Brüksel AA- Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile müzakerelerde Türkiye'yi en fazla zorlayan konuların et ithalatları, devlet yardımları,demir-çelik sektörüne yönelik düzenlemeler ve ilaçta patent haklarının korunması gibi "Gümrük Birliği kapsamında 1995-1998 yılları arasında verilen eski taahhütler" olduğunu söyledi.
Babacan, geçen hafta sonunda Berlin'de AB devlet ve hükümet başkanlarının toplantısına diğer aday ülkeler ve Türkiye'nin davet edilmemesini "münferit,
belki (Almanya'daki) iç siyasi durumun getirdiği bir gelişme" olarak gördüğünü belirtti.
Babacan, AB'yi "bizi istiyorlar - istemiyorlar ve bu iş olur - olmaz gibi siyah-beyaz yaklaşımıyla" algılamamak gerektiğini vurgulayarak, "AB, Dünya Bankası ya da Avrupa Yatırım Bankası gibi tek bir kurum değil. Bakıyorsunuz Fransa gibi tek bir ülkede bile iki cumhurbaşkanı adayının Türkiye konusunda söyledikleri çok farklı olabiliyor. Onun için bizim daha çok bu süreçten nasıl en fazla faydayı sağlayabileceğimizle ilgilenmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Almanya'nın dönem başkanlığı sırasında 3 fasılda daha müzakerelerin başlatılmasını beklediklerini kaydeden Babacan, bugünkü toplantıda Almanya'nın da
aynı beklentiyi dile getirdiğini aktardı.
Babacan, açılmasını bekledikleri 3 fasıldan ekonomik ve parasal politikayla istatistikte Türkiye'nin tutum belgesini AB'ye ilettiğini, mali kontrol faslında
ise tamamlanmak üzere olan belgenin önümüzdeki hafta Brüksel'e ulaştırılarak, AB tarafının ortak tutum belgesinin beklenmeye başlayacağını ifade etti.
Başmüzakereci Babacan, yakın zamanda bir fasılda daha açılış kriteri olmaksızın tutum belgesini hazırlamak üzere AB'den davet beklediklerini dile
getirdi.
Bir soru üzerine Türkiye'deki seçimlere de değinen Babacan, "AB açısından önemli olanın cumhurbaşkanlığından çok genel seçimler ve bunun ardından TBMM'ye
oluşacak yapı olduğunu" söyledi.