İSTANBUL (İHA) - Reel sektör temsilcilerinin ekonomik gelişmelere bakışını sorgulayan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) anketinden, "İş dünyasının, siyasi ve ekonomik istikrar ortamından memnun olduğu, ancak sorunların artık mali sektör ve kamu maliyesinden çok, reel sektörün yatırım ve üretim şartları ile işsizlik ve döviz kurlarıyla ilgili olduğunu düşündüğü" sonucu ortaya çıktı.
MÜSİAD, her 6 ayda bir sanayici ve reel sektör temsilcisi işadamları arasında gerçekleştirdiği ve geleneksel hale getirdiği "Ekonominin durumu ve geleceğe yönelik beklenti ve öneriler"ni yeni gelişmeler ışığında yeniledi. Ekonomideki gelişmelerin reel sektöre nasıl yansıdığını ve buradan yola çıkarak iş dünyası temsilcilerinin 2006 yılı ikinci yarısına yönelik beklentilerine ışık tutan anket, kurumun üyelerinden bin 305'i tarafından cevaplandı.
Ankette çıkan sonuçlara göre, MÜSİAD üyelerinin yaklaşık yüzde 60'ı 2005 yılında üretimi artırırken, yüzde 24'ünün üretiminde değişiklik olmadı. Yüzde 17'lik bir kesimde üretim kayıpları yaşandı. Üretimle ilgili olarak 2006 yılına yönelik beklentiler de olumlu görünüyor. Ankete katılanların yüzde 76'sı yaptıkları plan ve bağlantılara göre hem üretimi hem de iç satışları artırmayı beklediklerini ifade etti. 2005 yılında üyelerin yüzde 60'ı iç satışlarını artırdığını ifade ederken, stok artışı yaşayanların oranı yüzde 47 olarak belirginleşti. Diğer taraftan, üyelerin yüzde 57'si ihracatını artırdığını ifade etti. Üyelerin yüzde 52'si ithalatını artırırken, yüzde 30'a varan kısmı ise ithalatı azalttığını düşünüyor.
Öte yandan, "ihracat içindeki girdi payını" ölçmeye yönelik soruya verilen cevaplardan, 2004 yılında şirketlerin yüzde 53'ünün ihracattaki ithalat payının yüzde 1-20 arasında arttığı, yüzde 21'inin ise yüzde 21-40 arasında arttığı ortaya çıktı. Aynı verilerin 2004 yılındaki karşılığı ise sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 22 olarak gerçekleşti. Bu sonuç ile ithalattaki azalma oranının (yüzde 30) üretim kayıplarının (yüzde 17) çok üstünde gerçekleştiği yolundaki veri bir arada ele alındığında, MÜSİAD üyelerinin artan oranlarda iç kaynaklara yönelerek milli ekonomiye katkıda bulunma çabasında olduğu görüldü.
YATIRIM PLANLANAN ŞEHİRLERİN BAŞINDA HALA İSTANBUL GELİYOR MÜSİAD üyelerinin yüzde 32'si 2004 yılına nazaran 2005 yılında karlarını artırdıklarını, yüzde 37'si aynı kaldığını ifade ederken, yüzde 31'i karlarının düştüğünü ifade etti. Kar oranlarına gelince, üyelerin yüzde 68'i kar oranlarının yüzde 1-20, yüzde 16'sı ise yüzde 20-40 arasında değiştiğini belirtti. Zarar ettiğini ifade eden yüzde 31'lik grubun yüzde 71'i zarar oranının yüzde 1-20 arasında değiştiğini kaydetti. MÜSİAD üyelerinin yüzde 53'ü 2005 yılında istihdam artışına gittiklerini ifade ederken, yüzde 28 gibi azımsanmayacak oranda da işletmelerinde istihdam kaybının yaşandığı görüldü. Üretim, ihracat ve iç satışların arttığı bir ortamda istihdam kayıplarının yaşanması, kısmen verimlilik çabalarına, kısmen de gerileyen sektörlerden açığa çıkmaya başlayan işsizliğe işaret ediyor. Bir başka dikkat çeken husus ise, istihdam oluşturma konusunda en küçük işletmelerin en aktif durumda olmaları. Ankete göre, istihdam oluşturan şirketlerin yüzde 72'si 1-20 arasında yeni çalışan istihdam etmiş.
Ankete katılanların yüzde 43'ü 2005 yılında modernizasyon ve yenileme yatırımı yaptığını ifade ederken, yüzde 38'i ise yeni yatırıma gittiğini belirtti. Bu arada, yüzde 6 oranında üye yeni şirket satın aldığını ifade ediyor. Şirket satın alma "haberi" yeni döneme uygun olarak sektörlerde bir konsolidasyon ve yeni bir yapılanmanın ilk işaretlerini veriyor. Sürecin yavaş işlediği ve gecikmelerin yaşandığı bir gerçek olsa da, iş adamlarının yeni dönemi kavramaya başladığı ve buna uygun adımlar atma gereği duydukları görülüyor.
YURT DIŞINDA UKRAYNA VE IRAK GÖZDE Bu arada, yatırım planlanan şehirlerin başında hala İstanbul geliyor. Ancak Erzurum, Balıkesir, Batman ve Şanlıurfa'nın oldukça büyük bir ivme ile yatırımcı çekmeye başladığı görülüyor. Bunun arkasındaki temel motivasyonun uygulanmakta olan teşvikler mi, yoksa daha farklı unsurlar mı olduğunun araştırılması gerekiyor. MÜSİAD üyeleri için her zaman önemli bir iş şehri olan Mersin, Konya, Adana da yatırımların yoğunlaştığı diğer önemli şehirler arasında yer alıyor. Dikkat çeken bir başka husus da, Rize'nin atak yapan şehirler arasına girmeyi başarmış olması. Ankete katılanların yüzde 79'u yurt dışında yatırım yapmayı planlarken, yatırım yapılacak ülkeler arasında yüzde 29 ile Ukrayna ve Irak başta geliyor. Romanya ve Bulgaristan da yine yatırım çeken ülkeler arasındaki yerini almaya devam ediyor. Ankete katılanların yüzde 52'si hala finansman sorununun olduğundan bahsediyor. Bunun en temel sebebi işletme sermayesi ihtiyacının sürekli ve hızlı bir şekilde artmış olması (yüzde 32). Yüzde 26'lık bir oran ile finansman sıkıntısının ikinci ve üçüncü en önemli kaynağı maliyetlerin yüksekliği ve özkaynak yaratamamak olarak belirginleşiyor.
MÜSİAD üyelerinin yüzde 67'si 2006 yılında büyümenin yüzde 5-6 civarında gerçekleşeceğini beklerken, büyümenin yüzde 5'in altına ineceğini bekleyenlerin oranı sadece yüzde 15'te kaldı. Geri kalan kısım ise büyümenin yüzde 7'yi aşacağını tahmin ediyor. Enflasyon konusunda ise bir noktada hızlı düşüş beklentisinin artık sonuna gelindiği anlaşılıyor. Üyelerin yüzde 57'si enflasyonun yüzde 6-7 civarında olacağını tahmin ediyor. Yüzde 36'lık bir oran ise yüzde 5 hedefini gerçekçi bulmakta iken, yüzde 7'lik bir kesim ise oranın yüzde 5'in altına sarkacağını düşünüyor. Bunun en önemli nedeni, enerji fiyatları ve karlı olan hizmetler sektöründeki fiyat artış oranlarının yüksek olması.
İŞADAMLARI HÜKÜMETTEN NELER BEKLİYOR? Anket sonuçlarına göre, iş dünyası, siyasi ve ekonomik istikrar ortamından, bunun makro alandaki başlıca ekonomik göstergelere olumlu yansımasından memnun olduğu görünüyor. Ancak mevcut ekonomideki sorunların artık mali sektör ve kamu kesiminden ziyade, reel sektörün yatırım ve üretim şartları üzerinde, işsizlik ve cari açığın azaltılması üzerinde yoğunlaştığı görülüyor. Bu nedenle hükümetten talep olarak rekabet edebilir bir ekonomik yapı için girdi maliyetlerinin uluslararası alandaki rekabet edebilecek düzeye çekilmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor. İşadamlarının hükümete ve ekonomi idaresine yönelik talep ve önerileri arasında, ihracatçıyı zora sokan döviz kuru sıkıntılarının giderilmesi yanında, SSK prim gideri ve enerji bedeli başta gelmek üzere yüksek girdi maliyetleri ile vergi yükünün azaltılması, faizlerin düşürülerek finansman maliyetinin azaltılması ilk sıralarda geliyor. Reel sektör temsilcileri ağırlıklı olarak şu sorunlara dikkat çekiyor:
"Vasıflı, meslek sahibi ara eleman, yetişmiş iş gücü ve yönetici sıkıntısı bulunuyor. Yatırımları yönlendirmek için gereken sanayi, yetişmiş işgücü envanteri ve tarım kadastrosu hala eksik. Bölgesel avantajlar - sektörel üstünlükler temelinde yatırım teşviki gereği var. Sektörel teşviklerin önünün bugüne kadar açılamamış olması reel sektörü zorluyor. Katma değeri düşük üretim ve ihracat nedeniyle karlar azalıyor. Tüketiciler ve Üreticileri 'Türkiye'de Üretilen Malı Kullan' duyarlılığına yöneltmek zorundayız. Yatırım ortamı hala bürokratik çetrefillerden kurtarılabilmiş değil. Yüksek teknoloji yatırımlarına vergi avantajı şart".
Bu arada, geleneksel sıkıntı ve önerilerin yanında, nispeten "yeni" olan önemli bazı sıkıntıların da üst sıralara tırmandığı görülüyor. Şehirlere sirayet eden mafya ve çeteleşme gibi suç örgütlerinin yaygınlaşması, hırsızlık olaylarının artması, yargının etkin çalışmaması, kayıt dışının yol açtığı haksız rekabet, piyasalardaki artan oranlardaki tekelleşme eğilimleri ve küçük-orta ölçekli firmaları ezme girişimleri, Çin ve Uzakdoğu'dan yapılan ithalatın hızla artması, piyasadaki nakit sıkışıklığı ve tahsilat problemi bu sıkıntıların başında yer alıyor.