükümetin elinde yolsuzluklar konusunda belgelenmiş örnekler olduğunu belirten Mumcu, "Önce belgeleri olanlar konusunda bir şey yapsın ki insanlar inansın. Örneğin Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuzluk belgeleriyle ortadadır. Başbakanlık'ın tadilatı konusunda da gereken cevap verilmedi. Bunları açıklayın da balığın baştan kokmadığını millet alsın" diye konuştu.
"BİR KIZIL ELMAYA İHTİYACIMIZ VAR" Mumcu konuşmasında, hükümetin dün açıkladığı yeni Kıbrıs Planı'na ilişkin de görüşlerini açıkladı. Kıbrıs sorununun çözüleceği platformun Birleşmiş Milletler olduğuna işaret eden Mumcu, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki en büyük yanlışının konuyu Avrupa Birliği platformuna taşımak istemesi olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın dün grup konuşmasında dile getirdiği "BM konuyu sümenaltı etmesin" yönündeki çağrısına atıfta bulunan Mumcu, "Günaydın sayın Başbakan, gözün aydın Türkiye. Çünkü sayın Başbakan, sayın hükümet meseleyi anladı. Kıbrıs meselesi AB'nin iç meselesi olmaktan çıkarılmadıkça konunun çözülemeyeceğini anladılar" şeklinde konuştu.
Hükümetin girişimini geç bulduklarını ancak memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Mumcu, "Dün açıklanan paketin arkasında durulmak ve bütünlüğü bozulmamak kaydıyla arkasındayız. Hükümet açıkladığı girişimin mutlaka arkasında durmalı ve bütünlüğünü bozmamalıdır. Bu bütünlüğü bozacak girişimler Türkiye için çözüm olmaktan çok tuzak olur. Bir inisiyatif alınmış olması sevindiricidir. Yıllardan beri yapılan sümenaltı politikasından daha akılcı bir plandır. Bu plana uluslararası desteğin sağlanması da önemlidir. Ama geç kalınmıştır. Türkiye, bunun karşısında ne isteyecekleri konusunda da dikkatli olmalıdır. Aslolan Türk milletinin çıkarlarıdır. Hükümetin geç kalmış olsa bile başlattığı yeni girişimi destekliyoruz. Desteğimiz, planın bütünlüğünün bozulmaması ve ısrarlı bir şekilde arkasında durulması şartına bağlıdır" değerlendirmesini yaptı.
Mumcu, hükümetin Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) seçimlerine müdahale ettiğini de öne sürdü. Hükümeti ayak oyunu içinde olmakla suçlayan Mumcu, "Hükümet faul yapıyor. Birisi de gelir onlara frikikten bir gol çakar" tepkisini gösterdi. Ankara Valiliği'nin TESK kongresinin şehrin bir dışında yapılması nedeniyle güvenliğin sağlanamayacağı yönünde karar aldığını hatırlatan Mumcu, bunun aczin ifadesi olduğunu söyledi. Hükümetin esnafın iradesini baskı altında tutmaya çalıştığını savunan Mumcu, Başbakan'ın tribünlerde oturmak yerine sahaya indiğini söyledi. "Sayın Başbakan esnaf sadece seçim olduğu günde mi aklınızı geliyor" diye soran Mumcu, hükümetin siyasetle değil hobileriyle meşgul olduğunu öne sürdü. Mumcu konuşmasının sonunda Türkiye'nin ortak bir gelecek ülküsüne sahip olması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Hepimiz ortak bir gelecek ülküsü oluşturmalıyız. Bir kızıl elmaya ihtiyacımız var. Ortak bir gelecek ülküsü olmayan bir milletin geleceği de olmaz. Geçmişin kızıl elması birileri için turancılık olabilirdi, ama biz millet olarak bağımsız, çağdaş bir Türkiye'nin her bir ferdi olarak kendi gelecek ülkümüzü oluşturmak zorundayız."