BURSA (İHA) - Bursa'da 12 yıl önce öldürülen Musevi asıllı işadamı Nesim Malki cinayetinin karara çıkması beklenen duruşması ertelendi. Davanın tek tutuklu sanığı olan ve 9 yıl arandıktan sonra polise teslim olan Oğuz Işıklı'nın tahliye talebi reddedildi.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılanan 8 sanıktan sadece Oğuz Işıklı bugünkü duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan ve başka suçtan cezaevinde bulunan Erol Evcil ise bugünkü duruşmaya gelmedi.
Suçsuz olduğunu belirten Oğuz Işıklı, "Sanıklardan Sadece Burhanettin Türkeş ve Şükrü Elverdi'yi tanıyorum. İddianamede diğer sanıkların sonradan reddettiği kollukta usulsüz olarak müdafisiz şekilde alınan hukuki değerden yoksun ifadeler dışında hiç bir delil bulanmamasına rağmen hakkımda bu dava açılmıştır. İddianamede lehime olan hususlar değerlendirilmemiştir. İddianamenin dayanağı da daha sonradan beyan sahiplerinin geri döndüğü atfı cürümdür. Böyle bir suçu işleyecek kişiliğim ve geçmişim ve hiç bir sabıkam yoktur. Yurt dışındayken hakkımdaki soruşturmadan haberdar oldum. Dayım Mehmet Sümbülün bu olayla ilişkili olarak Hizbullah terör örgütü tarafından kaçırılarak işkence gördüğünü bu örgütün benim ismim üzerinde çok durduğunu öğrendiğimden bundan korkarak yurda girişimi erteledim" diye konuştu.
Ayrıca gözaltına alınan şahısların kolluk kuvvetleri tarafından kötü muamele yapılmasından da korktuğunu vurgulayan Işıklı sözlerine şöyle devam etti:
"Bir usul yanlışlığının altını çizmek istiyorum. Vahşi bir terör örgütü olan Hizbullah'ın sorgu kaseti maalesef bu iddianamenin en büyük dayanağını oluşturmaktadır. Oysa ölüm korkusu altındaki bir kişinin bu manevi işkence atmosferi içinde kendisini sorgulayan kişilerin isteklerini karşılayacak şekilde ifade vermeleri pek tabidir. Suçsuz yere 9 yıldır aranmanın büyük maddi ve manevi ve ailevi kayıplarını yaşadım. Hayatımın 9 senesini adeta yeraltında geçirdim. Ben Malki'nin öldürülmesinden 1 gün önce
İstanbul'daydım. Firari olduğum tarihe kadar askerlik problemim sebebiyle ağabeyim Zeki Işıklı'nın kimliğini kullandım."
Işıklı'nın avukatlarından Alper Oyan ise, sanıkların işkence altında ifadelerini aldıkları iddia edilen polisler ile darp ve cebir izi olmadığı şeklinde rapor veren doktorlar hakkında mahkumiyet kararı verildiğini vurgulayarak, "Kanlı bir terör örgütü olan Hizbullah müvekkilimin dayısını sorguladığı neticede kayda aldığı kaset maalesef delil olarak ortaya koyulmuştur. Böyle bir kasetin doğal olarak hukuki bir değeri olmaz. Bundan dolayı dosyadan çıkartılmasını istiyorum. Müvekkilim ve diğer sanıkların bu
olayda isimlerinin geçmesi bir kurgunun ve faili meçhul dikkat çekici bir cinayetin bu şekilde kapatılması girişiminden ibarettir" diyerek müvekkilini savundu.
Avukat Veysel Aşkın ise, davanın tek tutuklu sanığı olan müvekkili Işıklı'nın 5.5 aydan beri tutuklu olduğunu ifade ederek, "Müvekkilimin kendisi gelip teslim olmuştur.
Sabıkasızdır. Af kapsamına giren bir suçtur. Delilleri karartma olasılığı yoktur. Ve aynı suçla suçlanan diğer tüm sanıklar tutuksuz yargılanmaktadır" diyerek, müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Işıklı'nın tahliyesi ile Hizbullah tarafından çekilen kasetin dosyadan çıkartılma talebini reddeden mahkeme, savcı ve avukatlara tevsii tahkikat talebi için 15 gün süre verdi. Dava eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.