Antalya’da "Mavi ışık" diye bilinen "Crigler Najjar" hastalığı nedeniyle günde 10-12 saat arasında ışık tedavisi gören Poyraz Ergün, babasının sanayide yaptırdığı fototerapi cihazı ve karaciğerini bağışlamasıyla hayata tutunmayı başardı.Bugün 3 yaşını geride bıraktı. Poyraz artık, istediği gibi koşup, oynayabiliyor.
Antalya’da şarküteri marketi işleten Servet ve Zeliha Ergün çiftinin bebekleri Poyraz’a doğumundan üç gün sonra rengindeki sarılık nedeniyle götürüldüğü hastanede dünyada yaklaşık 200 bebekte görülen ’mavi ışık hastalığı’ teşhisi konuldu. Doktorlar, bebeğin iyileşmesi için tek yolun karaciğer nakli olduğunu, ancak bu nakil için de bebeğin en az 8 kiloya ulaşması gerektiğini bilirdi. Doktorlar hastalığın hızla ilerlemesi üzerine minik bebeğin, mavi ışık tedavisi görmesi gerektiğini belirtti. Mavi ışık tedavisi için devlet hastanelerinde yer olmayınca, özel hastanelere de maddi imkansızlık nedeniyle gidemeyen baba Servet Ergün, mavi ışık veren fototerapi cihazının aynısını adlığı ölçüler doğrultusunda yapmaya başladı. Medikal firmasında çalışan bir teknikerin yardımıyla Ergün, 10 bin liralık cihazı sanayide 550 liraya yaptırmayı başardı. Babasının sanayide yaptırdığı cihazda 17 gün kalan minik Poyraz, Sağlık Bakanlığının girişimleriyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde orijinal fototerapi cihazına girmeye başladı. Poyraz daha sonra hayırseverler tarafından hediye dilen cihazla evde tedavisine devam edildi. Bir süre daha evde cihaza girmeye devam eden minik Poyraz’ın sağlığına kavuşabilmesi için karaciğer nakli olması gerekiyordu. Çağrı üzerine onlarca kişi Poyraz’a donör olabilmek için başvuru yaptı. Ancak uyumlu donör bulunamayınca Servet Ergün, karaciğerindeki yağlanmayı 4 ayda 20 kilogram vererek bitirdi. Yapılan tetkiklerin ardından minik Poyraz, 2 yıl önce babasından aldığı karaciğer parçasıyla sağlığına kavuştu. İki çocuğu da organ nakilleriyle sağlığına kavuşan baba Ergün, belirli aralıklarla Akdeniz Üniversitesi Hastanesine kontrollerini yaptırıyor. Bugünlerde 3 yaşına giren Poyraz, Ergün ailesinin mutluluğu oldu. Küçük Poyraz, ağaçlara çıkıp, dilediği gibi koşarken, yeniden üzerilerine güneşin doğduğunu belirtti.
Servet Ergün, Poyraz’la çok zorlu günler geçirdiklerini hatırlatarak, geldikleri noktanın ise sevindirici olduğunu kaydetti. Poyraz’ın doğumundan 3 gün sonra sararmaya başladığını sarılık şüphesi ile götürdükleri hastanede bebeklerine "Mavi ışık" diye tabir edilen "Crigler Najjar" hastalığı teşhisi konulduğunu hatırlattı.
"Zor günlerdi"
Oğlunun mavi ışık tedavisinde de zorlandığını aktaran Servet Ergün, “Hem hastanelerde yer yok hem de benim maddi imkanım yoktu. Mavi ışık cihazı da alamıyordum değeri 10 bin TL’ydi. Ben de aynısını sanayide 500 TL’ye malettim. Uzun süre Poyraz mavi ışıkta tedavi gördü. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavisinin ardından Poyraz’ın bu hastalıktan kurtulması için karaciğer akli olması gerekiyordu. Karaciğer aramaya başladık. Çağrımızda 66 kişi donör oldu. Ama yapılan tetkiklerde uyum sağlanamadı” dedi.
"Oğluma karaciğerimi verdim"
Oğluna aşırı kilo ve karaciğerindeki yağlanma nedeniyle verici olamadığını dile getiren Servet Ergün, “O kadar donörden uygun verici çıkmayınca. Ben tekrar verici olmak istedim, önce fazla kilolarımdan kurtulmam gerekiyordu. 4 ayda 20 kilo verdim. Ardından yapılan tetkiklerinde ardından benden alınan karaciğer parçası oğluma yapıldı. Dünyada en çok istediğim şeydi oğluma organımı verebilmek. Bir başkasını üzmek, ya da incitmek istemedim. Dualarım kabul oldu, karaciğerim oğluma nasip oldu. Kızıma annesi, oğluma ben verici oldum. İki çocuğuma şuan çok sağlıklı” dedi.
"Yeniden güneşimiz doğdu"
Tedavi sürecinde 11 ay boyunca hiç evden çıkamadıklarını dile getiren Ergün, “Sürekli mavi ışıktaydık. Poyraz, mavi ışıkta kalmasaydı, bir müddet sonra hayatını kaybedebilirdi. Kabul gibi günler geçiriyorduk o dönem. Poyraz, karaciğer naklinden sonra sağlığına kavuşunca güneş bize yeniden doğdu. Dünyalar benim oldu. Allah herkese bu güzel günleri yaşatsın” diye konuştu.
"Hayalim oğlumun sağlığına kavuşmasıydı"
En büyük hayalinin oğlunun sağlığına kavuşması ve istediği gibi özgürce oynayabilmesi olduğunun altını çizen Ergün, “ Koşuyoruz, parkta, sokakta dilediğimiz gibi oynuyoruz. Her şeyimiz yolunda gidiyor. Kısa süre sonra okula başlayacak. Güzel günler yaşıyoruz. Oğlumun sarı renginin bitmesini ve beyaz renginde görmek istiyordum. Allah’ım bunu bize yaşattı. Bundan sonraki süreçte inşallah Poyraz’ı daha güzel günler bekliyor” dedi.
"En güzel örnek biziz"
Ergün, yakınlarına veya ihtiyacı olan birine organ bağışında bulunma konusunda kafasında soru işaretlerini bulunanların tereddüt etmeden bağışta bulunmalarını önerdi.
Verici için hiçbir sorunun olmadığını en güzel örneklerinden birinin oğluna karaciğerini veren biri olarak kendisi olduğunu vurgulayan Servet Ergün, bağışladığı karaciğeriyle 3 yaşındaki oğlu Poyraz’ın sağlığına kavuştuğunu belirtti. Ergün, sanayide yaptığı mavi ışık cihazını da Konya’da ihtiyacı olan bir hastaya ulaştıklarını kaydetti.